Haber

10 gazeteciye daha veda ettik: Kalacak bir haber verir gideriz

Üst sıra, soldan sağa: Levent Çezik, Emin Karaca, Bilal Yüksel, Alper Erkal, Teoman Alili, Mustafa Yaraşır. Alt sıra: Soner Toros, Veli Altınkaya, Burhan Kazmalı, Adnan Genç.

COVID-19 salgınında bugüne dek Türkiye’de en az 34 gazeteci hayata veda etti. Koronavirüs nedeniyle aramızdan ayrılan gazetecileri andığımız “Veda” yazı dizisinin üçüncü bölümünde, 10 meslektaşın daha kısa profillerini, habercilerin ve yakınlarının ifadeleriyle aktarıyoruz.

Adnan Genç: Doğa ve insan hakları savunucusu, çok yönlü bir insan

1955 doğumlu Adnan Genç, uzun yıllardır çeşitli haber sitelerine ve gazetelere yazıyordu ve Hemşin dergisi Gor’un kurucuları arasındaydı. 17 Mayıs’ta koronavirüs nedeniyle hayata gözlerini yuman Genç, doğa ve insan hakları savunucusuydu. “Çalışkan Kadınlar Ülkesi Hemşin” ve “Solcunun Biri Bir Gün” isimli kitapların yazarıydı.

Arkadaşı ve meslektaşı Hemşinli Hikmet Akçiçek, Genç’in Hemşin dili ve kültürü üzerinde birçok çalışma yürüttüğünü söyledi. Akçiçek, şöyle konuştu:

  • Yakın arkadaşımdı. Maalesef 17 Mayıs’ta kaybettik. Uzun süredir kalp hastalığı tedavisi görüyordu. Adnan Bey, İstanbul Beyoğlu’nda bir dönem esnaflık yapmıştı. Hem İstanbul’da, hem Hemşin’de, hem tüm Türkiye’de çok sevilen bir insandı. Çok yönlü bir insandı. Vefatından sonra arkadaşları ile bir araya gelerek bir anma yaptık.

Emin Karaca: Haberlerini akademisyen titizliğinde yazardı

Journo’ya da katkıda bulunan gazeteci yazar Emin Karaca (72), 13 Ocak’ta koronavirüse yakalanarak aramızdan ayrıldı. 50 yılı aşkın bir süre gazetecilik mesleğini icra eden Karaca, Türkiye’de birçok basın kuruluşunda yer aldı. Yaptığı haberler ve çalışmalar nedeniyle birçok ödül kazandı. Karaca’nın dostu sanatçı ve yazar Ali Şimşek, duygularını şöyle dile getirdi:

  • Emin Karaca, 68 kuşağının önemli isimlerinden biri. Gazetecilik kimliğinin yanı sıra araştırmacı, yazar ve edebiyat alanlarında birçok kitap ve çalışma yaptı. Türkiye sosyalist hareketine ve Babıali basınına büyük emekler verdi, çok üretken bir insan olarak bilinir. Türkiye’de edebiyat polemiklerine dair önemli çalışmalar yaptı. Sosyalist hareketin önemli isimlerinden biri olduğu için kitaplarının geniş kitlelere ulaşması engellendi. Onu saygıyla anıyoruz.

Gazeteci Ahmet Külsoy ise meslektaşı Karaca için şunları söyledi:

  • Emin abiyle Güneş gazetesinin son döneminde tanıştım. 12 Mart faşizminin zindanlarında eğilmeyen, direnen kişiliğinin yanı sıra, haberi akademisyen titizliğiyle yazardı. Zerre kadar abartmıyorum, haber kaynaklarını Emin abi kadar sorgulayan az sayıda  gazeteci olduğunu düşünüyorum.  Birçok haberin araştırmasının fotoğraflarını kadrajlamak için yanında bulunurdum. Çok sayıda gazetecinin “Haber değildir” dediği konuların peşine düşerdi.
  • Nâzım Hikmet’in annesi Celile kadar tanırdı Nâzım Hikmet’i. Güney Özkılıç, Nâzım Hikmet’in Bursa yıllarını kitaplaştırmıştı. Kitabı okudum, soluğu Emin abinin yanında aldım. Uzun tartışmamız sonunda çok sayıda yanlış bilginin altını çizdi. Tartışma ve yanlış bilgileri Güney Özkılıç’a aktardı. Güney, kitabın ikinci baskısında çok sayıda veriyi değiştirmek zorunda kaldı.
  • Emin abiyle sıkça küser barışırdık. “Küslük” nedenleri siyasi konulardaki anlaşmazlıklardı. Hayatının önemli bölümü ekonomik sıkıntılar içinde geçti. Egemenlerle “uyumlu” değildi, evsiz kaldığım dönemlerde “küs” olsak bile ”Sakallı, evin kapısı açık. Sokakta kalma” diye telefon ederdi. Emin abi, genç kuşaklara geniş bir külliyat bıraktı. Temiz kaldı. Anısı önünde saygıyla eğiliyorum. Sohbetlerini, tartışmalarını özlüyorum.

Veli Altınkaya: Gazetecilerin aşı olması için mücadele etti

COVID-19’a yakalanan Kayseri Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Veli Altınkaya, 14 Nisan tarihinde hayata veda etti.  Kayseri’nin duayen gazetecisi Altınkaya, hem basın camiasında, hem de tüm ilde sevilen ve sayılan biri olarak biliniyor. Meslektaşı Selma Kara, şunları dile getiriyor:

  • Altınkaya 14 yaşında gazeteciliğe başlıyor. Ortaokuldan bu yana birçok yayın kuruluşunda yazılar yazmaya başlıyor. Daha sonra basın yayın bölümünü okudu. Kayseri Gazetecilik Cemiyeti uzun yıllar başkanlık yaptı. Özellikle gazetecililerin aşı olması için mücadele etti. Ama kendisi aşı olmadan öldü. Sevilen sayılan bir insandı. Onun adına müze açılacak. COVID-19’dan ölen ilk cemiyet başkanıydı. Hep dengeyi bulmaya yönelik bir insandı. Bir dönem Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin basın müdürlüğünü yaptı.

Burhan Kazmalı: Yalova’da birçok gazeteci yetiştirmiş bir usta

Yalova’nın usta gazetecisi olarak bilinen Burhan Kazmalı, 6 Mayıs’ta aramızdan ayrıldığında 61 yaşındaydı. Kazmalı, Yalova’da birçok gazeteci yetiştirmişti.

Eşi Ayla Kazmalı, Yalova’da yediden yetmişe herkesin sevdiği bir insan olduğunu söyledi. Daha önce birçok hastalıkla mücadele ettiğini dile getiren Ayla Kazmalı, Burhan Kazmalı’nın birinci doz koronavirüs aşısı olduğunu, buna rağmen hastalığın onu, ailesinden ve sevenlerinden kopardığını belirtti.

Alper Erkal: Tekirdağ’da çok sevilen 30 yıllık gazeteci

58 yaşında Alper Erkal, Tekirdağ Malkara’da birçok medya kuruluşunda çalıştı. Erkal, 3 Nisan tarihinde COVID-19 nedeniyle aramızdan ayrıldı. Gazeteci Erdi Koru, Erkal’ı şu sözlerle anlattı:

  • 30 yıllık gazeteciydi  Anadolu ve TRT muhabirlik yaptı. Bölgede çok sevilen bir gazeteciydi. Kronik hastalığı vardı. Bildiğim kadarıyla sarı basın kartı yoktu. Bize ve bölgemize daha çok katkısı olacak olan Erkal, maalesef aramızdan ayrıldı.

Teoman Alili: Fedakâr, duygusal, yardımsever ve cesur bir haberci

Ulusal Kanal’da ana haber sunucusu olan gazeteci Teoman Alili (43) 5 Mayıs’ta COVID-19 nedeniyle yaşamını yitirdi. Ulusal Kanal Haber Müdürü Deniz  Adalı, Teoman Alili’nin cesur bir gazeteci olduğunu vurguladı. 20 yıllık bir gazeteci olan Alili’yi meslektaşı, şu ifadelerle andı:

  • Her zaman Türkiye’de olan biteni bilen cesur bir gazeteciydi. Kanalı ve gazetesi için fedakârdı, çok duygusaldı, yardımseverdi, herkese yardım ederdi. Ölümünü kabullenemedik. Büyük bir kayıp. Bize çok şey bıraktı. Onun emanetini biz devraldık. Kilo sorunu vardı. Yoğun bakıma alındı. Tedaviye yanıt veriyordu. Durumu iyiydi, ama daha sonra birden kaybettik.  Mahallesinde eşi, dostu, herkes onu çok severdi. Her zaman umutluydu.

Mustafa Yaraşır: Üç kuşak gazeteci aileden

40 yıllık Edirneli gazeteci Mustafa Yaraşır, 21 Nisan’da koronavirüse yenik düşerek aramızdan ayrıldı. Yaraşır ailesi üç kuşaktır gazeteci. Oğlu Çağatay Yaraşır, onu şöyle anlattı:

  • Babam, dedemle birlikte gazetecilik yapıyordu. 40 yıllık gazeteciydi. Çevrede sevilen bir insandı. Sarı basın kartı yoktu. İlk doz aşısını yapmıştı. Birçok kişiyi bu meslekle tanıştırdı. Dedem ve babamdan sonra onların bayrağını ben devraldım ve bu mesleği devam ettiriyorum.

Levent Çezik: 48 yaşında aramızda ayrılan 25 yıllık otomotiv gazetecisi

1973 doğumlu Levent Çezik, koronavirüs nedeniyle 8 Mayıs’ta aramızdan ayrıldı. İstanbul’daki çevresinde sevilen ve sayılan Levent Çezik’in oğlu Enes Çezik, babasını şu ifadelerle anlattı:

  • 25 yılık gazeteciydi. Birçok basın kuruluşunda çalıştı. Otomobil haber sitesinin kurucusuydu. Çok sevilen bir insandı. Sarı basın kartı yoktu. 48 yaşında maalesef aramızda ayrıldı.

Soner Toros: Güller diyarını dijital medyayla tanıştırdı

Isparta’da yerel bir gazetenin müdürlüğünü yaptıktan sonra kentte yerel bir e-gazete ve internet sitesini kuran gazeteci Soner Toros, koronavirüse yakalanarak 29 Nisan’da sevenlerinden ebediyen ayrıldı.

İletişim Meslek Lisesi’nden mezun olduktan sonra gazeteciliğe başlayan ve ardından Süleyman Demirel Üniversitesi Radyo Televizyon Programında yüksek eğitimini tamamlayan Toros, hem eğitim hayatını, hem de gazetecilik hayatını sürdürdü. Arkadaşı ve meslektaşı Levent Doğan, Toros’u şöyle anlattı:

  • “Isparta’nın haber fabrikası” olmak için değişen ve gelişen dünyada, güller diyarını dijital medya ile tanıştırdı. Dijital medyanın yanı sıra kentte gazetecilik anlamında birçok proje üreten merhum gazeteci Soner Toros, projeleriyle tanınan bir isimdi. Kent büyükleri, kurumlar ve vatandaşlarla da sürekli istişare halindeydi. Gazeteciliğe aşık bir isimdi. Isparta basının üst noktalara gelmesinde büyük emekler verdi. Kanal 32 televizyonunda yayımlanan Basın Kulübü’nün de kurucu isimlerindendi. Siyasi haberlerdeki başarısının yanında ekonomiden spora, eğitimden tarıma kadar birçok çalışmanın içerisinde yer aldı. Evli ve bir kız çocuğu babasıydı. 41 yaşında vefat ederken kentte büyük üzüntü yarattı.

Bilal Yüksel: Spor basınının emektarlarında

1955 yılında Kastamonu Taşköprü’de doğan Bilal Yüksel (66), 5 Mayıs’ta yaşamını yitirdi. Evli ve üç çocuk babasıydı. Çeşitli basın kuruluşlarında çalıştıktan sonra Milli Gazete’de spor müdürlüğü yaptı ve buradan emekli oldu. Meslektaşları, Sürekli Basın Kartı taşıyan Yüksel’in gazetecilik camiasında çok sevilen bir insan olduğunu söyledi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu ise Yüksel’in vefatının ardından yayımladığı başsağlığı mesajında şu ifadeleri kullandı:

  • Mesleğimize uzun yıllar başarıyla hizmet eden Bilal Yüksel’in vefatını öğrenmenin üzüntüsü içindeyiz. Değerli meslektaşımızın ailesinin ve basın topluluğumuzun acısını paylaşıyor, başsağlığı ve sabır diliyoruz.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR – ‘VEDA’ YAZI DİZİSİNDE DİĞER BÖLÜMLER

Hamdiye Çiftçi Öksüz

1986 yılında Hakkâri'de doğdu. Yerel basında muhabirlik ve köşe yazarlığı yaptıktan sonra Anadolu Ajansı ve Dicle Haber Ajansı'nda çalıştı. 2010 yılında 14 yaşındaki C.E'nin kameralar karşısında polis tarafından kolunun kırılmasını gazeteci olarak görüntülemesinin ardından tutuklandı. İki yıl cezaevinde kaldıktan sonra tahliye oldu. "Kadın ve Zindan" adlı bir kitabı var. Serbest gazetecilik yapıyor.

Journo E-Bülten