Karabük’teki cinayet gibi trafik kazası, Fatih Altaylı’nın yazısıyla tekrar gündemde. Valinin oğlunun karıştığı kazayı daha önce haberleştiren az sayıdaki Karabüklü gazeteciden biri olduğunu belirten Kazım Yılmaz, bu yüzden baskı ve engellemelerle karşılaştığını söylüyor.
Kaza görüntülerini yayımlayan ilk medya kuruluşu olan ve bu haberi bir yıldır takip eden BRTV’den Mehmet Çetinkaya’ya göre eski vali, bu olay öncesinde bir başka haberi de ajanslara sansürletmişti.
Ali Emre Gürel’in sürdüğü otomobil, Safranbolu-Karabük karayolunda 30 Haziran 2022 geceyarısı seyir hâlindeyken Salih Portakal idaresindeki otomobile çarpmıştı. 71 yaşındaki Portakal ile, kendisi gibi emekli öğretmen olan eşi Behiye Portakal (69) kazada hayatını kaybetmiş, Gürel ve aynı araçtaki Bedirhan Erdoğan (20) yaralanmıştı.
Kazaya neden olduğu öne sürülen sürücünün, Karabük Valisi Fuat Gürel’in oğlu olduğu birçok haberde satır aralarında da olsa yerel medyaya yansımıştı. Gazeteci Fatih Altaylı’nın geçen hafta kendi internet sitesinde yayımladığı yazıyla olay bir kez daha gündeme geldi.
Bugünkü yazımda bahsettiğim kazanın MOBESE görüntüleri. Oğlunun iki kişinin ölümüne neden olmasının üzerinden 1 yıl geçtikten sonra, Vali Fuat Gürel in valilikten ayrılması üzerine gün ışığına çıktı. Hayatinı kaybeden iki öğretmenin geride kalan çocuklarına ise vali beyin… pic.twitter.com/gI3KwBJNo2
— Fatih Altayli 🔴🇹🇷 (@fatihaltayli) August 28, 2023
Altaylı, dava sürecinde olayın “örtbas” edildiğini, kazayı “gösteren MOBESE kayıtlarının yok olduğunu” ve tanık ifadelerine göre aşırı hızla kavşağa giren Ali Emre Gürel’in değil, hayatını kaybeden Portakal çiftinin kusurlu bulunduğunu yazdı. Hatta iki yakınını kaybeden Portakal ailesine, Gürel’in aracının masrafları için 174 bin liralık sigorta faturası icra yoluyla gönderilmişti.
Yazıya göre Fuat Gürel valilikten alınıp mülkiye müfettişliğine atanınca bir yıldır bulunamayan MOBESE kayıtları ortaya çıktı ve kazanın, görgü tanıklarının anlattığı gibi meydana geldiği anlaşıldı.
Eski vali gazetecileri suçladı
Fuat Gürel ise geçen hafta avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamada MOBESE kayıtlarının baştan beri dosyada yer aldığını öne sürerek “Karşı taraf tâli yoldan çıkıyor. Saat 00.00’dan sonra olduğu için karşı tarafa kırmızı fasılalı, oğluma sarı fasılalı yanıyor. Mahkemeler bunları değerlendirdi” dedi. Açıklamanın bir kısmında gazeteciler de şöyle suçlandı:
- Basın ahlâk kurallarını hiçe sayan kişiler tarafından kasıtlı, yanlı ve çarpıtılarak servis edilen ve algı oluşturmaya dönük bu görüntü ve bazı belgeler, maalesef ülkemize mâl olmuş bazı yazarlar ve ulusal bazda yayın yapan bir kısım yazılı ve görsel basın kuruluşları tarafından da tek taraflı, araştırılmadan, olayın diğer tarafının bilgisine başvurulmadan servis edilerek bu doğru olmayan bilgilere ve çarpıtmalara alet olmuşlardır.
Fatih Altaylı, 29 Ağustos’ta bir kez daha bu konuyu yazarken “Bu haberde asıl alkışlanması gereken, yerel basının bu işi 1 yıl boyunca unutmadan takip etmesidir, yerel BRTV kanalıdır” dedi.
“Hem resmi hem özel kurumlar reklamı kesti”
Karabük medyasında bu kazayı haberleştiren az sayıda gazeteciden biri olan Kazım Yılmaz ise eski valinin bu nedenle reklam gelirlerini kestiğini, akreditasyonlarını iptal ettiğini savunuyor. Yılmaz’a ait Doğru Haber adlı web sitesi bu yüzden sunucu masrafını ödeyememiş ve kapanmış.
Kavşaktaki trafik ışıklarının geceyarısından itibaren sarı-kırmızı fasılalı yandığını belirten Yılmaz şöyle diyor:
- Biz burada trafik ışıklarının düzgün çalışmamasının kazaya sebep olabileceğine dair [kazadan önce] haberler yaptık birçok kez. Bunlara yanıt verilmedi. Ancak kazadan hemen sonra buradaki trafik ışıkları düzeltildi.
- Resmi kurumlara talimat verildi, reklam gelirlerimi kestiler. Adımı basın listesinden sildirdiler, basın toplantılarına çağırılmadım. Vali iş adamlarına da, “Buna reklam vermeyin, gün gelir sizin hakkınızda da yazar” demiş. Böylelikle hem resmi hem özel kurumlardan reklam gelirlerim kesildi.
“Tâli yol gibi gösteriyorlar ama…”
BRTV’den Mehmet Çetinkaya, trafik ışıkları ve eski valinin “tâli yol” vurgusuyla ilgili olarak şunları söyledi:
- Biz bu “pavyon ışığı” gibi yanıp sönen ışıkları defalarca haberlerimizde dile getirdik. Bu kavşak Karabük-Safranbolu anayolu üzerinde yoğun bir bölgede. Örneğin Kardemir Demir Çelik Fabrikası’ndan geceyarısı vardiyasında çıkan işçileri taşıyan servis araçları da buradan geçiyor. Beşbinevler’e bağlanan yolu [Portakal çiftinin geldiği yol] tâli yol gibi gösteriyorlar fakat burası Karabük’ün en kalabalık mahallelerinden biri ve gece saatlerinde de yoğun olan bir yol. Önlem alınması gerekiyordu.
Vali istedi, ajanslar görüntüleri sansürledi
Fuat Gürel, 2018’de vali olarak atandığı Karabük’te daha önce de haberlere konu olmuştu. O yıl 100 yaşına giren Nazire Nine’yi evinde ziyaret eden Gürel, yaşlı kadının “Allah ‘her şey güzel olacak’ diyene versin, [Ekrem] İmamoğlu’na bakıyorum, seviyorum” demesi üzerine gülümseyerek “Onu söyleme, orayı geçelim” ifadesini kullanmıştı.
Bu görüntüleri sadece BRTV’nin yayımladığını belirten Çetinkaya şunları söylüyor:
- O gün orada İhlas Haber Ajansı, Anadolu Ajansı, Demirören Haber Ajansı ve BRTV vardı. Vali Gürel, “Burayı keselim, almayalım” dedi. Diğer ajansların hiçbiri bu görüntüleri yayımlamadı, bir tek biz yayımladık ve ulusal basında yankı uyandırdı. Bu olaydan sonra da Vali Bey kanalımıza karşı tavır aldı.
“Biz kendimizi milyarlara satmadık”
Çetinkaya’ya göre uydudan yayın yapan BRTV valinin baskılarından maddi olarak etkilenmedi çünkü kesebilecekleri bir reklam geliri yoktu.
Yerel haber sitesini kapatmak zorunda kalan Yılmaz ise ek işler yapmak zorunda kaldığını belirterek şu ifadeleri kullanıyor:
- Yeri geliyor ağır vasıta ehliyetimle TIR seferi yapıyorum, oradan gelir sağlıyorum. Aynı zamanda tavuk besliyorum, civciv-tavuk satıyorum. “Sen gazeteci değilsin, ne yaptığın belli değil” diyenler oldu… Biz kendimizi milyarlara satmadık. Ev, araba alabilirdim, bunlara tamah etmedim.
“Mesele kavşağa kimin önce kimin sonra girdiği değil”
Fatih Altaylı’nın yazısından bir bölümü alıntılayarak bitirelim:
- Mesele kavşağa kimin önce kimin sonra girdiği değil, mesele bu görüntülerin ancak valinin görev yeri değiştikten sonra ortaya çıkabilmesidir.
- Herkes gibi, valilerin, belediye başkanlarının, bakanların, başbakanların oğlu da kaza yapabilir. Mesele, kazadan sonra kamu görevinden kaynaklanan gücün kötüye kullanımı ve adaleti engellemek için devreye sokulmasıdır.
- Şimdi hayatını kaybeden öğretmen çiftin geride kalan çocukları, dava sonucunu etkileyebilecek yeni delillerin ortaya çıkması nedeniyle “iade-i muhakeme” istemeliler. Adalet anca böyle tecelli eder.
İLGİLİ: YERELDE NE HABER?
Yerel medya neleri haberleştiriyor? Sivas örneğini inceledik