Dosya

10 maddede: Gazeteciler iş güvenliği için ne yapmalı?

Ukrayna'nın Slovyansk şehrinde bir apartmana 14 Nisan 2023'te Rus ordusuna ait bir S300 isabet etmiş, aralarında Laura de Chiclana'nın da olduğu gazeteciler en az 15 sivilin öldüğü füze saldırısını olay yerinden haberleştirmişti. Fotoğraf: Jose Maria Hernandez

Gazeteciler şiddet riskiyle, güvencesizlikle, ekipman eksikliğiyle ve psikolojik baskılarla iç içe yaşıyor. Manşet peşinde hayatlarını riske atan habercilerin, sağlıklarını ve güvenliklerini göz ardı etmemesi gerekiyor.

Gazetecilerle, İSG uzmanlarıyla ve sendika temsilcileriyle bu konuda hem çalışanların hem de işverenlerin atması gereken adımları konuştuk. Medyada editörlük deneyimine ek olarak iş güvenliği uzmanı olarak da görev yapan gazeteci Özgür Bülbül yazdı.

Gazetecilerin işçi sağlığı ve güvenliği, yerel ve ulusal basında farklı boyutlarda ele alınması gereken önemli bir konu. Güvencesizlik, ekipman eksikliği, yetersiz eğitim, yoğun stres, şiddet riski, uzun çalışma saatleri ve engelli meslektaşların özel ihtiyaçları gibi pek çok faktör, gazetecilerin sağlığını ve güvenliğini tehdit ediyor. 

Muş Kent Haber İmtiyaz Sahibi Fırat Demir, ulusal bir haber sitesinin editörü Hazal Göksun, İhlas Holding Kıdemli İş Güvenliği Uzmanı Betül Haser, engelli gazeteci Alper Tolga Akkuş ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş ile bunları konuştuk, işçi sağlığı ve güvenliği (İSG) konusunda yapılması gerekenleri 10 maddede masaya yatırdık.

1. Önce can güvenliği: Riskli durumlarda geri adım atın

Habere ulaşma tutkusu, gazetecileri zaman zaman kendi can güvenliklerini ikinci plana atmaya itebiliyor. Ancak uzmanlar, hiçbir haberin bir gazetecinin hayatından daha değerli olmadığı konusunda hemfikir. İhlas Holding Kıdemli İş Güvenliği Uzmanı Betül Haser, bu temel ilkenin altını çiziyor:

  • Savaş, doğal afetler ve trafik kazaları olaylarını haber yapmak isteyen gazeteciler, anlık ve hızlı haber sağlayabilmek için kendi güvenliklerini ikinci sıraya koyabilmektedirler. Habere hızlı ulaşmak önemlidir ama öncelik kendi güvenlikleri olmalıdır.

Göksun’un yaşadığı bir olay, bu uyarının ne kadar hayatî olduğunu gösteriyor: 

  • Yaptığım bir haberde Esenyurt tarafına gitmiştik… Röportaj bitmek üzereyken, saldırganların evin olduğu sokağa geldiğini öğrendik. O an ilk düşündüğümüz kendi canımızdı. Ekipmanları aceleyle topladık. Şoförümüze direkt kapıya gelmesini söyledik. Çıkar çıkmaz da araca atlayıp oradan ayrıldık. Aslında o saatte oraya gitmenin riskli olduğunu kameramanım da söylemişti. Ama haber peşinden koşma tutkusuyla bir sorun olmaz deyip gitmiştik.

2. Eğitim şart: Meslekî riskler konusunda bilgi edinin

Pek çok gazeteci, özellikle yerel medyada, herhangi bir İSG eğitimi almadan sahaya çıkıyor. Bu durum, olası riskler karşısında savunmasız kalmalarına neden oluyor. Muş Kent Haber Sahibi Fırat Demir, yerel medyadaki bu eksikliğe şöyle dikkat çekiyor: 

  • Yerel basında bu konu ne yazık ki çoğu zaman göz ardı ediliyor. Gazeteciler çoğu zaman güvencesiz, ekipmansız ve eğitim almadan sahaya çıkıyor. İş sağlığı ve güvenliği konusunda ciddi bir eksiklik söz konusu. 

Demir, çözüm olarak “gazetecilere eğitim programları düzenlenmeli” önerisinde bulunuyor. Editör Göksun da aldığı temel eğitimin yetersiz olduğunu belirterek, “iş sağlığı ve güvenliği konusunda daha kapsamlı, pratik eğitimlerin verilmesi gerektiğini düşünüyorum” diyor.

3. Ekipman hayat kurtarır: Kişisel koruyucu donanım talep edin

Toplumsal olaylar, doğal afetler veya çatışma bölgeleri gibi yüksek riskli alanlarda kask, çelik yelek, gaz maskesi gibi Kişisel Koruyucu Donanımlar (KKD) hayati önem taşıyor. Demir, kendi deneyimlerinden yola çıkarak ekipmanın önemini vurguluyor: 

  • Doğal afet bölgelerinde ve protesto gösterilerinde birçok kez risk yaşadım. Olası tehlikelere karşı kişisel koruyucu ekipman (kask, yelek, maske vb.) kullanarak, alanda görev yapan güvenlik güçleriyle iletişim hâlinde olarak ve ekipçe çalışarak bu durumları yönettik.

İSG uzmanı Haser de “Savaş bölgeleri gibi tehlikeli çalışma sahalarına gidecek çalışanlarımıza öncesinde ek eğitim yapıyor, kişisel koruyucu donanımlar ile destek sağlıyoruz (kurşun geçirmez yelek, kask gibi)” diyerek kurumsal sorumluluğa işaret ediyor.

4. Ruh sağlığınızı koruyun: Psikolojik destek almaktan çekinmeyin

Sürekli haber yetiştirme baskısı, tanık olunan travmatik olaylar, sansür ve tehditler, gazetecilerin ruh sağlığını derinden etkiliyor. Göksun da bu görünmez tehlikeye dikkat çekiyor: 

  • Gazetecilik mesleği, doğası gereği zaten yoğun bir stres barındırıyor. Sürekli haber yetiştirme baskısı, sansür ya da otosansür kaygısı gibi durumlar zamanla tükenmişlik, kaygı bozukluğu ve depresyona yol açabiliyor. Psikolojik destek almak hâlâ birçok kurumda yeterince teşvik edilmiyor. Biraz bireyin kendisine bırakılıyor diyebilirim.

Yerel gazeteci Demir de deprem bölgesindeki deneyimlerini aktarıp “Psikolojik olarak da travmatik anlara tanıklık etmek yıpratıcı oluyor” diyerek psikolojik destek mekanizmalarının kurulması gerektiğini belirtiyor.

5. Haklarınızı bilin, sendikalı olun: Güvencesizliğe karşı örgütlenin

Güvencesizlik ve düşük ücretler, gazetecilerin İSG taleplerinde bulunmasını zorlaştırıyor. İhmaller, denetimsizlik ve hukuksuzluk nedeniyle Türkiye’nin İSG konusunda Avrupa Birliği ülkelerinin epey gerisinde olduğunu vurgulayan TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, bu noktada örgütlenmenin gücüne vurgu yapıyor: 

  • Sendikasızlık bizleri işveren karşısında zayıf bırakıyor. Onlar da istedikleri gibi çalışma koşullarını belirlemeye, hatta İSG önlemlerini rafa kaldırmaya bakıyor. Bu usûlsüzlüklere mahkûm değiliz. Sendikanız TGS ile iletişime geçmekten, bilgi ve destek almaktan çekinmeyin. Biz birlikte güçlüyüz.

Durmuş, bir kameramanın, canlı yayın aracının arkasındaki penceresiz ve güvensiz bölümde seyahat etmeye zorlandığı bir örnek üzerinden, sendikal desteğin nasıl bir koruma kalkanı oluşturduğunu anlatıyor: 

  • Bize ulaştı, “Bu yasal mı, haklarım neler” diye sordu. Kendisine bilgi verdik, bu yolculuğu reddetme hakkının olduğunu söyledik. Bizden aldığı bilgi ve destek sayesinde üyemiz işverenin karşısına çıkınca geri adım atıldı. Üyemize uçak bileti alındı. 

“Bizler için İSG, en az ücret ve yan haklar kadar önemli. Doğrudan gazetecinin hayatını, vücut bütünlüğünü ve sağlığını etkiliyor” diyen Durmuş, TGS’nin toplu iş sözleşmeli (TİS) işyerlerinde bu başlıktaki maddelere özel bir önem verdiğini, İSG eğitimleriyle üyelerini sürekli bilgilendirdiğini ve isterlerse onlara hukukî destek de sağladığını belirtiyor.

6. İşverene sorumluluğunu hatırlatın: Yasal yükümlülükleri talep edin

İSG önlemleri, yasal olarak öncelikle işverenin sorumluluğunda. TGS Başkanı Durmuş, TİS süreçlerinde bu sorumluluğa özel önem verdiklerini belirtiyor: 

  • TİS’li işyerlerine baktığınızda daha sözleşmenin amaç kısmında, bu noktaya dikkat çekiyoruz… “Sağlıklı çalışma mekânı, ofis ergonomisi, iş hijyeni, aydınlatma, havalandırma, ekran başında çalışma, çalışma süreçlerinde ortaya çıkan çatışma ve psikolojik sorunlar” gibi işin yürütümüyle ilgili konularda gerekli önlem ve tedbirleri alması için işverenlere sorumluluk yüklüyoruz.

Öte yandan İSG konusunda sadece çalışanların ve sendikanın çabası, sorunları çözmek için yeterli değil. Durmuş, önlem almayan işverenlere güçlü yaptırımlar uygulanması gerektiğini vurgulayarak “Bakanlığın denetimleri artırması, bunun için yeterli kadro istihdam etmesi, yaptırımı olan cezaların uygulanması ve işverenlerin eğitimi büyük önem taşıyor” diyor.

7. Ofis ergonomisini önemseyin: Masabaşı hastalıklarına dikkat

İş güvenliği sadece sahadaki risklerden ibaret değil. Örneğin TGS Başkanı Durmuş’un “ofis ergonomisi” vurgusundan da anlayabileceğimiz gibi işyerinde uzun saatler boyunca bilgisayar başında çalışmak ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. 

Editör Göksun da bu konuda kendi deneyimini paylaşıyor: 

  • Uzun süre bilgisayar başında çalışmak zaman zaman sırt ağrılarına sebep oldu. Ayrıca, uzun süre ekrana bakmak miyop derecemin artmasına, uzun süre oturmak ise sağlıksız bir kilo alımına sebep oldu… Ofis ortamında ara sıra yerimden kalkıp hareket ederek, ekran başında kısa molalar vererek ve sağlıklı beslenmeye dikkat ederek sağlığımı korumaya çalışıyorum.

8. Özel durumlar için hazırlanın: Afet ve kriz bölgelerinde önlem alın

Her haberin dinamiği ve riski farklı. Özellikle doğal afet ve kaza bölgelerinde görev yapacak gazetecilerin özel hazırlık yapması gerekiyor. Haser, pratik bir örnekle durumu açıklıyor:

  • Örneğin şehirlerarası otoyolda trafik kazası haberi aldınız ve kış mevsimi… Çekim yapmadan önce araç ve malzemelerle beraber güvenli bir alan oluşturulmalı, diğer araçlar için ve kendiniz için karşılıklı risk oluşturulmamalısınız.

Bu gibi durumlarda önceden risk analizi yapmak ve güvenlik protokolleri oluşturmak büyük önem taşıyor.

9. Engelli meslektaşların ihtiyaçlarını gözetin: Erişilebilirlik ve güvenlik talep edin

Medya sektöründe çalışan engelli gazetecilerin karşılaştığı zorluklar genellikle göz ardı ediliyor. Engelli gazeteci Alper Tolga Akkuş, bu konudaki derin boşluğa dikkat çekiyor: 

  • Genelde engelli bir gazeteciye, yazara, aktiviste yer veren medya kuruluşları onlara bir iş güvenliği ya da güvenliği temin etmek şöyle dursun onlara bir sayfa, bir alan, bir çalışma fırsatı sundukları için kendi sorumluluklarını hayda hayda yerine getirdikleri -yanlış- düşüncesinde saplanıp kalmış durumdalar gibi geliyor bana.

Akkuş’un bu tespiti, sektörün engelli çalışanlar için erişilebilirlik ve güvenlik önlemleri konusunda daha fazla sorumluluk alması gerektiğini ortaya koyuyor.

10. İletişimde kalın: Ekip çalışması ve kurum içi koordinasyon hayatî

Sahada tek başına olmak riskleri artırıyor. Yerel gazeteci Demir’in de belirttiği gibi “ekipçe çalışmak” riskleri yönetmede önemli bir faktör.

İSG uzmanı Haser ise kurum içi iletişimin önemini vurguluyor: 

  • Kendi firmamda farklı alanlarda haber yapmaya giden çalışanlarımızın öncesinde bize bilgi vermesini istiyoruz. Örneğin tehlikeli ve kapalı bir ortam mı, ilgili izinler alındı mı, böyle bir alan için alınacak toplu ve kişisel koruyucu önlemler var mı, bu gibi soruları cevaplıyor ve aksiyon alarak sahaya gönderiyoruz.

Bu bağlamda gazetecilerin, sahaya çıkmadan önce riskleri İSG birimleri veya editörleriyle paylaşması, olası kazaları önlemede kritik bir rol oynuyor.

İSG nedir, hangi yasa düzenliyor?

İSG, çalışanların işlerini yaparken karşılaşabilecekleri her türlü sağlık ve güvenlik riskini önlemek veya en aza indirmek amacıyla yapılan planlı ve sistemli çalışmaların tümü olarak biliniyor. Amaç; güvenli ve sağlıklı bir çalışma ortamı oluşturarak çalışanların fiziksel, ruhsal ve sosyal iyilik hâllerini korumak. İSG, işyerinde “önce insan” ilkesini benimseyerek çalışanların zarar görmesini engellemeyi ve işin verimli bir şekilde sürmesini hedefliyor. 

Türkiye’de bu alandaki yasal çerçeve, 2012’de kabul edilen 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile çizildi. Bu kanunun, birçok medya kuruluşunda yaygın olduğu bilinen 50 çalışanın altındaki işyerlerinde uygulanması, 2025 yılının başı itibarıyla hayata geçebildi. Ancak uygulamada birçok eksiklik devam ediyor. Örneğin çoğu gazetecinin, özellikle sahada görev yapanların yeterli Kişisel Koruyucu ve Donanım (KKD) kullanamadığı tahmin ediliyor.

Bunları da ihmal etmeyin

Bitirirken, üstteki 10 temel maddenin yanı sıra, gazetecilerin iş güvenliğini bütüncül bir yaklaşımla ele alması için birkaç kritik unsurun daha altını çizelim. 

Örneğin günümüz gazeteciliği için fiziksel riskler kadar dijital güvenlik de hayatî önem taşıyor. Siber saldırılara, veri hırsızlığına ve çevrimiçi tacize karşı güçlü şifreler kullanmak, güvenli iletişim kanallarını tercih etmek ve kaynakların gizliliğini korumak, haberciliğin de ayrılmaz bir parçası hâline geldi. 

Kamera, mikrofon gibi teknik ekipmanların doğru ve güvenli kullanımı da göz ardı edilmemeli. Özellikle elektrik güvenliğine dikkat etmek ve ekipmanları doğru taşımak, hem çalışanın kendisi hem de çevresindekiler için potansiye kazaları önler. 

Son olarak, tüm bu teknik ve fiziksel önlemleri tamamlayan en önemli unsur, proaktif bir zihin hâli olan ‘durum farkındalığı’dır. Sahada veya ofiste çevreyi sürekli gözlemlemek, potansiyel tehlikeleri (şüpheli kişiler, güvenli olmayan ortamlar) önceden sezmeye çalışmak ve her an tetikte olmak, bir gazetecinin de en temel güvenlik refleksi olmalı.

İLGİLİ:

Gazeteciler anlatıyor: Deprem bölgesine giderken bunları yanınıza almayı unutmayın

Çatışma bölgesinde ‘kadın gazeteci’ olmak

Haberler yorunca bir nefes alın: Sağlık sorunlarına karşı uzman tavsiyeleri

Mini araştırma: Gazetecilerin kaçı psikolojik destek alıyor?

‘Maske taktığımız için bizi şikayet ettiler’

7 soruda: Engelli gazetecinin yasal hakları

Özgür Bülbül

Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu. Yerel-ulusal gazete, TV ve haber ajanslarında muhabir-editör olarak görev yaptı. İnternet haberciliği ve yerel medya üzerine çalışıyor. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Medya Ekonomisi ve İşletmeciliği Anabilim Dalı'nda Tezli Yüksek Lisans yaptı. "Doğu’da Gazeteci Olmak" ve "Haberin Yerel Hâli" adlarında yayımlanmış iki kitabı bulunuyor.

Journo E-Bülten