New York Times’ın 2020’ye ilişkin öngörüleri ve mevcut gidişatla ilgili Journalism That Stands Apart başlıklı raporu, geçmişte yayınlanan ve PDF’nin durağanlığına terk edilmiş raporların aksine, interaktif biçimiyle de farklı şeyler söyleyerek okurlarının ilgisine sunuldu. Times çalışanlarının yenilik ve değişime olan iştahına dair vurguyla başlayan raporda içeriklerin biçimi, okur davranışları ve nasıl bir çalışan profiline ihtiyaç olduğuna dair bir öngörü de dahil olmak üzere birçok konuya değiniliyor.
7 kişiden oluşan 2020 grubu bir yıllık araştırma sürecinde haber merkezinin yöneticileriyle ve Times’ta çalışan yüzlerce gazeteciyle yaptıkları görüşmelerin yanı sıra, dışarıdan gazeteye içerik sağlayan ya da gazetenin okuru olan kişilerle de iletişime geçmiş. Raporun ana fikri ise New York Times’ın bu süreçten ‘kazanan’ olarak çıkma yolunda iyi bir noktada olduğu ama mevcut kazancın kurumun başarı ölçeklerinin henüz oldukça altında olduğu. Bu iddialı ve ilginç raporda öne çıkan başlıklar ise gazeteciliğin standart belirleyicilerinden Times’ın geleceğine dair önemli ipuçları barındırıyor.
Haberlerde görselleştirmenin artması gerekiyor
Haber endüstrisi için multimedya hikâye anlatımı tanımladıklarını ve kendilerini açık bir lider olarak konumlandırdıklarını söyleyen Times raportörleri yine de mevcut haber yapım stillerinin yeterli olmadığını, daha zengin ve çekici gazeteciliğe olanak tanıyan dijital hikâye anlatım araçlarını kullanmak gerektiğini söylüyorlar. Günlük haberlerin içeriklerinde çok fazla uzun metnin hakim olduğu görüşündeler. Tren yollarıyla ilgili bir haberin içerisinde metnin arasında hatlara dair tek bir grafik kullanılmamış olmasına dair okur eleştirisi ele alınıyor ve dijital versiyonlarda video ile fotoğrafın limitli ya da yeterince yaratıcı olmayan şekilde yer aldığı eleştirisi getiriliyor. Raporda özellikle 800 kelimeyi aşan ve görselleştirilmemiş içeriklerin gittikçe daha az kişi tarafından okunduğuna da dikkat çekiliyor.
Times okuruna rehber olmalı
Raporda dikkat çeken unsurlardan biri de okurlara tavsiye verme ve onlara rehberlik etme konusunda Times’ın yetersiz kalması. Çoğunlukla bu tür önerilerin basılı formlarla kısıtlı olduğu belirtilen raporda, Smarter Living gibi örneklerin arttırılması ve Times’ın okurların günlük yaşamlarına ya da farklı alanlara ilişkin daha aktif tavsiyelerde bulunan bir hâle gelmesi öneriliyor. Yine de bir öneri platformu olurken ve bunu yeni mecralarda yaparken gazeteciliğin temelinde olan eleştiriler, söyleşiler, profiller gibi temel taşlardan da vazgeçilmemesi gerektiği vurgulanıyor.
Okur haberin daha büyük bir parçası olmalı
Raporda, bir topluluğun parçası olma hissinin ciddi bir sadakat motivasyonu olduğu ve Times okurlarının iyi bir topluluk sayılabileceği vurgulanırken, okurların birbirleriyle konuşmak ve beraber öğrenmek istedikleri, yalnızca yiyecek, kitap, seyahat, teknoloji ve bulmacaları değil, siyaset ve dış ilişkiler gibi konuları da birlikte ele almak istedikleri belirtiliyor. Bugüne dek yapılmış en medeni ve başarılı yorum geleneğini ve modülünü geliştirmekle övünen raportörler okuyucuların bu etkileşime girmesine izin vermek ve onları cezbetmek için yeterince çaba sarf edilmediği görüşündeler. Kanserden kurtulanlar ve benzer alanlardaki etkileşim örnek gösterilirken Times’ta yorumların yayınlanmasının dahi bir ‘statü göstergesi’ hâline geldiği vurgulanıyor ve bu angajmanı güçlendirmek adına bu kültürün geliştirilmesi ve hatta sıradanlaşma karşısında değişmesi gerekliliğinin altı çiziliyor.
Haber odalarında eğitim şart
Raporda Times’taki gazeteciliğin her geçen gün değiştiği ve gazetecilerin de bu değişimin kısmen de olsa farkında oldukları vurgulanırken, mevcut eğitim programlarının hâlâ yeterli seviyede olmadığı kaydediliyor. Son yıllarda haber odası içi eğitimlerinde ciddi bir seviye atlandığı belirtilirken çalışanların da buna oldukça açık oldukları ifade ediliyor.
Üst düzey gazetecileri aralarına katmak istiyorlar
Raporda iddialı değişim planını gerçekleştirmek için haber odasında doğru becerilere sahip insan kaynağına henüz sahip olunmadığı da vurgulanıyor. Görsel gazetecilerin ve iyi saha editörlerinin istihdam edilmesinin gerekli olduğu savunulurken yeni medya yeteneklerine sahip ve geçmişin baskı odaklı formlarının tekelini kırabilecek isimlerin gelmesinin yaratacağı yarardan söz ediliyor. İstihdamda ise önceliğin içerik üreticileri olan muhabirler, grafik editörleri ve fotoğrafçılar gibi gruplara verilmesi gerektiği savunuluyor. Son yıllarda yılda ortalama 70 kişinin işe alındığı ama alınan bu kişilerin yalnızca %50’sinin gazetecilikle doğrudan ilgili oldukları belirtiliyor. Raportörler bu oranın kesinlikle artması ve gazetecilerin istihdamına ağırlık verilmesi için güçlü bir talepleri olduğunu belirtiyor.
Haber merkezine farklılık şart
Haber merkezindeki çeşitliliği artırmanın -daha fazla kadın, daha uzak şehirlerden insanlar, daha genç gazeteciler ve daha Amerikalı olmayan kişiler- görece zengin ve ilgi çekici bir üretim kabiliyeti açısından kritik önem taşıdığı belirtilen raporda bunun uluslararası takipçileri genişletmek ve daha genç bir okuyucu kitlesini etkilemek için de şart olduğu söyleniyor. Her açık pozisyonun çeşitliliği artırmak için bir fırsat olduğu ifade ediliyor.
Freelance çalışmaya yaklaşım değişmeli
Son yılların tartışmalı konularından biri olan freelancer’ların istihdamı ve freelance işler de raporda kendine yer buluyor. Freelance işlerin de bir kalite ölçütü olduğu ve özellikle fikir yazıları bağlamında dışarıdan alınan içeriklerin büyük ilgi gördüğü belirtilen raporda op-ed’ler, kitap eleştirileri gibi bazı bölümlerde freelance içeriklerin çok iyi işlediği ve talep gördüğü vurgulanıyor. Bu bağlamda dışarıya verilen işlerde daha yaratıcı ve iddialı olmanın gerektiği söyleniyor.