BirGün’ün Dijital Yayın Koordinatörleri Uğur Koç ve Berkant Gültekin ile Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Yaşar Gökdemir, bir haber gerekçe gösterilerek hukuka aykırı biçimde gözaltına alındı.
Gazeteciler ve basın meslek örgütleri, son dönemde artan ve bu kez BirGün’ü hedef alan adlî tacize karşı tek yürek oldu. Keyfî gözaltılar, birçok şehirde okurların da katılımıyla protesto edildi.
Berkant Gültekin savcılık ifadesinin ardından, Uğur Koç ve Yaşar Gökdemir ise adlî kontrol talebiyle sevk edildikleri hâkimlikçe serbest bırakıldı.
Sabah’ın Haber Koordinatörü Abdurrahman Şimşek’in İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’i ziyaret ettiğini duyuran haber, 6 Şubat’ta bu gazetenin internet sitesinde fotoğrafıyla yayımlanmıştı. BirGün de ertesi gün Sabah’ın haberini okurlarına aktarmıştı.
Gazetenin web sitesi birgun.net’in yayın koordinatörleri Uğur Koç ve Berkant Gültekin ile sorumlu yazı işleri müdürü Yaşar Gökdemir dün gece bu haber nedeniyle evlerinden gözaltına alındı.
“Terörle Mücadelede Görev Almış Kişileri Hedef Gösterme” suçlamasıyla gözaltına alındıkları haberlere yansıyan gazeteciler, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ndeki ifade işlemlerinin ve sağlık kontrollerinin ardından bugün savcılıkta ifade vermek üzere Çağlayan Adliyesi’ne sevk edildi.
Üç gazetecinin, haberde bir suç unsuru bulunmadığını, kimseyi hedef gösterme niyetinde olmadıklarını, söz konusu ziyaretin daha önce Sabah gazetesi tarafından kamuoyuna duyurulduğunu ifadelerinde vurguladıkları bildirildi.
“Bizi yıldıramayacaksınız”
“Soruşturma dahi açılmaması gereken bir haberden dolayı geceyarısı meslektaşlarımızı gözaltına aldırmakla bizi yıldıramayacaksınız. Basın açıklamasında gözaltındaki üye ve meslektaşlarımız için buluşuyoruz” diyen Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), adliye önünde saat 15.00’te başlayan protestoya katılan meslek örgütleri arasındaydı.
Çağlayan Meydanı’ndaki basın açıklamasında BirGün Yayın Koordinatörü Yaşar Aydın, “Gözaltılar siyasî bir operasyonun parçasıdır. Mücadele etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), “Birbiri ardına gerçekleşen haksız, hukuka ve kanuna aykırı gözaltı uygulamalarına devam edilmektedir” ifadesini kullandığı açıklamasında, Sabah’ın yayınıyla zaten alenileşmiş bir ziyarete dair haberin, 5271 Sayılı Kanun’daki “somut delil” ölçütüne rağmen gözaltı gerekçesi yapılmasını kınayarak “Bu olayda ortada suç değil, haber vardır” dedi.
Merkezi Ankara’da bulunan Gazeteciler Cemiyeti (GC), “Basın özgürlüğü için bedel ödeyen meslektaşlarımızın yanındayız” açıklamasını yaptı. DİSK Basın-İş, “Gazetecilikten suç çıkarmaya çalışanlara karşı meslektaşlarımızı ve mesleğimizi savunmaya devam edeceğiz” derken Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) “Bu hukuksuzluğa son verin. Gazetecileri serbest bırakın” ifadesini kullandı.
Basın meslek örgütlerinin yanı sıra hukukçular da üç gazetecinin derhal serbest bırakılması gerektiğini vurguladı.
Gültekin savcılık ifadesinin ardından akşam saatlerinde, Koç ve Gökdemir ise adlî kontrol talebiyle sevk edildikleri nöbetçi hâkimlikçe gece serbest bırakıldı. Adlî kontrol kapsamında Koç ve Gökdemir’e yurtdışına çıkış yasağı ve haftada bir imza verme şartı getirildi.
Adliye çıkışında sürece ilişkin açıklama yapan Berkant Gültekin, “Biz her gün, her hafta ifadeye gidiyoruz ve hiçbir yere kaçmıyoruz. Yerimiz belli. Ellerine bir sopa almışlar ve irademizi kırmaya çalışıyorlar. Ancak kıramayacaklar” dedi.
Okurlardan BirGün’e destek
Gözaltılara tepki olarak gün içinde İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa başta olmak üzere birçok ilde düzenlenen protestolara, gazetecilerin yanı sıra sendikalar, siyasî parti temsilcileri ve BirGün okurları destek verdi. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na da bu konuda bir soru önergesi verildi.
İktidarın gazeteciliğe yönelik adlî tacizi, son dönemde yeni gözaltı ve tutuklama kararlarıyla daha da ağırlaştı. 2024 sonundaki tutuklama dalgasının ardından 2025’in ilk ayında da Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş bir haber gerekçe gösterilerek cezaevine gönderilmişti.
Farkı kuruluşlardan gazeteciler, bağımsız haberciliği yıldırmayı ve susturmayı amaçladığını vurguladıkları bu siyasî operasyona karşı meslekî dayanışmayı sürdürüyor.
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) dâhil medya özgürlüklerini savunan 40’ı aşkın küresel ve yerel kuruluş, geçen hafta yaptıkları ortak çağrıda, Ankara’nın bağımsız haberciliği hedef alan son insan hakları ihlallerini kınamıştı.
Yaptıkları haberlerle yolsuzluk ve usulsüzlükleri ortaya çıkaran gazetecileri susturmak amacıyla açılan “Kamusal Katılıma Karşı Stratejik Davalar,” uluslararası literatürde İngilizce kısaltmasıyla SLAPP (Strategic Lawsuit Against Public Participation) diye biliniyor.
Dünyanın birçok ülkesinde iktidar odakları, kendi çıkarlarına aykırı ifşaatları engellemek amacıyla SLAPP silahını kullanıyor. Adlî taciz bazen dava açılmasına kadar varmayıp soruşturma ve yurtdışı çıkış yasağı gibi yöntemlerle gazetecileri yıldırmayı hedefliyor.
İLGİLİ:
8 gazeteciye 6 yıl 3’er ay hapis cezası, 3 gazeteciye beraat
3 Mayıs’a hapiste giren gazeteciler: Haber neredeyse oradaydılar
Tolga Şardan’ın tutuklanmasına büyük tepki: Gazetecilere verilmek istenen gözdağını reddediyoruz
Gazetecilik örgütlerinden tepki: Yurttaşın haber alma ve gerçeğe ulaşma hakkına yeni bir saldırı
Basın özgürlüğünün kara günü: 16 gazeteci tutuklandı, yeni sansür yasası komisyondan geçti
SLAPP davaları: “Stratejik” yargılamalar gazetecileri yıldırmıyor
