Dosya

Keyfî sansür: Bir yıl içinde 97 resmî kurum 123 yayın yasağı kararı verdi

Siyasî iktidar, gazeteciliğe karşı açtığı savaşta, habercilere yönelik gözaltılar dışında birçok silah kullanıyor. Bunlardan biri de yayın yasakları. 2024 yılında 97 farklı resmî kurum tarafından 123 adet yayın yasağı kararı verildi. En fazla karar sulh ceza hâkimliklerinden çıktı, ikinci sırada ise aile mahkemeleri var.

Çocuk istismarı, kadın cinayeti, bakan yardımcısının “torpil” yazışmaları, aile cinayetleri ve kolluk kuvvetlerine yönelik silahlı saldırılar yayını yasaklanan konular arasında yer aldı. Yasak kararı verilen konuların birçoğu hakkında erişim engeli kararı da verildi.

Son olarak Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de 21 Ocak’ta çıkan, en az 78 kişinin hayatını kaybettiği yangın hakkındaki yayın yasağı büyük tartışma yaratmıştı. Bolu 2. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından yangının çıktığı gün verilen ve tepkilerin ardından kaldırılan bu karar, 2025 yılındaki 19’uncu yayın yasağı kararıydı.

2024 yılında verilen yayın yasağı sayısıysa bunun yaklaşık 8 katı… Zira Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından yayımlanan yayın yasağı duyurularına göre geçen yıl toplam 123 farklı yayın yasağı kararı verildi. Bu sayıya 97 farklı yargı mercii ve bir ilçe seçim kurulu başkanlığının kararıyla ulaşıldı.

Çocuk istismarı, kadın cinayeti, çocuk cinayeti ve bakan yardımcısının torpil görüşmeleri ile ibâdethâne, kolluk kuvvetleri ve resmî kurumlara yönelik silahlı saldırı gibi vakalar, yayını yasaklanan olaylar arasında.

Derlediğimiz verilerin ayrıntılarını şu sayfadaki tabloda bulabilirsiniz.

123 kararın 77’sini sulh ceza hâkimlikleri verdi

Yayın yasağı kararlarının, verildiği yargı mercilerine göre dağılımı incelendiğinde ilk sırada sulh ceza hâkimlikleri görülüyor. 2024’teki 123 kararın 77’si, sulh ceza hâkimlikleri tarafından verildi. Bu, kararların %63’üne tekabül ediyor.

Sulh ceza mahkemelerin ardından ise verdiği 37 yayın yasağı kararıyla aile mahkemeleri geldi. Üçüncü sırada ağır ceza mahkemeleri (5) yer alırken onu asliye hukuk mahkemesi (1) ile fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi (1) izledi.

27 Mart 2024’te verdiği kararla Çankırı Merkez İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı da yayın yasağı veren kurumlardan biri oldu.

Kızıltepe, Niğde ve Torbalı sulh ceza hâkimlikleri zirvede

65 farklı sulh ceza hâkimliği, 2024 yılında toplam 77 yayın yasağı kararı verdi.

Kızıltepe (Mardin), Torbalı (İzmir) ve Niğde 1. sulh ceza hâkimlikleri, 3’er kararla en çok yayın yasağı kararı veren hâkimlikler oldu. Bayramiç ve Burdur ile Bursa 6., Diyarbakır 5., Eskişehir 3. ve Mersin 4. sulh ceza hâkimlikleri onları izledi.

En çok yayın yasağı kararı veren 25 aile mahkemesinin 23’ü İstanbul’da. Sulh ceza hâkimliklerinin ardından ise 37 kararla aile mahkemeleri geldi. Geçen yıl 25 farklı aile mahkemesi toplam 38 yayın yasağı kararı verirken bu 25 mahkemenin 23’ü İstanbul’dakilerden oluştu. En fazla yayın yasağı kararını İstanbul 5. Aile Mahkemesi verirken (4) onu İstanbul 16. Aile Mahkemesi (3) ile İstanbul 7. Aile Mahkemesi (3) izledi.

Çankırı Merkez İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı da yasakladı

2024’te en çok yayın yasağı kararı veren üçüncü yargı mercii ise ağır ceza mahkemeleri (5) oldu. Bu kararlar Antalya 4., Bakırköy 24., İstanbul 5., Mardin 3. ve Erzurum 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verildi.

Diğer üç kararı ise İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi, Çankırı Merkez İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı ve Ürgüp 1. Asliye Hukuk Mahkemesi verdi.

Çankırı Merkez İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı, bir yargı mercii olmayıp da 2024’te yayın yasağı kararı veren tek kurum oldu.

Çocuk istismarı, kadın cinayeti, TUSAŞ saldırısı…

Hakkında yayın yasağı kararı verilen olaylardan bazıları şunlar:

  • Adalet Bakan Yardımcısı Ramazan Can’ın, görevde yükselme sınavı için torpil olduğu iddia edilen mesajlara yanıt verdiği anlar kameralara yansıdı. Ankara 8. Sulh Ceza hâkimliği, 3 Ocak 2024’te yaşanan olay için ertesi gün yayın yasağı kararı. Konuyla ilgili haberler de Ankara 9. Sulh Ceza hâkimliğinin 5 Ocak 2024 tarihli kararıyla erişime engellendi.
  • 28 Ocak 2024 Pazar günü, İstanbul Sarıyer’deki Santa Maria Kilisesi’ne pazar ayini sırasında silahlı saldırı düzenlendi. İstanbul 5. Sulh Ceza hâkimliği, bir kişinin hayatını kaybettiği saldırı hakkında aynı gün yayın yasağı kararı verdi.
  • 6 Şubat 2024’te İstanbul Çağlayan Adalet Sarayı önündeki polis kontrol noktasına silahlı saldırı düzenlenmesiyle ilgili yayınlar hakkında da aynı gün yasak kararı verildi.
  • Mardin’in Artuklu ilçesinde 16 yaşındaki bir kız çocuğunun istismar edilmesiyle ilgili yayın yapılması da Mardin 1. Sulh Ceza Hâkimliği’nin 23 Mayıs 2024 tarihli kararıyla yasaklandı.
  • Kayseri’de, bir erkeğin 1 Haziran 2024’te yedi yaşındaki bir kız çocuğunu istismar etmesiyle ilgili yayın yapmak da yasaklandı. Karar, 2 Haziran 2024’te Kayseri Sulh Ceza hâkimliğince verildi.
  • Eskişehir’de 18 yaşındaki Arda K., 12 Haziran 2024’te maske, kask ve Nazi amblemli hücum yeleğiyle beş kişiyi bıçakladı. Eskişehir 3. Sulh Ceza hâkimliği, konuyla ilgili yayınlar için ertesi gün yasak kararı verdi.
  • 19 gün sonra bir çuvalın içinde cesedi bulunan 9 yaşındaki Narin Güran’ın, 21 Ağustos 2024’te Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde kaybolduğuna ilişkin haberlere de yayın yasağı getirildi. 29 Ağustos 2024 tarihli karar, Diyarbakır 5. Sulh Ceza hâkimliğince verildi.
  • 30 Ağustos 2024’te İstanbul Bahçelievler Devlet Hastanesinin acil servisine silahlı saldırı düzenlendiğine ilişkin yayın yapılması, Bakırköy 4. Sulh Ceza hâkimliğinin 2 Eylül 2024’te tarihli kararıyla yasaklandı.
  • 19 yaşındaki Semih Çelik’in, 4 Ekim 2024’te, yaşıtları İkbal Uzuner ile Ayşenur Halil’i öldürdüğü ve ardından intihar ettiği olay hakkında ertesi gün yayın yasağı kararı verildi. Cinayetle ilgili haberler de İstanbul 1. Sulh Ceza hâkimliğinin bu kararından bir gün sonra, İstanbul 2. Sulh Ceza hâkimliğince erişime engellendi.
  • Ankara Kahramankazan’da bulunan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ’nin (TUSAŞ) yerleşkesine yönelik 23 Ekim 2024’te PKK tarafından düzenlenen silahlı ve bombalı saldırı da yayını yasaklanan olaylar arasında yer aldı. Karar, ertesi gün Ankara 3. Sulh Ceza Hâkimliğince verildi. Saldırıyla ilgili olarak sosyal medya platformlarına bant daraltma da uygulandı.
  • Bahtiyar Aladağ isimli erkeğin, 25 Kasım 2024’te İstanbul Büyükçekmece’de, dördü kendi ailesinden olmak üzere sekiz kişiyi öldürdüğü olaya ilişkin aynı gün yayın yasağı kararı verildi.
  • 13 Aralık 2024 Cuma günü Bursa Adliyesi’ndeki duruşma sırasında yaşanan silahlı saldırı hakkında Bursa 6. Sulh Ceza Hâkimliğince aynı gün yayın yasağı kararı verildi.

AYM: “Yayın yasağı, ifade ve basın özgürlüğünün ihlâlidir”

Bu kararlar, yayın yasaklarının bir hak ihlâli olduğuna dair ikisi Anayasa Mahkemesi (AYM), biri ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından verilmiş üç karara rağmen alındı.

Bunlardan ilki, 2013 yılındaki 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmaları hakkında 27 Kasım 2014’te uygulanan yayın yasağı kararı üzerine verildi. Kararı, “ifade ve basın özgürlüğü haklarının ihlâl edildiği” gerekçesiyle Aralık 2014’te AYM’ye taşıyan Halk TV’nin başvurusu, 11 Temmuz 2019’da kabul edildi.

İfade ve basın özgürlüğünün ihlâl edildiğine karar veren AYM, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun basın özgürlüğünü düzenleyen 3’üncü maddesinin 2’nci fıkrasının kanunîlik ilkesini karşılamadığına hükmetti. Mahkeme, yayın yasaklarının keyfî olmaması gerektiğini ifade etti.

Halk TV kararından üç ay sonra, konuyu AYM’ye taşıyan bir diğer yayıncı olan Cumhuriyet gazetesinin başvurusu da kabul edildi. AYM, 25 Eylül 2019 tarihli ikinci kararda da ifade ve basın özgürlüğünün ihlâl edildiğini belirtti.

AİHM de “hak ihlâli” dedi

AYM, Prof. Dr Yaman Akdeniz ve Dr. Kerem Altıparmak ile gazeteci Banu Güven’in Halk TVve Cumhuriyet ile aynı dönem yaptığı ihlâl başvurusunu ise 10 Aralık 2014’te reddetti.

Bunun üzerine üçlü, konuyu Ağustos 2015’te AİHM’e taşıdı ve uluslararası mahkeme, 4 Mayıs 2021’de Güven’in başvurusunu kabul etti. Güven’in ifade özgürlüğü hakkının ihlâl edildiğine karar veren mahkeme, yayın yasağının bilgiye erişim ve ifade özgürlüğünü ihlâl ettiğine hükmederek bunun demokratik bir toplumda yasal dayanağının olmadığını belirtti.

AİHM, Akdeniz ve Altıparmak’ın başvurularını ise gazeteci değil, akademisyen olmaları nedeniyle reddetti.

Prof. Dr. Yaman Akdeniz: “Bir ‘keyfî sansür’ modeli”

Journo’ya konuşan Prof. Dr. Yaman Akdeniz, AYM’nin Halk TV kararı sonrası, Basın Kanunu’nun 3’üncü maddesinin 2’nci fıkrasına istinaden verilen tüm yayın yasağı kararlarının Anayasa’ya aykırı olduğunu söyledi.

“Toplumu yakından ilgilendiren olaylarla ilgili olarak bu ‘genel yasak’ modeline sıklıkla başvuruluyor” diyen Akdeniz, bu kararlara ek olarak verilen “internet bant daraltma” kararlarının sıklığının da arttığını söyledi. Akdeniz, şöyle devam etti:

  • Kararlar verilirken de ifade ve basın özgürlüğü veya vatandaşların haber alma hakkı hiçbir zaman dikkate alınmıyor. Kısa süreli olduğu için çok üzerinde durulmamakla birlikte bu uygulama da hafife alınmayacak bir “keyfî sansür” modeli. Kaldı ki AYM tarafından da yasallık kriterini sağlamayan bir yasa metni bağlamında bu kararlar veriliyor. Kararları veren hâkimlikler ise hiçbir zaman AYM kararlarını dikkate almıyor.

İLGİLİ: BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ

İktidarın gazeteciliğe saldırısı tüm hızıyla sürüyor: Habercilere hapis sopası

En çok yolsuzluk haberleri engelleniyor: Dijital sansürün hedefi bağımsız gazetecilik

Basın Konseyi kararlarını inceledik: Gazetecilik ilkelerini en çok Yeni Akit ihlal ediyor

Faruk Bildirici’nin medya eleştirileri: En sık etik ihlal yapan kuruluşlar

2024’ün basın özgürlüğü özeti: Baskı, tehdit ve hukuksuzluk

Bir gurur tablosu(!) olarak yayın yasakları tarihimiz

Ali Safa Korkut

Gazeteci. Daha önce MLSA'nın internet sansürünü izleyip raporlayan Free Web Turkey projesinin koordinatörlüğünü ve editörlüğünü yaptı. İnternet sansürü, erişim engelleri, bilgiye erişim hakkı, dijital haklar, ifade özgürlüğü gibi alanlarda haber ve raporlar yazıyor. Ulusal ve uluslararası basında bu konularla ilgili birçok haberi yayımlandı.

Journo E-Bülten