Görüş

LGBTI haberciliği ama nasıl?

LGBTİ+ konulu haberler gazetelere ve diğer yayın kuruluşlarına hep sorunlu bir şekilde yansıyageldi. Peki LGBTİ+ haberciliği nasıl yapılmalı?

Hak temelli gazetecilik konusu, gazetecilik pratiğinin her geçen gün daha da zorlaştığı Türkiye’de çoğu zaman gözden kaçırılıyor. Ana akım medyaya haber dili ve habere farklı bir bakış açısıyla iyi bir alternatif sunan dijital mecralar da olmasa; erkek egemen dilin hakim olduğu, haberin çoğu zaman resmi ideolojiyi referans gösterdiği medyada bu alanda iyi örneklerden söz edemeyeceğiz.

Hak temelli gazeteciliğin tartıştığı konulardan biri de LGBTİ+ haberciliği. Batılı birçok ülkenin nefret suçlarına karşı yaptırımlarla güvence altına aldığı LGBTİ+ hakları, Türkiye medyasında çoğu zaman magazine dair bir dolgu malzemesinden öteye geçemiyor. LGBTİ+ bireylere yönelik ayrımcı söylem sokaktan başlayarak sosyal medya platformları ve medya aracılığıyla yerleşik bir hâl alıyor.

Her yıl haziran ayının son haftasında, İstanbul’da düzenlenen İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü, son 3 yıldır İstanbul Valiliği tarafından “oluşabilecek muhtemel olumsuzluklar” gerekçe gösterilerek yasaklanıyor. Ankara Valiliği, İl Emniyet Müdürlüğüne 3 Ekim 2018 tarihinde gönderdiği yazıda “LGBTT-LGBTİ vb. konular ile ilgili” etkinliklerin yasaklandığını belirterek, belgesel gösterimi dahil olmak üzere hiçbir konuda etkinlik düzenlenmesine izin vermiyor.

Türkiye’de LGBTİ+ ayrımcılığına karşı mücadele amacıyla kurulan çok sayıda dernek ve yerel inisiyatif bulunuyor. 1994’ten bu yana örgütlü olan ve 2005’te dernek tüzel kişiliğine kavuşan Ankara merkezli Kaos Gey ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği (Kaos GL), 1993’te İstanbul’da kurulan ve 2006’da dernekleşen Lambdaistanbul LGBTT Dayanışma Derneği, Türkiye’nin ilk trans hakları derneği olan ve 2006’da Ankara’da kurulan Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği, 2011’de bir grup akademisyen, hukukçu ve aktivist tarafından İstanbul’da kurulan Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Araştırma Derneği (SPoD), alanda farkındalık yaratan iş ve projelere imza atan LGBTİ+ örgütlerinden.

Medyanın LGBT karnesi zayıf

Türkiye’de yazılı, görsel ve dijital medyada LGBTİ+ bireylere yönelik yapılan haberler ayrımcı dil ve nefret söylemini pekiştirmeye yardımcı oluyor. Kaos GL 2018 Medya İzleme Raporu’na göre 2018’de yazılı basındaki haber ve yazıların yarısı LGBTİ+ bireylere yönelik önyargıları besledi, ayrımcı dil ve nefret söylemi yoğun şekilde kullanıldı.

Rapor kapsamında incelenen 603 metinde (LGBTİ+’ları konu alan metinlerin yüzde 26’sı) lezbiyen, gey, biseksüel, trans ya da interseks olmak “suç” gibi gösterildi. 381 metinde (yüzde 16) LGBTİ’ler “ahlaksız” olarak işaretlendi.

LGBT haberciliğindeki sorunlar

Kaos GL ve Pembe Hayat derneklerinin gazeteciler için hazırladığı LGBTİ+ haberciliği rehberi, bu alanda işin mutfağında olan gazetecilerin hazırladıkları haberlerde cinsiyetçi ve ayrımcı dilden nasıl uzaklaşacakları yönünde somut örnekler içeriyor.

Türkiye’de LGBTİ+ bireylere yönelik politikaların anlatıldığı rehberde, toplumsal cinsiyete ilişkin haberlerde hangi söylemlerin kullanılması gerektiği, şiddet ve intihar haberlerinin nasıl yazılacağı, haber kaynakları, kayıt dışı (off the record) açıklamalar, haberde fotoğraf kullanımı, özel yaşamın gizliliği gibi konularda hak odaklı önerilerde bulunuyor ve haber yapılırken dikkat edilmesi gereken noktalara dair bir çerçeve sunuyor.

Medya çalışanlarının cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, toplumsal cinsiyet ve cinsiyet gibi kavramlar konusunda farkındalık sahibi olmaları, bu farkındalığın medya eliyle toplumda geniş bir tabana yayılmasında doğrudan etkili.

LGBTİ+ haberciliği rehberinden medya çalışanlarına yönelik önerilerden bazıları şu şekilde:

Gey erkek, lezbiyen kadın – Heteroseksüel erkek/kadın?

Haberin içeriği ile hiçbir ilgisi olmadığı halde kişilerin cinsiyet, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerinin belirtilmesi de ayrımcılıktır. Heteroseksüel ve erkek bireylerden bahsederken “heteroseksüel” ve “erkek” olduğu belirtilmezken; kadın, eşcinsel, biseksüel ve trans bireylerden bahsederken de haberle doğrudan ilgisi olmadığı durumlarda bu tanımlamaların belirtilmemesi gerekir.

Eşcinsellik “itiraflık” bir durum değil

“Eşcinsel olduğunu itiraf etti” cümlesindeki “itiraf etti” ifadesi medyada ve halk arasında yaygın olan yanlış kullanımlardan biridir. Eşcinsellik, bir suç ya da yanlışlık olmadığı için itiraf edilecek bir durum da söz konusu değildir. Bunun yerine “eşcinsel olduğunu açıkladı” cümlesi daha uygundur.

‘Gerçek adı … olan travesti…’

“Gerçek adı … olan travesti…” haberlerde trans bireylerin kimlikteki adları kişilerin onayı alınmadan kullanılmaktadır. Bunun yerine kişinin kendisini tanımladığı adı veya adı-soyadı kullanılmalıdır.

Cinsiyet değiştirme değil cinsiyet geçişi

Cinsiyet değiştirme/düzeltme ameliyatı yerine “cinsiyet geçişi ameliyatı” ya da “cinsiyet inşası ameliyatı” ifadelerinin kullanılması gerekmektedir. Atanmış cinsiyeti esas alan “değiştirme” gibi ifadeler, transların beyanları ve hissettikleri dışında daha az “kadın” ya da “erkek” oldukları algısını güçlendirerek ötekileştirmeyi arttırmaktadır.

Cinsel tercih değil cinsel yönelim

“Cinsel tercih” ifadesinin eşcinselliği, biseksüelliği ve transeksüelliği tanımlamak için kullanımı tamamen yanlıştır. Eşcinsellik ve biseksüellik, heteroseksüellik gibi bir cinsel yönelim; transeksüellik ise bir cinsiyet kimliğidir. “Cinsel tercih” yerine, bu tanımlamalara uygun olarak, “cinsel yönelim” veya “cinsiyet kimliği” kavramlarının kullanılması gerekmektedir.

Hatalı söz kalıpları

Haber yazımında deyimlerin, söz kalıplarının ve sözcüklerinin kökenine bakılarak cinsiyetçi ifadelerin düzeltilmesi de ayrımcı bir dilden uzaklaşmak için olmazsa olmaz ilkelerden.

Bayan yerine kadın, erkek çocuğu yerine oğlan çocuğu, LGBT’li yerine LGBTİ ya da LGBTİ+, travesti yerine trans, adam yerine insan, insanoğlu yerine insanlık, bilim adamı yerine bilim insanı, iş adamı yerine iş insanı, kızlık soyadı yerine evlenmeden önceki soyadı, farklı cinsel yönelimler yerine çeşitli cinsel yönelimler ve eşcinsel evlilik yerine evlilik eşitliği kullanımları medyadaki cinsiyetçi dili dönüştürmeye yardımcı kelime önerileri.

A. Buğra Tokmakoğlu

Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü'nden 2011'de mezun oldu. Uluslararası ilişkiler alanında yüksek lisans, kültürel miras ve turizm alanında ise önlisans eğitimi aldı. İzmir yerel basınında muhabirlik, editörlük ve haber müdürlüğü görevlerinde bulundu. Kurucusu olduğu seyahat blogu Keşfetsek'i yönetiyor. Farklı STK'larda sosyal medya, yurttaş gazeteciliği, hak odaklı gazetecilik ve LGBTİ+ haberciliği konularında eğitim veriyor.

Journo E-Bülten