Haber

Herkesin haber gündemi: Ekonomi, siyaset, kripto paralar ve kadın cinayetleri

150 kişiyle yaptığım ankete göre okurların ve izleyicilerin haber gündemi, yaşadıkları şehrin yanı sıra gelir ve eğitim düzeylerine göre de değişiyor. Ekonomi, siyaset, kripto paralar ve kadın cinayetleri; tüm okurların ortak haber gündeminde öne çıkıyor. İşsizlik gibi konularda haberlere ilgi, gelir düştükçe artıyor. Gelir yükseldikçe okurlar, yatırım konulu haberlere daha çok ilgi gösteriyor.

Bilimsel bir iddia taşımasa da Türkiye’de okurun haber gündemine dair bir fikir edinebilmek amacıyla,  7-17 Ocak 2022 tarihleri arasında 150 kişiyle bir anket yaptım. İstanbul (36 kişi), Ankara (23), İzmir (15), Diyarbakır (35), Antalya (12) ve Trabzon (9) illerinden toplam 130 kişi çevrim içi ortamda anketi yanıtladı. Van’da ise yüz yüze 20 kişi ile görüştüm.

Sosyal medyadan ve tanıdıklarım üzerinden ulaştığım bu kişilere; aylık gelirlerini, yaşlarını, öğrenci olup olmadıklarını ve haberlerde sırasıyla en çok hangi gündem konularını takip ettiklerini sordum.

Yanıtlar, toplumsal sınıflaşmanın okurun haber gündemi algısını etkilediğini, bununla birlikte her kesimi birleştiren birçok konunun da olduğuna işaret ediyor. Ekonomi herkesin ortak gündemi olarak başı çekse de haberciliğin bu alanının alt kategorileri özellikle gelir düzeyine göre farklılaşıyor. Anket sonuçları özetle şöyle:

  • Özellikle alt gelir grubundaki okurların öncelikli gündemini enflasyon, işsizlik ve asgari ücret gibi ekonomik gelişmeler oluşturuyor (%44). Bu grubun ikinci gündem maddesi, spor haberleri (%14). Sağlık ve yaşam haberlerini de diğer gruplara göre daha yakından izliyorlar.
  • Daha üst gelir gruplarında yer alan kesimin gündeminde ise yatırım haberleri ön plana çıkıyor. Gelir arttıkça gelişmeleri konusunda ilgilenilen yatırımın büyüklüğü de artıyor. Bu açıdan yatırım haberlerinin sadece “zenginleri” ilgilendirmediği görülüyor. Örneğin aylık geliri açlık sınırı ile yoksulluk sınırı arasında kalan kesimin %67’si öncelikli olarak küçük yatırımlarla ilgileniyor. Borsa haberlerini takip edenler de var.
  • Alt gelir grubundakilerin %16’sını oluşturan ev işçisi kadınların gündemi televizyon ağırlıklı: Diziler, gündüz kuşağı ve magazin haberleri
  • Alt gelir grubundakilerin %15’ini oluşturan öğrencilerin ana gündemi ise işsizlik, gelecek kaygısı, Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) kredi geri ödemeleri ve memur atamaları.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da hak ihlali haberleri öncelikli

Okurların %33’ü, “herkesi eşitleyen gündemleri” öncelikli olarak takip ediyor. Bu ortak gündemde COVID-19 salgını, siyaset, kripto paralar ve kadın cinayetleri gibi konulardaki haberler öne çıkıyor.

Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayan okurların gündeminde ise bölgedeki çatışmalı süreçler ve bununla bağlantılı güncel gelişmeler de var. Bu okur ve izleyici grubu bölgedeki tutuklamalara, hak ihlallerine vb. gelişmelere dair haberleri daha yakından izliyor.

Okurun ve izleyicilerin haber gündeminden beklentileri böyle. Bu işin diğer ucundaki medya kuruluşları ise bu haberleri çeşitli kanallardan onlara sunuyor.

Ekonomi haberleri yıllardır ilk kez siyaseti geçti

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Hane Halkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması’nın geçen yıl yayımlanan verilerine göre Türkiye’de evlerin %92’sinde internet erişimi var. İnternet kullanıcılarının %66’sı haberleri sosyal medyadan, %65’i haber sitelerinden takip ediyor.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün (RSF) Medya Sahipliği İzleme Projesi‘ne göre Türkiye’de en fazla okunan 10 gazeteden 7’sinin sahibinin hükûmet ile ilişkileri var. İncelenen 40 medya kuruluşunun 3’te 2’sinden fazlası inşaat, enerji, madencilik ve turizm gibi alanlarda da faaliyet gösteren şirketlere ait. Bu şirketlerin “gündemi” okurun ve izleyicinin gündeminden ayrılabiliyor.

Fatih Polat: Medya mülkiyeti, haber içeriğini ve dilini belirliyor

Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat “halkın gündemi” ile “ana akım medyanın” gündemi arasında çelişkiler bulunduğunu vurguluyor. Medya sahiplerinin başka sektörlerde de iş yapmalarının “çapraz tekelleşmeye” yol açtığını belirten Polat durumu şu sözlerle açıklıyor:

  • Örneğin bir medya patronu aynı zamanda bir petrol şirketinin de sahibi ise o şirketin işçilerinin yaptığı bir grev ya da dile getirdikleri bir talep o patronun medyasında yer bulamaz. Başka sektörlerde de ticari ilişkileri bulunan medya patronlarına ait basın kurumlarında çalışanlar, patronlarının medya dışındaki ticari faaliyetlerine dair ancak olumlu haberler yapacaklarını bilirler. “Gazetecilik ilkelerim açısından, halkın haber alma hakkı bakımından bu haberi yaparım” derseniz, zaten ertesi gün işe gelmemeniz, kendinize yeni bir iş aramanız gerektiğini bilirsiniz.

İktidara yakın medyada sık görülen “tek tip” manşetlerin ve üslup/yaklaşım benzerliklerinin bu durumun bir yansıması olduğunu belirten Polat, merkez medyadaki durumu “gazetecilik açısından bir çürüme” olarak niteliyor.

Polat’a göre bu çürüme, neoliberal döneme geçiş sonucu sosyal devlet uygulamalarından vazgeçilmesiyle başladı. Bu yöndeki politikaların İngiltere’de Margaret Thatcher’ın, Türkiye’de ise Turgut Özal’ın başbakanlık döneminde yoğunlaştığını hatırlatan Polat şu ifadeyi kullanıyor:

  • Bu süreçle ana akım medya, halkın gündeminden uzaklaştı. İşçi ve emekçilerle ilgili köşeler gazete sayfalarından kaldırıldı. İşçi ve emekçileri ilgilendiren haberler gazetelerin kısa haber sütunlarına kaydırıldı ve giderek birer istisna haline geldi.

Medyanın mülkiyet yapısının, ürettiği haberin içeriğini ve dilini de belirlediğini vurgulayan Polat’a göre mevcut ortamda okurun ve izleyicinin gerçek gündemiyle merkez medyanın gündeminin çoğu kez örtüşmemesi, bu yüzden şaşırtıcı değil.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:

Kriz haberi yapan gazeteciler: “Maaşım, geçim derdini yazdığım yurttaştan daha düşük”

Rahime Tekin

Hakkari doğumlu serbest gazeteci, Van'da yaşıyor. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünde eğitimine devam ediyor.

Journo E-Bülten