Dosya

Haber dili: Öldü mü, vefat mı etti, hayatını mı kaybetti?

8 haber sitesinde ilgili ifadelerin kullanım oranları

Bir insanın ölümünü anlatmak için “hayatını kaybetti,” “vefat etti,” “yaşamını yitirdi,” “öldü,” “şehit oldu” ve “etkisiz hâle getirildi” gibi birçok farklı ifade haberlerde kullanılıyor. 8 medya kuruluşunun 2 milyonu aşkın içeriğinde bu ifadelerin hangisinin, ne oranda kullanıldığını inceledik. İki uzmanla, haber dilindeki bu tercihlerin altında yatan nedenleri konuştuk.

T24’ün Ankara temsilcisi gazeteci Gökçer Tahincioğlu, ölümler haberleştirilirken seçilen kelimelerin, öznenin ne kadar tanınmış ve olayın ne denli trajik olduğuna göre değişebildiğini belirtirken “ideolojinin, bakış açısının yansıdığı haberlerde” asıl ayrımın yapıldığını vurguluyor. Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Oğuzhan Taş da, “Haber söylemi hiçbir zaman tarafsız ve nesnel değildir” diyor.

NTV, Hürriyet, Gazete Duvar, T24, Sabah, Sözcü, Yeni Şafak ve Anadolu Ajansı’nın Google arama motorunda endekslenen toplam 2 milyonu aşkın haber metninde, ölümü duyuran içeriklerde kullanılan 6 ifadenin kaç kez yer aldığını inceledik. Üstteki tablo, her bir kuruluşun haberlerinde yer alan ilgili ifadelerin oranını gösteriyor. Altta ise adetler yer alıyor:

Aramaları 22 Temmuz - 21 Ağustos arasındaki bir ay ile sınırlandırdığımızda dahi "öldü" kelimesinin geçtiği 3.650.000 sonuç sayfasına karşılaşıyoruz.

Bunların birçoğu haber sitelerindeki içerikler. Hatta bazı haber siteleri, "ne zaman öldü" ifadesini bir konu etiketi olarak tanımlamış ve çok aranan bir başka anahtar kelime olan "son dakika" ile birleştirirek arama motorundan ziyaretçi çekmeye çalışıyor:

Bu metni hazırlarken hem iktidarın denetimindeki büyük medyanın, hem de alternatif haber kuruluşlarının içeriklerine göz attık. İncelediğimiz 8 haber kuruluşunda ölüm haberlerinde kullanılan dilin farklılaştığını gördük.

Çatışma, silahlı saldırı, trafik kazası ve doğal afet gibi vakalarda genellikle “hayatını kaybetti” veya “yaşamını yitirdi” ifadesi kullanılıyor.

Editörlerin, muhtemelen tekrardan kaçınmak için bazen aynı haberde birden fazla ifadeyi de kullandığı görülüyor. Örneğin 18 Ağustos'ta Gazete Duvar'de yayımlanan haberin başlığında "öldü," spotunda "hayatını kaybetti," metinde ise "yaşamını yitirdi" deniliyor.

Haber kuruluşları ölümü bildirirken hangi kelimeleri seçiyor?

Bir sanatçının, din adamının ya da yazarın ölümü, genelde “vefat etti” ifadesiyle haberleştiriliyor. Terörle mücadele haberlerinde ise ölen güvenlik kuvvetiyse "şehit oldu," değilse "etkisiz hâle getirildi" veya "öldü/öldürüldü" ifadeleri tercih ediliyor.

Daha düz ve nötr olarak nitelenebilecek "öldü" sözcüğünü oran olarak en yüksek Gazete Duvar'ın kullandığı görülüyor. Anadolu Ajansı'nın da ağırlıklı olarak tercih ettiği kelime bu.

NTV, T24, Sabah, Hürriyet ve Yeni Şafak ise en çok "hayatını kaybetti" ifadesini kullanıyor. "Vefat etti" ifadesi ise sadece Gazete Duvar'da %10'u geçiyor.

Anadolu Ajansı ve Hürriyet %20'yi aşan oranlarda "etkisiz hâle getirildi" yazarken Gazete Duvar ve T24 bu ifadeyi neredeyse hiç kullanmıyor. "Şehit oldu" ifadesine ise en yüksek oranda NTV ve Yeni Şafak'ta rastlanıyor.

Oğuzhan Taş: "Haber dili, egemen ideolojiye dair çok şey söyler"

Haber dilinde aynı olay için farklı ifadelerin kullanılması, medya çeşitliliğini ve çoksesliliği yansıtıyor olabileceği gibi, taraflılık ve ideolojik tutum göstergesi de olabilir. Zira birçok haberde, ölen kişinin/kişilerin kimliğine göre ölümü niteleyen kelimelerin değiştiğini görüyoruz.

Ankara Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuzhan Taş, “Öncelikle şunu söylemem gerekir ki, haber dilinde yerleşik hâle gelen ifadeler, bize hem egemen ideolojiye hem haberciliğin bu ideolojinin yeniden üretimindeki konumuna dair pek çok şey söyler” diyerek şu ifadeleri kullanıyor:

  • Bu açıdan haber söylemi hiçbir zaman tarafsız ve nesnel değildir. Haber, konu edindiği gerçekliği, yani haber konusunu her zaman belirli bir çerçeveye oturtur.  Haber medyası bu çerçeveleri oluştururken çoğunlukla haber kaynaklarının durum tanımlarına dayanır. Örneğin savaş, terör, çatışma ve politik eylemlerle ilgili haberlerde, polisler-kolluk kuvvetleri, askeri yetkililer ya da devlet yetkililerinin söylemlerine daha çok rastlarız. Olayları çoğunlukla onların gözünden görürüz.
Bu araştırmada haber sitelerinin dâhili arama motorlarını da kullandık. Bazı siteler (örneğin NTV), "şehit haberleri" gibi özel sayfalara sahip. İlgili anahtar kelimenin etiket olarak eklendiği içerikler, otomatik güncellenen bu sayfalarda tarih sırasına göre yer alıyor.

Haber diliyle ölümü kutsamak veya öleni insandışılaştırmak mümkün

"Etkisiz hâle getirme" ifadesinin bu açıdan “isabetli” bir örnek olduğunu kaydeden Prof. Dr. Oğuzhan Taş, sözlerine şöyle devam ediyor:

  • Tam olarak askeri söylemi yansıtan bu ifade, hayatını kaybeden kişileri insandışılaştırır. "Şehit oldu" ifadesi ise tersine, yaşanan kaybı kutsallaştırır. Okur, olan biteni askerî söylemin çerçevesini çizdiği bir karşıtlık içinden görmeye çağrılır. Böylece olaya, neden ve sonuçlarına eleştirel yaklaşma, belirli bir vicdanî sorgulamaya girme ihtimali en baştan sınırlandırılmak istenir.
  • Haber üretim sürecinde muhabirler hiçbir zaman özerk hareket etmezler; özellikle savaş, terör, toplumsal çatışma ve politikayla ilgili haberlerde hem kurum içi hiyerarşiyle belirlenen hem de haber kaynaklarıyla kurdukları meslekî ilişkinin damgasını taşıyan yanlılıklar sergilerler. Habere dair hâkim anlamlarla örülü çerçeveler bir kez kurulunca daha sonra ortaya çıkan benzer olaylara da uyarlanır ve giderek süreklilik kazanır.

Taş, “Bu tür ifadelerin kullanımına dair ortak meslekî standartlar belirlenmesini sağlamak göründüğü kadar kolay değildir. Çünkü haberciliğin doğası gereği sorun, sadece meslek-içi/profesyonel işleyişle sınırlı değildir; burada politik ve toplumsal mücadele içindeki konumlanmalar belirleyicidir” diye ekliyor.

Gökçer Tahincioğlu: "Tercihler konuya göre değişkenlik gösteriyor"

T24'ün Ankara temsilcisi gazeteci Gökçer Tahincioğlu ise ölüm haberlerinde kullanılan ifadeler konusunda şunları söylüyor:

  • Bu ifadeler, daha çok olay ve ölen kişiye verilen değerle ilgili bana kalırsa. Kamuoyunun tanımadığı insanların "ölüm" haberini verirken daha çok düz bir biçimde "öldü" kelimesinin tercih edildiğini görüyoruz. Olay biraz daha trajikse, az rastlanan bir olay sonucunda ölüm meydana gelmişse ya da ölenlere karşı bir acıma duygusu söz konusuysa "hayatını kaybetti" ifadesi görülebiliyor. "Yaşamını yitirdi" ve "hayatını kaybetti" ifadesi aynı zamanda hayatı değerli bulunan, belli bir karşılığı olan, ortak değer ifade eden kişiler için de kullanılıyor. Ancak ölümle ilgili ayrımın asıl yapıldığı haberler, ideolojinin, bakış açısının yansıdığı haberler.

“Dünyanın dört bir yanında insan ölümlerinde benzer ayrımlar yapılıyor”

“Resmi söylemden uzak düşmek istemeyenler, örneğin güvenlik güçleriyle girilen bir çatışmada hayatını kaybedenler için ‘etkisiz hâle getirildi’ ifadesini tercih ediyor” diyen Tahincioğlu şöyle konuşuyor:

  • Daha çok askeri açıklamalardan dile sızan bu kavram artık yerleşik bir hâl aldı. Bu kavramda öyle bir değersizleştirme söz konusu ki aynı çatışmada yaralanan, yakalanan kişi için de "etkisiz hâle getirildi" ifadesi kullanılıyor. "Bunlar ölmeleri, kalmaları bir önem taşımayan insanlar, hiçbir değerleri yok" deniliyor tek bir ifadeyle... "Öldü, yakalandı, yaralandı" denilmesine bile gerek görülmüyor. Oysa kendi içinde bunun da haber değeri söz konusu. Aslında bir anlamda bir propaganda ifadesi ve meşruiyet kurma aracı bu ifade.
  • "Şehit düşmek" ifadesi ise bir kutsal. Hem kökleri inanca ve yüzlerce yıllık geçmişe dayanıyor hem de hemen herkes açısından ortak bir anlam ifade ediyor. Öyle ki kutsal görülen bu kavramı herkesin kendisi açısından kullandığını da görüyoruz. Bütün bu tercihler sadece Türkiye ile sınırlı değil. Dünyanın dört bir yanında insan ölümlerinde benzer ayrımlar yapılıyor ve medya kuruluşları, durdukları yerden biçtikleri değere göre kavramlara başvuruyor.

“Bazılarının ölümü hep daha kıymetli”

Tahincioğlu, “Ortak bir dil bulmak, ortaklaşmak gerekli mi ya da mümkün mü çok emin değilim” diyerek sözlerini şöyle tamamlıyor:

  • En azından siyasal tercihler, bakış açıları söz konusu olduğunda onaylamasanız da kolayca ayrımın nedenini anlayabiliyorsunuz. Ama sınıf meselesi üzerinden böyle bir dilin kurulması da söz konusu. Yoksulun, işçinin ölümünün normal karşılandığı, fazla değer biçilmediği bir dil de var. Bazılarının ölümü hep daha kıymetli. O ölümlere daha özenli bir yaklaşım söz konusu. Değişmesi de çok kolay değil. Ölümler üzerinden değil, yaşayanlar üzerinden ayrımcılığın olmadığı böyle bir dil ve dünya kurulması hâlinde belki bu kavramların farklılaşması mümkün olabilir.

Dipnot: Hayvanlar da ölür, "telef" olmaz

Hayvanların ölümüne dair haberlerde yaygın olarak kullanılan "telef oldu" ifadesi, Arapça "ziyan olma, boşa gitme" anlamına geliyor. Daha insanî ve nesnel bir gazetecilik dili için bu haberlerde "öldü" sözcüğü tercih edilebilir.

İntihar haberleri: Kalitesiz gazetecilik öldürüyor

Haber diline dikkat: Güç odaklarının işine yarayan 7 klişe

Çağımızın vebası editörsüz haberler: Dijital gazetecilikteki dil hatalarına 10 örnek

Avşin Leyla Özgür

Medya ve İletişim Bölümü mezunu. Bir süre JinNews’te çalıştı. Serbest gazeteci olarak mesleğe devam ediyor.

Journo E-Bülten