Hallerimiz

Kamyonetteki gazeteciler anlatıyor: “O fotoğrafta yer almak benim için çok kıymetli”

Özgün fotoğraf: Alp Eren Kaya

CHP’nin Yozgat mitingini takip eden gazetecileri bir kamyonet kasasında gösteren fotoğraf çok paylaşılmıştı. Kamyonetteki 10 muhabir ve kameramanla o gün yaşananları ve sahada haberciliğin getirdiklerini konuştuk. 

Ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 19 Nisan’da Yozgat’ta çiftçilerle buluştuğu bir miting düzenlemişti. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i takip etme çabasındaki 10 haberciyi bir kamyonet kasasında gösteren çarpıcı fotoğrafı, partinin basın biriminde görevli foto muhabiri Alp Eren Kaya çekmişti. Başkent Ankara’da çoğunluğu CHP’yi izlemekle görevli muhabir ve o beraberlerindeki kameramanlardan oluşan gazeteci grubu, çok paylaşılan o fotoğraf sayesinde emeklerinin milyonlarca insan nezdinde görünür kılınmasından memnun.

ANKA Haber Ajansı’nın CHP muhabiri Gülara Subaşı, kameraman meslektaşı Dursun Alkaya ile birlikte Özel’in çiftçilerle diyaloglarını yakından izliyordu. Aynı zamanda haber ajansı adına yaşananları “son dakika” canlı yayınlarıyla aktarmaktan sorumluydu. Yozgat’ta sahadaki manzarada çiftçi ilgisine şaşırmıştı. Öncelikle gazetecilik sorumluluğuyla Özel’i karşılayacak konvoy hâlindeki traktörleri nasıl görüntüleyeceklerini meslektaşlarıyla konuşmaya başladıklarını belirten Subaşı, tüm medya kuruluşları için ortak bir dert ortaya çıkınca CHP’nin de çözüm arayışına dâhil olduğunu kaydetti. Parti kurmaylarının devreye girmesiyle söz konusu kamyonetin alana getirildiğini anlatan Subaşı şunları söyledi:

  • Çok eski bir kamyondu, kasasına binip görüntü almamız için getirilmişti. Kasa kısmına bir tahta levha yerleştirildi, oraya oturmamız için. Tahta levha üzerinde çiviler vardı. Hemen birisi çekiçle çivilere müdahale etti ki oturabilelim diye. Sonra Özel alana geldi ve kendisiyle soru-cevap oldu. Ama sonra birden traktörler hareket etmeye başladı. Hepimiz o ânın telaşıyla kamyonun içine atladık, çıkmamız da çok zor oldu. Birbirimizi çekerek üzerine çıkabildik ve yola çıkıldı. Bizim için Yozgat’taki çalışmanın zor anlarından biriydi ama çok daha zor şartlarda çalıştığımız zamanlar oldu. Bir başka açıdan, bizim için rahattı, çünkü sağlıklı görüntü alabilmemiz esastı.
  • O sırada çok sarsıldığımız için kameraman arkadaşımızı tutmaya, destek olmaya çalışıyordum bir yandan da. Bu fotoğraf, bizim çalışma şartlarımız açısından çok gündeme geldi. Ancak bu işin çok görünür bir yönüydü, çok fazla görünmeyen şekilde böyle çok seyahatlerimiz oluyor. Hatta kamyonet olmadığı anlarda, geri geri hızla yürümek, hareket hâlindeki siyasetçileri takip etmek zorunda olduğumuz anlar oluyor. Böylesi zor anlarda kameraman arkadaşlarımız canlı yayınlar yapıyor ve o yüzden foto muhabiri arkadaşça bunun görünür kılması bizim için çok önemliydi. Biraz olsun emeğimizin görünebilir olması açısından çok güzel yorumlar geldi. O fotoğrafta yer almak benim için çok kıymetli.

“Bizi o kamyonet kasasında görenler aslında bizim gerçeğimizle yüzleştiler”

Now Haber muhabiri Fırat Irmak ise şu ifadeleri kullandı:

  • Özgür Özel’in Yozgat mitingi öncesi çiftçiler tarafından kentin girişinde karşılanacağını biliyorduk. Sorunlarına dikkat çekmek istiyordu çiftçiler. Aslında o çiftçilerin bazıları Ekrem İmamoğlu’na destek için Yozgat’ta iki kez eylem yapmışlar, hatta kendilerine trafik cezası kesilmişti. Bu yüzden Özel, Yozgat mitingine karar verdi. Fitili çiftçiler ateşledi. Özel’in kente gelişinden birkaç saat öncesinde oradaydık, hem hazır olmak hem de çiftçilerle konuşup ayrı haber yapmak için. Aklımızda da bir soru vardı aslında: Traktörler hareket edince ne yapacağız, nasıl takip edeceğiz? Kendi aramızda formüller üretmeye çalışıyorduk.
  • Biz çiftçilerle röportaj yaparken o meşhur kamyonet getirilmiş sahaya. Kameramanlar önden bindi. Biz muhabirlerse traktör başında açıklama almak için Özel’in yanındaydık. Açıklama bitince apar topar kamyonete atladık, hatta kamyonetin kasa kapısı kapatılmıştı, güçlükle binebildik. Özel’in kullandığı traktörün önünde yol alınırken, ben ve kameraman arkadaşım Berkcan Tuğu akşam haberleri için anons ve detay çekiyor, haber kanallarındaki arkadaşlar da yayın yapıyordu yol boyu.  Miting alanına kadar kamyonette gittik. Günün yıldızı 66 AAH 574 plakalı araçla beraberliğimiz orada son buldu.

Irmak, fotoğrafı çeken Alp Eren Kaya’yı da şöyle andı:

  • Aslında bizim kahrımızı da en çok çeken isimlerden birisi, her görevde bir fotoğraf isteyenimiz mutlaka olur. Ama bu kez her şey anlık gelişti. Hiçbirimizin o kareden haberi yoktu. Miting bitti, dönüş yolunda bana fotoğrafı yolladığında görür görmez “Süper olmuş’” diye yazdım ama bu kadar ses getireceğini tahmin etmemiştim. Sosyal medyaya düşer düşmez etki yarattı. Gerçekten çok yaratıcı yorumlar vardı.
  • İzleyiciler sadece 2-3 dakikalık haberi izliyorlar ama o haberlerin arkasında saatler var aslında. Kimi zaman uzun ayakta bekleyişler, kimi zaman otobüs üstünde, kimi zaman karda-yağmurda çalışmalar var. Bizi o kamyonetin kasasında görenler aslında bizim gerçeğimizle yüzleştiler. Ve belki de o yüzden o kadar sahiplendiler. Vatandaş kendi cephesinden, siyasîler kendi penceresinden yorumladı. Açıkcası 15 yıldır bu mesleği yapıyorum ama ilk kez bu kadar konuşuldum, popüler oldum. Yozgat’ın ilk üçü; “Turpunan şalgamınan” diyen çiftçi Abdullah Amca, bizim fotoğrafımız ve miting alanındaki kalabalık oldu.

Kameraman gözüyle: “Sallanma riski dışında çekim için çok uygundu”

Sözcü TV kameramanı Muzaffer Adıgüzel, fotoğraftaki en deneyimli gazeteci. Televizyon haberciliğinde 30 yıldır kameraman olarak görev alan Adıgüzel, kamyonet kasasında muhabirlerle birbirlerine destek olarak, düşmeden çekim yapmaya çalıştıkları koşulları anlattı:

  • Özel’in traktörde ilerleyişini nasıl takip edeceğimizi muhabir arkadaşımızla konuştuk, “Biz de olmazsa bir traktör ayarlayalım, onunla takip edelim” dedik. O arada CHP İl Örgütü’nden bir arkadaş geldi ve ayarladıkları kamyoneti gösterdi. “Uygun olur mu sizin için” diye soruldu. Biz tabii sevindik. Çünkü üstü açık ve önümüzdeki traktörde, görüntüleyebileceğimiz şekilde Özgür Özel olacaktı. Biz kamyonette hemen çekimlere başladık. Muhabir arkadaşlarımız, Özel ile soru-cevap sonrasında kamyonete gelebildi. Özel traktör sürerken biz çekim yaparak kamyonet kasasında Yozgat’ta miting alanına kadar devam ettik.
  • Bu spontane oluşan bir şeydi. Ben ön tarafa çöktüm, diğer arkadaşlar ortada kaldığı için hepimiz birbirimizi destekli şekilde duruyoruz. Zaten orada iç içe duruyoruz ki düşmeyelim, fotoğrafta görüldüğü gibi. Kamyonet sallandığı zaman düşme riski olmasın diye birbirimizi tutuyoruz orada. Yozgat merkezine kadar o şekilde bir kamyonet kasasında gidilmesi kuşkusuz çekim için zordu. İster istemez araba sallanıyor. Biz de bu sallantıyı giderebilmek için çok dikkatli, destek alarak çekim yaptık. Çünkü o arada canlı yayındayız yani. Sallamamak için elimden geldiği kadar dikkatli çekim yaptım.

Fotoğrafı gördüğünde sahada zor şartlarda çalıştığını bir kez daha düşündüğünü belirten Adıgüzel şunları ekledi:

  • Kamyonet kasasında hiçbirimiz, nasıl diyeyim, bilinçli bir duruş [poz] hâlinde değiliz. O fotoğraf karesinde hepimiz doğal şekilde çıkmışız, haberimizi yapıyoruz orada. İlknur arkadaşımız, diğer muhabir arkadaşlarımız fotoğraf çekildiğinden habersiz, haberimiz yok. Yozgat’taki işimiz bittikten sonra fotoğraf karesini gördüm. [Yoldayken gören Yozgatlılar’dan] karedeki hâlimize gülümseyenlere ben de katıldım. Böylece zor bir çekim gününün anısı kaldı. Sosyal medyada ise epeyce gündeme taşındı. Bu fotoğrafla kıyaslamalar yapıldı. Tabii Türkiye’de gazetecilik epeydir böyleydi. Böyle kasalı araçlar olmadığında otomobil camlarından sarkarak da çekimler yaptığımız oldu.

Halk TV muhabiri Sibel Mazrek ile kameraman İsmail Çolakoğlu, kamyonette canlı yayını kesintisiz sürdürdü. O fotoğrafın gazetecilik kariyerinde çok özel bir anı olduğunu vurgulayan Mazrek, yayın bitmeden İstanbul’dan, haber merkezinden arandığını ve bu yayın için teşekkür edildiğini söyledi. “Tamamen canlı yayına odaklanmış bir şekilde hareket ediyordum” diyen Mazrek şu ifadeleri kullandı:

“Keşke bu kamyonette bir kare anımız olsa demiştim”

  • Oradaki bir vatandaşa ait kamyonet getirilmeden önce mesela biz kadın bir çiftçiye ait traktöre binmeyi ve onunla birlikte konvoyda olabileceğimizi düşünmüştük. Ama o zaman Özel en öndeki traktörü kullandığı için konvoyda ama arkasında olabilecektik. Konvoyun önünde olabilmek için acaba bir arabanın camından mı çekim yapsak diye de konuştuk. Ama sırada bu kamyonet çözümü bulunmuş. Hatta ben canlı yayında olduğum için konvoy harekete geçtiğinde kameramanımızın çağrısıyla hızlıca kamyonete bindim ve hemen yayına devam ettim. Arkadaşlar yayınları bitince selfie çektirdi. Dedim ki şurada bir anım olmayacak, çünkü bir yandan düşmemek için tutunuyorum. Bir yandan da mikrofon elimde anlatıyorum, baktım tam yarım saat konuşmuşum. Tekrara düşmemeye çalışıyordum, mitingle bağlantılı, gündemle bağlantılı konuları aklıma getirmeye çalışarak onları anlatıyordum. Benim için gerçekten çok değişik bir tecrübe oldu ve orada fotoğraf çektiremediğim için çok içimde kalmıştı. Sonra [CHP’yi takip eden muhabirler için açılan] WhatsApp grubunda fotoğraf karesi paylaşıldı. O kareyle birlikte benim için çok güzel bir anı kaldı ve gün içerisinde çok mesaj aldım. Açıkçası şanslı hissettim. Gerçekten çok zor şartlarda çalışıyoruz ama gazetecilik saha işi ve biz en iyi şekilde görüntü alabilmek, o görüntüyü en iyi şekilde anlatabilmek için çalışıyoruz.

O sabah hava güneşli olsa da günün devamında yağmurun ve şiddetli rüzgârın gazetecileri olumsuz etkilediğini belirten Mazrek, “Akşam eve gittiğimde hastalandım. Boğaz ağrısıyla birlikte bir haftalık bir soğuk algınlığı geçirdim sonrasında. Sabah saatlerinde hava güneşliydi, kamyonette açık havada yağmur altında yayına hazırlıklı yakalanamadım” diye ekledi.

“Acaba düşer miyiz sorusu aklımıza gelmedi desem yalan olur”

Sözcü TV muhabiri İlknur Yağumli de, çiftçilerle buluşmaya saatler öncesinde giderek Özel’i traktördeyken nasıl takip edeceklerine ilişkin çözüm arayışına giriştiklerini vurguladı. Kamyoneti görünce sevindiklerini belirten Yağumli, “İş güvenliği açısından sağlıklı olmasa da yayın için sağlıklı görüntü olacağı belliydi. Ve yayınlara baktığımızda da hakikaten güzel iş çıkmıştı” diyerek şöyle devam etti:

  • Daha önce çok daha zorlu şartlarda, pozisyonlarda kameraman arkadaşlarımızla çalıştık. Bu bizim çok da zorlu değildi, hatta bazı işlere göre konforluydu bile denebilir. Çünkü bazı yayınlarda örneğin kameraman arkadaşlar saatlerce geri geri yürümek zorunda kalabiliyor. Konfor vardı ama güven yoktu, neticede 1980’lerden kalma bir kamyonet idi. “Acaba düşer miyiz” sorusu aklımıza gelmedi desem yalan olur.

“Parçası olduğum bu kareyle gazetecilik mesleğimle gurur duydum”

TELE1 TV kameramanı Güven Dinçmen, “O gün açıkçası takip esnasında kamyonetle gideceğimiz bizim içinde bir sürpriz oldu, Harika bir atmosfer hâkimdi, halkın da Yozgat mitingine çok yoğun bir ilgisi oldu, sayamayacağım kadar fazla traktör vardı” sözleriyle o günü aktardı. Günün bitiminde fotoğrafı gördüğünde mutlu olduğunu söyleyen Dinçmen şu ifadeleri kullandı:

  • Basın mensupları olarak aslında gazetecilik mesleğimizin ne kadar eğlenceli ve keyifli olduğu kadar bir o kadar da zorlu olduğunu o karede daha iyi anlamış oldum. Geleceğe dair hep izi kalacak bir fotoğraf olacağına eminim. Belki de bizim için işimizi yaptığımız normal bir yayın günü olacaktı. Ama arka planda basının da ne kadar zor şartlarda, çekimler yapıldığını özetleyen bir kareyle anısı kaldı. Parçası olduğum bu kareyle gazetecilik mesleğimle gurur duydum.

“’Halkın gazetecileri’ yorumu mutlu etti”

Halk TV kameramanı İsmail Çolakoğlu ise şunları söyledi:

  • Hava aşırı yağmurluydu ve bize araç ayarlandığı söylendi, biz de sevinmiştik. Ancak hangi araca bineceğimizi kamyoneti görene kadar bilmiyorduk. Sonra kamyoneti gördük ve kasasında çekime başladık. Özgür Özel’i miting alanına kadar yaklaşık 6-7 kilometre canlı yayın yaparak takip ettik. Meslekî açıdan en zorlu haber takiplerinden biriydi benim için. Olumsuz hava koşullarına ve konforsuz bir araçta olmamıza rağmen mesleğimizi yapmanın, canlı yayında bu tarihî anları izleyicilerle buluşturmanın heyecanını hâlen yaşıyorum. O ikonik kare, meslek hayatımın en unutulmaz kareleri arasına şimdiden girdi.
  • Ailem ve beni tanıyan herkes, o fotoğrafı her gören bana sosyal medyadan, telefondan, tüm iletişim kanallarından defalarca ulaştı. Kareyi ilk gördüğümde bu kadar etki yapacağını bilmiyordum. O fotoğrafı görenlerce yapılan “Halkın Gazetecileri” notuyla defalarca toplumun her kesimi tarafından paylaşımları görmek beni ayrıca mutlu etti. O karede yer alan, yer almayan tüm meslektaşlarımın emeklerine sağlık. Gazeteciliğimizin onur nişânesi bir fotoğraf oldu.

Kamyonetteki diğer 3 gazetecinin sözleriyle bitirelim

Now Haber kameramanı Berkcan Tuğu: “Yozgat’ta çiftçilerin eylemini çekebilmemiz için bir araca ihtiyacımız vardı. Oradaki bir çiftçiden kamyonet ayarlandı. Böylece Özgür Özel’i görüntüleyerek şekilde önünde çekim yapmamız sağlandı. Aslında biz oradaki arkadaşlarımızla stres içindeydik. Aslında bizim o gün kamyonet kasasında yaşadığımız stresimiz, o fotoğraf karesi ile güzel, eğlenceli bir hal aldı. İnsanlar, bizim mesleğimizi yaparken aslında nasıl stresli olduğumuzu ama bunu yansıtmamızın bizim için zor olduğunu gördü. Bunu o fotoğraf karesi, eğlenceli bir şekilde göstermiş oldu.”

ANKA Haber Ajansı kameramanı Dursun Alkaya: “Çiftçilerin böyle bir halk mücadelesi vereceğini, traktörlerle uzun kuyruklar oluşturacağını düşünemezdik bile. Oradaki insanlarla konuşup onların dertlerini, sıkıntılarını ekrandaki insanlarla buluşturmak, işte dedik gazetecilik bu. Biz o gün cidden gazeteci olduğumuzu hissettik diyebilirim. Acaba nasıl daha iyi bir şekilde ekrandaki insanlara yansıtabiliriz dediğimizde bir kamyonet arkasında görüntüleme olanağı ortaya çıktı. Kamyonetteki fotoğrafımı gördüğüm zaman altında şöyle bir yorum vardı ve çok dikkatimi çekmişti. ‘İşte Cumhuriyetin gazetecileri’ diye. Yani bu bana hem gurur verdi hem de yaptığım işin ne kadar kutsal bir şey olduğunu aslında gösterdi. Çünkü birçok mitinge katıldım ve binlerce fotoğrafım vardı. Ama o karede biz de orada bir emek mücadelesi veriyorduk. İnsanlar bunu görüp ‘işte bunlar cumhuriyetin gazetecileri’ deyip çok güzel yorumlar yapmıştı. Benim gururum okşandı açıkçası ve yaptığım mesleği cidden sevmemi sağlayan şeylerden bir tanesi bu kare oldu.”

TELE1 TV muhabiri Feyaz Çanak: “[Kamyonette] olduğum hâlde karede gözükmemek şansızlığım galiba… CHP Lideri Özel traktörü sürmeye başladığı anda canlı yayında [kameraman Güven Dinçmen] sahadaki durumu görüntülüyor, ben de olanları anlatıyordum. Özel’i takip edebilmek için kamyon kasasına bindik ve miting alanına kadar kasada yol alırken yayınımızda gelişmeleri aktarmaya devam ettik… Fotoğrafı çeken Alp Eren Kaya tebrikleri hak ediyor. Sanırım yıllar sonra Türkiye’de gazeteciliği anlatırken kullanılacak iki fotoğraftan birisi bu olacak. Diğeri de mâlum uçak fotoğrafı…”

O fotoğrafı çeken Alp Eren Kaya: “Değerli bir tanıklık karesi”

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin (İLEF) uygulama gazetesi Görünüm’ün 40. kuruluş yıldönümü vesilesiyle Journo’da yayımlanan içerikte, Alp Eren Kaya’nın görüşleri de aktarılmıştı.

CHP Basın Birimi’nde görevli foto muhabiri Alp Eren Kaya, Özgür Özel’in parti genel merkezi ve sahadaki siyasî etkinliklerini görüntülüyor. Fotoğrafın bu kadar ilgi görmesini beklemediğini ifade eden Kaya şunları söyledi:

  • O an gerçekten çok hızlı gelişti. Miting alanına bazen koşarak, bazen yürüyerek ilerliyordum ki bunları yaparken de bir yandan da çekim yapmaya çalışıyordum. Etrafta şehre dair detayları kullanmaya çalışırken gözüm bir anda kamyonetin arkasındaki gazetecilere takıldı. O an, miting heyecanının, yol üstü kalabalığın ve hatta havadaki o gri baskının içinde çok güçlü bir sahneydi. Yağmur yağmak üzereydi, hava serin ve hafif gergindi. Gazeteciler toz-toprak içinde sarsılan bir kamyonetin kasasında ama tüm dikkatleriyle işlerine odaklanmışlardı. Herkesin bir görevi vardı; biri canlı yayındaydı, biri kamerayı dengelemeye çalışıyordu, biri görüntüyü kaçırmamak için pozisyon arıyordu. O sahne bana sadece fiziksel değil, duygusal olarak da çok şey anlattı. Makineyi kaldırdım ve o anı kaydettim. Tam anlamıyla doğaçlama ama içgüdüsel bir kareydi. Atmosfer, işin gerçekliğini yansıtan bir sahicilikle doluydu.
  • Öncelikle gazeteci arkadaşlarım için iyi bir anı olacağını düşünmüştüm. Güçlü bir kare olduğunu da hissetmiştim ama bu kadar insana dokunacağını tahmin etmemiştim. Yorumları görünce anladım ki bu karede insanlar kendilerinden bir şeyler buldu. Kimisi emeği gördü, kimisi mücadeleyi, kimisi medya çalışanlarının görünmeyen yükünü. Fotoğrafa dair yapılan yorumlar, aslında bizim mesleğimizin görünmeyen tarafına da bir ışık tuttu. Bunu görebilmek, gösterebilmek ve hissettirebilmek benim için gurur verici. Belki de uzun zamandır sektörle ilgili bu kadar çıplak bir gerçeklikle karşılaşmamıştık. İnsanların bir seçim olmadan yalnızca adalet arayışı içerisinde ve erken seçim talebiyle düzenlenen mitinglere olan ilgisi, bu fotoğrafa olan ilgiyi de aşağı yukarı açıklıyor.
  • Meslektaşlarım o kamyonetin arkasında sadece görüntü değil, bir duruş sergiliyorlardı. Gazeteciler bazen konfor alanına bakmaksızın duracağı yeri kendileri seçiyor. Ortamın atmosferine uygun bir araç içerisinde ekipmanlarını korumaya çalışırken bir yandan görüntü almaya, yayına bağlanmaya, haberi aktarmaya çalışıyorlardı. Bu, gazeteciliğin gerçek yüzü. Fiziksel olarak konforsuz, tehlikeli ve çoğu zaman değersizleştirilen bir çaba ama aynı zamanda çok değerli bir tanıklık. O kamyonetin kasasında sadece insanlar değil, gazetecilik mesleğinin yükü, sorumluluğu ve gerçeği vardı. Ve evet, belki de o fotoğraf, bizim yıllardır hissettiğimiz ama dışarıdan çok görülmeyen bir emeğin görsel karşılığıydı. İnsanların haberden önce haberciye doğrudan tanıklıkları da belki bu kareyi değerli kıldı.

CHP muhabirleri Yozgat mitingini nasıl yorumluyor?

CHP tarihinde 1970’li yıllarda kasketiyle iktidara yürüyüşünde başarılı olan Bülent Ecevit’in ardından Yozgat’ta 19 Nisan mitingiyle birlikte kasketli Özgür Özel’in liderliğini pekiştirdiği görüşü yazıldı. Kurumlarında “CHP muhabiri” olarak görev yapan gazeteciler Yozgat mitingini bu bağlamda da yorumladı.

ANKA Haber Ajansı muhabiri Gülara Subaşı: “CHP lideriyle birçok şehre gittim. Yozgat ise, [iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi] AKP’nin kalesi olarak nitelenen yerlerden bir tanesiydi. CHP’nin önceki seçimde oyu yüzde 2 civarındaydı. Ama çiftçiler traktörleriyle konvoy oluşturmaya başladığı andan itibaren orada farklı bir şey olabileceğini aslında bir noktada gözlemledik. Her yaştan çiftçinin ve çocuklarını alarak kadınların traktör üstünde oraya geldiği anlara şahit olduk. Yoldan geçen arabalardan da yurttaşların kornalarıyla selektörleriyle çiftçilere selam yolladığına şahit olduk. Kamyonetin kasasındayken de şunu çok net hissettiğimi hatırlıyorum; Yozgat’taki bu miting gerçekten daha öncekilere hiç benzemiyor. Kamyonette çok tarihi bir görüntünün içinde olduğumu aslında o anda fark etmiştim. Özel’in liderliği boyutunda ise, insanlarla birebir temas kurduğu için Özel’in seçmenle iletişimi açısından da çok kıymetli ve değerli bir iş olduğunu düşünüyorum.”

Now Haber muhabiri Fırat Irmak: “Benden daha eski CHP muhabirlerine de sorduğumda onlarda Yozgat’a gittiklerini hatırlamıyorlar. Aslında herkes o gün bir ilki yaşadı, Türk siyasetinde ezber bozuldu. Yozgat’taki meydanın dolması, miting öncesi çiftçilerin eylemi herkese mesaj verdi aslında. Sadece [19 Mart’ta gözaltına alınıp ardından tutuklanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem] İmamoğlu için toplanmadı binler orada gelecek kaygısı yaşayan gençler, emekliler, işsizler ses yükseltmek isteyen herkes vardı. Siyasi gömleklerini çıkarıp aynı meydanda buluştular. Kasketli Özgür Özel, CHP için sahada olmanın, vatandaşa dokunmanın varlığını hissettirmenin önemi gösterdi. CHP, Yozgat’ta da varız dedi, rüzgârı arkasına aldı.”

Halk TV muhabiri Sibel Mazrek: “Genç bir gazeteci olarak onlara tanıklık etmek, özellikle CHP’nin hiç vekil çıkarmadığı, oyunun çok düşük olduğu Yozgat’ta o kalabalığı görmek beni şaşırttı. Hatta bir arkadaşım bana mesaj atmış; ‘Ne kadar şanslısın belki de devir değiştiren mitinglere eşlik ediyorsun’ dedi. Tam da böyle. Birçok tarihi gelişme yaşıyoruz zaten son yıllarda, son aylarda. Ama tüm bunlarla birlikte Türkiye’nin belki de değişen siyasi yapısına tanıklık ettiğim için bu meslekte şanslıyım diye düşünüyorum.”

İLGİLİ:

TGS Basın Özgürlüğü Raporu açıklandı: “Anti-demokratik uygulamaların tedavisi özgür habercilik”

Gazeteci Yasin Akgül: Gençler, halkı bilgilendirmenin her zaman önemli olacağını bilmeli

Kadın foto muhabirler: ‘Sahada omuz atma, üste çıkma, sözlü taciz ve asılma ile karşılaşıyoruz’

Yıldız Yazıcıoğlu

1977 yılı doğumlu. 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet gazetesinde stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000–Mayıs 2009 döneminde Milliyet gazetesinde kent muhabirliğinden başladığı meslekî kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009–2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü. Burada ABD merkezli TurkishNY ile İstanbul merkezli T24 haber sitesinde, A Haber TV kanalı gibi farklı medya kuruluşları temsilciliği ve/veya yorumculuğu görevlerinde bulundu. Washington DC’de Voice of America (VOA) kuruluşunda eğitim aldı ve muhabirlik yaptı.

Türkiye’ye dönüşünde Ocak 2012’de Habertürk TV’de Ankara Editörü olarak göreve başladı ancak 2013 yazında Gezi protestoları sürecinde meslekî ilkeleri nedeniyle istifa etti. O günden bugüne işsizlik dönemleri dışında Türkiye’deki medya kuruluşlarında parlamento-diplomasi muhabirliği yaptı. Serbest gazeteci olarak VOA Türkçe bölümünde Türkiye muhabirliği görevi ise ABD’de VOA’in tümüyle kapatılması kararıyla Mart 2025’te sona erdi.

Journo E-Bülten