Bazen haberler şarkılardadır… Ama güncel bir olaydan bahseden şarkı yıllandıkça, sözlerinde atıfta bulunduğu haberi birçok insan unutur. Eski şarkılardaki haberlerden 10’unu seçtik. İsmi geçen tüm şarkıları içeren Journo çalma listesini de yazının sonunda bulabilirsiniz.
Sanatçıların kişisel duygu ve deneyimlerinin eseri olan şarkılar, aynı zamanda kolektif hafızanın ve toplumsal tarihin de önemli bir parçası.
1960’ların Amerika’sında, yurttaş hakları hareketinin zirvesinde, Bob Dylan’ın “The Times They Are A-Changin‘” adlı şarkısı, toplumsal değişim ve eşitlik mücadelesinin simgesi olmuştu. Şarkının sözleri, o dönemin ruhunu yakalayarak milyonlara umut ve cesaret verdi.
Türkiye’de de örneğin Cem Karaca’nın 1992 yılında yayımladığı “Nerde Kalmıştık” isimli albümünde yer alan “Raptiye Rap Rap” adlı şarkı, dönemin ekonomi politikalarından sansürcülüğe dek birçok soruna değiniyordu. Turgut Özal iktidarının ruhuna ve uygulamalarına yönelik imâlı-kinâyeli bir eleştiriydi bu şarkı.
Bu kısa seçkide toplumsal ve ekonomik adaletsizlik gibi genel meseleleri ele alan şarkılara yer vermedik. Odağımızı daha dar tuttuk. O gün için haber değeri taşıyan belirli bir olaya, mesela bir kazaya veya ölüme doğrudan atıfta bulunan şarkılar seçkimizde yer alıyor. O zaman, Cem Karaca demişken, bu listeye onun bir başka şarkısıyla başlayalım:
1. Cem Karaca – “Beni Siz Delirttiniz” – Bursa uçağının düşüşü (1975)
Cem Karaca’nın “Beni Siz Delirttiniz” adlı 45’liği, 1975 baharında büyük bir medya kampanyası eşliğinde piyasaya çıkmıştı. Sözlerinin ilk bölümüne bakalım:
Beni siz delirttiniz
Evet, evet
Siz, siz
Kırmızı ışıkta geçen şoförler ve boşverli türküler
Sahil yolundaki kazalar
Denize düşen şu uçak
Beyaz camda hayvanlar ve reklamlar
Yeşilçam’da baldır bacak…
Şarkıda bahsedilen uçak kazası, şarkının yayımlanmasından birkaç ay önce, 30 Ocak 1975’te meydana gelmişti.
THY’nin İzmir’den havalanan TK 345 sefer sayılı “Bursa” adlı uçak, 18.40 sularında İstanbul’a iniş için alçalırken Yeşilköy Havalimanı’nda elektrikler kesilmiş, bu yüzden Fokker F28 tipi yolcu jeti, kararan pisti pas geçmek zorunda kalmıştı.
Kötü havada İstanbul semalarında bir tur atıp iniş için Marmara Denizi’nin üstünde yeniden alçalan uçak, Yeşilköy açıklarında radarda kayboldu. 75 metre derinlikte enkazı yatan uçağın tam olarak neden ve nasıl düştüğü 48 yıldır çözülebilmiş değil.
Çoğunun cenazelerine ulaşılamayan 41 yolcu ve mürettebat arasında Fatih Terim’in eşi Fulya Terim’in babası Kamuran Aksu ile Seyyal Taner’in hostes kardeşi Serap Özşahin de vardı.
2. Mor ve Ötesi – “Cambaz” – Habertürk’ün ABD işgaline desteği (2003)
Mor ve Ötesi’nin “Dünya Yalan Söylüyor” adlı albümü yaklaşık 20 yıl önce yayımlandığında, “Cambaz” şarkısının sözlerinde neyin eleştirildiği hemen herkesçe anlaşılıyordu. Bugünse birçok dinleyici, özellikle gençler, şarkının kastını anlamak için biraz tarih bilgisine ihtiyaç duyacaktır. Şöyle başlıyor bu şarkı:
Ne habersin ne Türk’sün
Seni gören yollara dökülsün
Kul oldun, köle oldun
Kurşungeçirmez cam oldun
Bu şarkı yayımlanmadan aylar önce ABD, Irak’ı Türkiye topraklarını da kullanarak işgal etmeyi planlıyordu. Ancak ABD askerlerinin Türkiye’den Irak’a geçişine izin vermek üzere Adalet ve Kalkınma Partisi liderlerinin 2003 şubatında getirdiği tezkere mecliste reddedildi. Bunun üzerine ABD ordusu 2003 martında Kuveyt üstünden girdiği Irak’ı işgal edip Saddam Hüseyin’i devirdi.
Cambaz şarkısının sözleri, Habertürk televizyonunu bu kritik süreçte ABD işgaline destek vermekle suçluyor. “Beyaz cam,” yani televizyon, kurşungeçirmez bir askeri araç gibi, işgalcilere kul-köle olmakla itham ediliyor. Ufuk Güldemir’in 2001’de kurduğu TV kanalında ne kamu yararına haber verildiği ne de Türkiye’yi temsil eden bir yayın yapıldığı öne sürülüyor. Şarkı, medyanın gerçekler yerine manipülasyonu ve yalanları yayabildiğine dikkat çekiyor.
ABD’nin 2003’teki Irak işgaline daha birçok Türkçe şarkıda atıfta bulunulmuştu. Ceza’nın ilk albümünde yer alan “Savaş Çocukları” ve Barış Akarsu’dan “Kimdir O” bu şarkılardan ikisi…
3. Redd – “Özgürlük Sırtından Vurulmuş” – Hrant Dink cinayeti (2007)
Redd’in 2009 tarihli “21” adlı albümünde “Özgürlük Sırtından Vurulmuş” şarkısı, daktilo sesleriyle başlar ve sözlerinde der ki:
Kurşungeçirmez yelekleri vardı
Ben çıplak yaşarken
Fikrime barut kokusu sokuldu
Medeniyeti ararlarken
Özgürlük sırtından vurulmuş yerde yatıyordu
Gazeteci Hrant Dink’e adanan şarkı, sözlerinin bu bölümüyle, onun 19 Ocak 2007 tarihinde Agos gazetesinin önünde öldürülüşüne atıfta bulunuyor. Dink’in anısını yaşatıp insanları düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda duyarlı olmaya çağıran şarkı, hâlâ süregelen büyük adaletsizliğe karşı sessiz bir çığlık gibi kulaklarımızda yankılanıyor.
Selda Bağcan’ın Uğur’lar Olsun‘u da, cinayetinin faili meçhul kalan bir başka gazetecilik kahramanının, Uğur Mumcu‘nun anısına yazılmıştı.
4. Grup Vitamin – “Son Durumlar” – İstanbul seçiminde metro vaadi (1994)
Türkçe pop müziği absürt komediyle harmanlayan Grup Vitamin’in “Aşkın Gözyaşları” adlı beşinci albümü 1994 haziranında piyasaya çıkmıştı. Albümdeki “Son Durumlar” adlı şarkıda şu sözler geçiyordu:
Biri demiş, “İstanbul’a metrolar yapacağım”
Ha-ha-hay, ha-ha-hay, ha-ha-ha-ha-ha hay
Ben de gidip metrolarda fortçuluk yapacağım
Ha-ha-hay, ha-ha-hay, ha-ha-ha-ha-hay
Bu sözler, 27 Mart 1994’teki yerel seçimlere atıfta bulunuyor.
Bedrettin Dalan döneminde inşasına başlanan İstanbul’un ilk modern metro hattı M1, Nurettin Sözen’in belediye başkanı olduğu 3 Eylül 1989’da hizmete girmişti. M2 hattının inşaatını başlatan ve T1 tramvayını hizmete sokan Sözen, 1994 seçimlerinden önce patlak veren “İSKİ Skandalı” yüzünden aday olmadı.
1994 İstanbul seçimlerinde diğer belediye başkanı adayları arasında Refah Partisi’nden Recep Tayyip Erdoğan metro vaadiyle öne çıkan isimdi. Erdoğan o seçimi %25,19 oy oranıyla kazandı. Anavatan Partisi’nden İlhan Kesici %22,14, Sosyaldemokrat Halkçı Parti’nden Zülfü Livaneli ise %20,3 oranında oy aldı.
5. Emir Can İğrek – “Muhalif” – Ali İsmail Korkmaz cinayeti (2013)
Emir Can İğrek’in 2020’de çıkan “Muhalif” adlı şarkısından:
Yaşama muhalifim, yaşamam arada bir
Ama bu sevdanın köpeğiyim hâlâ
Solmuyorum daldan beni koparsalar da
Tekmele tekmele ölmedi Ali, onun gibiyim inatla
19 yaşındaki üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz, İstanbul’daki Gezi Parkı protestolarına destek için 2 Haziran 2013’te Eskişehir’de düzenlenen yürüyüşe katılmıştı. Korkmaz, güvenlik güçlerinin müdahalesinin ardından girdiği bir ara sokakta önce polis memurları, ardından eli sopalı gruplar tarafından darp edildi. Ağır yaralandığı hâlde ilk tıbbi müdahale ancak 20 saat sonra yapıldı. 38 gün komada kalan Korkmaz, 10 Temmuz 2013’te hayatını kaybetti.
İğrek’in aynı albümündeki “Sapa” adlı şarkısının klibinde ise haberlere konu olan kişisel trajedilerin tarihleri dikkat çekiyor. Erkek arkadaşı tarafından vahşice öldürülen Güleda Cankel (18.11.2019), kendi canına kıyarken bile sevdiklerini düşünen Mehmet Pişkin (16.10.2014), taksiye intihar notunu bırakıp köpeğini emanet eden Eylül Cansın (05.01.2015) ve “Bu dünya renklerimi taşıyacak kadar güçlü değil” diyen İsa Şahmarlı’nın (22.01.2014) hayata veda ettiği tarihler…
6. Teoman – “İki Çocuk” – Zekeriya Önge ve Erdal Eren’in öldürülmesi (1980)
Teoman, akrabası olan Erdal Eren ile ilgili bir şarkı yazmak ister. Sonunda, kendi anlatımına göre, öldürülmesi Erdal Eren’in idam edilmesine gerekçe yapılan Zekeriya Önge’yi de anan 2021 tarihli “İki Çocuk” adlı şarkısı ortaya çıkar.
Kalpte kurşun, ilmek boyunda
İki çocuk ölüm karşısında
Hep çocuk kalacaklar büyümeden birer tabutta
Ama yaşıyorlar gülüyorlar
Annelerinin rüyalarında
12 Eylül 1980 askeri darbesine giden süreçte sağ-sol çatışması Türkiye’nin dört bir yanında her gün can almaktadır. Ankara’da er olarak askerliğini yapan Zekeriya Önge, inzibat birliğiyle bir eyleme müdahale ederken vurularak öldürülür. Olay yerinde silahlı olarak yakalanan Erdal Eren yargılanır ve darbenin ardından idam edilir.
Erdal Eren kimseye ateş etmediğini savunmuş, o gün 17 yaşında olduğu iddia edilmesine rağmen duruşmalar sırasında kemik testi yapılmamış, soruşturma ve kovuşturma sürecinde ciddi ihlaller göze çarpmıştı. Cunta yönetiminin “ibret” olsun diye Eren’i haksız yere ölüme gönderdiği, bu nedenle Zekeriya Önge’nin gerçek katilinin de yakalanamadığı yıllardır söyleniyor. Teoman’ın şarkısı, bu iki gencin yaşamlarını ve trajik sonlarını anlatırken darbecilerin körüklediği acıyı ve haksızlığı dile getiriyor.
Sezen Aksu’nun “Son bakıştaki o gözler kaldı aklımızda” dediği, sözlerini Aysel Gürel’in yazdığı “Son Bakış” adlı şarkısı da Erdal Eren’i anlatıyor. Bu dizeye konu olan fotoğrafı, gazeteci Savaş Ay, idam edilmeden 16 saat önce Erdal Eren ile yaptığı röportajda çekmişti.
12 Eylül 1980 darbesini yapan Kenan Evren’in “Asmayalım da besleyelim mi” sözünü ise Mor ve Ötesi’nin “Darbe” adlı şarkısında duyuyoruz. Evren darbeden sonra devlet başkanı olmuş; cunta rejimi parlamentoyu dağıtmış, siyasi partileri ve sivil toplum kuruluşlarını kapatmıştı. Darbe sonrası 650.000’den fazla insan gözaltına alındı, 300 insan işkencede öldü, 48 insan idam edildi.
1971’de Denizler, 1960’ta Turan Emeksiz
1980 darbesine giden süreçte hayatlarını kaybedenler de birçok şarkıya konu oldu. Bunların başında, 12 Mart 1971 askeri muhtırasından üç gün sonra yakalanıp 6 Mayıs 1972’de idam edilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan geliyor.
Attila İlhan o gün vapurla Karşıyaka’dan İzmir’e geçerken idam haberini almış ve Ahmet Kaya’nın “Mahur” şarkısına söz olacak şiirini yazmaya başlamıştı: “Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı / Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı / Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı / Gittiler akşam olmadan ortalık karardı…”
Daha eskilerden bir örneği de, sözlerini Enver Gökçe’nin şiirinden alan Ahmet Kaya şarkısı ‘Katlime Ferman‘da buluyoruz. “Bir yürüyüş eylediler sabahtan / Ilgıt ılgıt kan gidiyor loy, loy / Dayan dizlerim dayan / Ağla gözlerim ağla / Namlu puşt olmuş, at ayağı puşt” sözleri, 28 Nisan 1960 sabahından bahsediyor.
Sonradan Kanlı Perşembe diye anılacak o sabah, iktidardaki Demokrat Parti’nin baskıcı yönetimini protesto için İstanbul Üniversitesi’nin bahçesinde bir gösteri düzenlenmişti. Atlı polis memurlarının da görev aldığı (“at ayağı” dizesi bu yüzden) protesto Beyazıt Meydanı’na taşmış, bu sırada polis öğrencilerin üstüne ateş açmış ve Orman Fakültesi öğrencisi Turan Emeksiz hayatını kaybetmişti. Bugün o kampüste, Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin girişinde, sonsuza dek 20 yaşında kalacak Turan Emeksiz’in bir büstü duruyor. “28 Nisan’dı yavru hey / Ham meyveyi kopardılar dalından…”
7. Ezginin Günlüğü – “Signomi” – 6-7 Eylül olayları (1955)
Ezginin Günlüğü, 2002 yılında yayımladığı “Her Şey Yolunda” isimli albümünde yer alan “Signomi” adlı şarkısında şöyle diyor:
Kaç kara eylül geçti dönmedin geri, dönmedin geri
Utanıyor şimdi bak rüzgârlar bile, rüzgârlar bile
Şarkı, 6 Eylül 1955’te Atatürk’ün Selanik’te doğduğu evin bombalandığı şeklindeki asılsız bir haber üzerine başlayan; İstanbul’daki Rum, Ermeni ve Yahudi yurttaşlara yönelik saldırılara atıfta bulunuyor.
Demokrat Parti iktidarının desteğiyle öfke dolu kalabalıkların yol açtığı yağma ve yıkım sonrasında Rumlar başta olmak üzere gayrimüslim azınlıklara mensup çok sayıda yurttaş Türkiye’yi terk etmek zorunda kalmıştı. Yunanca’da “özür dilerim” anlamına gelen “Signomi” adlı şarkı, kalanların utancını ve gidenlerin kaybolan anılarıyla bitmeyen özlemini dile getiriyor.
8. Cartel – “Cartel” – Almanya’daki ırkçı saldırılar (1993)
Almanya’da kurulan Türk rap grubu Cartel’in 1995’te çıkardığı, kendi ismini taşıyan ilk şarkısı, radyodan duyulan bir haberin anonsuyla başlıyor. Şarkının sözlerinin bir bölümü ise şöyle:
Konuş da söyle de susma da sende
Problemin çözümü bizde ve bende
Yabancısın diye seni ezemesinler
Cartel Almanya’nın 3 köşesinde
Cartel’in kuruluşundan kısa süre önce Almanya’daki Türkler bir dizi neo-Nazi saldırısına hedef olmuştu. 1993’te Mölln ve Solingen şehirlerinde Türkler’e ait evler, ırkçı Almanlar tarafından kundaklandı.
Şarkının başında radyoda duyulan haber, 29 Mayıs 1993’te ikisi çocuk 5 Türk’ün yanarak can verdiği Solingen katliamını anlatıyor. Cartel şarkıda, Almanya’daki Türk toplumunu ırkçılığa karşı tepki göstermeye ve dayanışmaya çağırıyor.
9. Aylin Aslım – “Güldünya” – Güldünya Tören cinayeti (2004)
Aylin Aslım’ın 2005 yılında yayımladığı “Gülyabani”” isimli albümünde yer alan “Güldünya” adlı şarkıda şöyle deniyor:
Canım abim vurma beni
Bu dünyadan alma beni
Dökülür mü kardeş kanı?
1982’de Bitlis’te doğan Güldünya Tören, 2004’te akrabasının tecavüzüne uğrayıp hamile kaldığı için, ailesinin kararıyla ağabeyi tarafından vurularak öldürülmüştü.
Şarkının sözleri, Güldünya’nın kendi ağzından yazılmış hissi uyandırıyor. Bu olay üzerinden, toplumsal bir sorun olan “töre” cinayetlerine dikkat çekiliyor.
10. Vera – “Gasteci” – Alan Kurdi’nin ölümü (2015)
2004’te kurulan müzik grubu Vera’nın 2021 tarihli “Gasteci” adlı teklisi şöyle başlıyor:
Bi’ çocuk görürsünüz kıyıda çakıl taşı kadar
Bi’ haber duyarsınız şarkın afakından
Türkiye’den Yunanistan’a geçmeye çalışırken 2 Ekim 2015 tarihinde Ege Denizi’nde tekneleri batan 14 göçmen arasında, Suriyeli Alan (Aylan) Kurdi de vardı. Alan bebeğin kıyıya vuran cansız bedenini gösteren ve gazeteci Nilüfer Demir tarafından çekilen fotoğraf dünya medyasında da yer almış, kamuoyunu şoke etmişti.
Bu trajediyi anlatan şarkı, evlatlarını kaybeden annelerin acısını da yansıtıyor. Aynı zamanda “Sormuyor ki gerçeği öğreneyim” ve “Yazmıyor ki, sorsan gasteciyim” dizeleriyle medyayı eleştiriyor.
Yok Öyle Kararlı Şeyler’in 2014 yılında yayımladığı “Ayaz’a” adlı şarkıda ise konu, isminden de anlaşılabilir.
40 günlük Ayaz bebek, Konya’da 24 Aralık 2013 tarihinde 21 yaşındaki annesi Maviş Eşme tarafından yatağında ölü bulunmuştu. Otopside, kırık camları naylonla örtülü tek odalı kerpiç bir evde kalan bebeğin zatürreden öldüğü saptanmıştı. Şarkıda dendiği gibi, “Üşüyordu rüyaları, gerçekliği çalınıyordu…”
Daha nice şarkı geçmişin izlerini anımsatıyor, adalet için ses oluyor ve unutulmaması gereken hikâyeleri hafızalarımıza kazıyor. Müziğin sadece bireysel duygu ve düşünceyi ifade etmekten öte, toplumları bir araya getiren bir güç olduğunu unutmamak gerek. Bu şarkılar, geleceğe bırakılan hafıza notlarıdır.
Bu içerikte anılan tüm şarkıları içeren Journo çalma listesi:
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: JOURNO’NUN “HABER HAFIZASI” YAZI DİZİSİ
Haberlerdeki sayılar ve tarihler unutuluyor, lakaplar hatırlanıyor
Bay Hafıza’dan gazetecilere: Toplum unutkan değil, sadece artık sizin istediklerinizi almıyor
Altan Öymen: Bol bol yazın, haberler unutulmaz ama yayını gecikebilir
Dijital çağda dengbêjlik: Bellek kendini cihazlara teslim etti, divanlar artık çevrim içi