Sansür Yasası görüşmeleri, Bartın Amasra’daki maden faciasına dair araştırma komisyonu kurulması önerisi, “torba” yasa teklifleri ve Bütçe Kanunu nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) bugünlerde bir kez daha haber gündeminin merkezine yerleşti. Biz de Ankara gazeteciliğinin mihenk taşı sayılan parlamento haberciliğini, meclisteki deneyimli muhabirlere sorduk. Parlamento muhabiri nasıl olunur? Mecliste gazetecilik, diğer alanlardaki habercilikten farklı mı? Zorlukları ve avantajları neler? TBMM Basın Koridoru’nda yarım saatte bir düzenlenen basın toplantılarında neler oluyor? Ve iyi gazeteciler nasıl fark yaratıyor?
Parlamento kelimesinin kökeninde, Eski Fransızca “parler” (konuşmak) fiili var. Avrupa’daki yazılı kayıtlara göre “parlement” 800 yılı aşkın bir süredir devlet işlerinin konuşulduğu toplantıları tanımlamak için kullanılıyor.
Çağdaş parlamentoların öncüsü İngiltere’de 13. yüzyılda toplanmıştı. Modern anlamda parlamento muhabirliğinin Batı basınındaki ilk örnekleri ise 19. yüzyılda ortaya çıktı. Örneğin İngiliz yazar Charles Dickens, gençliğinde serbest gazeteci olarak bir dönem parlamento muhabirliği de yapmıştı.
Birçok devletin yasama organı olan parlamentoda yaşananları haberleştirmek için bir gazetecinin yerel yasaları bilmesi, parlamenter prosedürü anlaması, ilgili politikacıları ve siyasi partileri iyi tanıması ve sağlam bir tarih bilgisine sahip olması gerekiyor. Son dakika haberciliğinden farklı olarak parlamento muhabirliğinde arkaplan bilgisi, bağlam ve analiz kritik önem taşıyor.
Manşetleri hâla parlamento muhabirleri çıkarıyor
Türkiye’nin parlamenter rejimden başkanlık sistemine geçmesiyle, gazetecilikte uzmanlığın bu hayati kolu önemini yitirir gibi oldu. Son günlerde meclise getirilen kanun teklifleri ve yaşanan tartışmalar ise parlamento muhabirliğinin önemini bir kez daha hatırlattı.
Parlamento Muhabirleri Derneği (PMD) ise bir gazetecilik meslek örgütü olarak 58. yaşını kutladı. PMD Başkanı Kemal Aktaş, “Parlamento muhabirliği gazeteciliğin en önemli mihenk taşlarından biri, mesleki tecrübe anlamında ise muhabirlik kariyerinin zirve noktasıdır” diyor. Aktaş şöyle devam ediyor:
- Genel tanımıyla parlamentoda yaşanan gelişmeleri izleyip haberleştiren gazeteciye “parlamento muhabiri” denir. Ama parlamento muhabiri sadece bir yasama organı olarak parlamentonun yasa yapma sürecini, rutinini takip etmez. Siyasetin rutin gelişmeleriyle birlikte perde arkasında yaşananları, kulisleri çok yakından izler. Dolayısıyla haber merkezleri açısından kritik önemdeki haberler parlamento muhabirlerinin kaleminden çıkar. Gazetelerin manşetleri, birinci sayfaları ve televizyonların ilk ve öncelikli haberleri ağırlıklı olarak parlamento muhabirlerinin emekleriyle ortaya çıkan haberlerden oluşur.
- Bir parlamento muhabiri için haber kaynakları; iktidar-muhalefet siyasi parti grupları, grup yöneticileri, milletvekilleri bakanlar, başkan, başkanvekilleri ve parlamento bürokrasisi olarak düşünülebilir. Parlamento çatısı altında görev yapan bir muhabirin saydığımız haber kaynaklarıyla doğru ve sağlıklı iletişim kurabilecek yeterlilikte ve olgunlukta olması gerekir. O nedenle parlamento muhabirliği için mevzuat gereği en az beş yıl basın kartı taşıma zorunluluğu getirildi. Beş yıllık basın kartı deneyimi olmayan bir muhabir, parlamento çatısı altında, parlamento muhabiri sıfatıyla görev yapamaz.
- Bu yönetmelik çerçevesinde gazetecilik faaliyetini yürüten parlamento muhabiri, TBMM’nin ağırlığına uygun davranan, haber kaynaklarıyla en doğru ve sağlıklı iletişimi nasıl kurması gerektiğini bilen; birikimiyle, kılık kıyafetiyle, adabı muaşeret dediğimiz görgü kurallarına hâkimiyetiyle örnek bir gazetecidir.
İyi bir muhabir tüm argümanları adil bir şekilde ortaya koyar
Gazeteciliğe dair İngilizce kaynaklarda parlamento muhabirinin sahip olması gereken özellikler arasında özetle şunlar yer alıyor:
- İyi bir muhabir açık fikirlidir ve tanık olduğu tüm argümanlara adil bir şekilde yaklaşmaya kararlıdır. Kötü bir muhabir ise kendi görüşlerinin araya girmesine izin verir. Bu durum özellikle siyasi tartışmaların haberleştirilmesinde geçerlidir. Hangi argümanın en güçlü olduğuna karar vermek parlamento muhabirinin görevi değildir. Bunun yerine, iyi bir muhabir tüm argümanları adil ve doğru bir şekilde ortaya koyar ve izleyicinin kendi kararını vermesine izin verir.
“Parlamento muhabiri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın yanı sıra, TBMM’nin ‘anayasası’ kabul edilen TBMM İç Tüzüğü’ne de hâkim olmak zorundadır” diyen Aktaş, sözlerini şöyle sürdürüyor:
- İç tüzük A’dan Z’ye TBMM’nin çalışma esaslarını belirler. İç tüzüğün 168. maddesi “Basın” başlığını taşır ve parlamento muhabirlerinin çalışma esaslarını ortaya koyar. Parlamento muhabirleri her yasama yılının başında yenilenen yaka kartlarını takarak görev yaparlar. Bağlı oldukları kurumların isimlerini de taşıyan bu fotoğraflı giriş kartlarının kimlere verileceği her yıl, PMD adına iki temsilcinin de yer aldığı, 5 kişiden oluşan TBMM Basın İlişkiler Kurulu’nda görüşülerek belirlenir. Son olarak TBMM Başkanı’nın onayından geçer. Bu özel giriş kartlarını taşımayan basın mensupları, TBMM’de basın için ayrılan bölümlere giremezler, Genel Kurul çalışmalarını salondan izleyemezler, milletvekillerinin bulunduğu kulislere giremezler.
“PMD, Türkiye’nin inişli çıkışlı demokrasi serüveninin en yakın tanıklarından”
“PMD, Parlamento çatısı altında örgütlenip kurumsallaşan dünyada belki de tek örnek” diyen Aktaş devam ediyor:
- Merkezi Ankara’dadır, şubesi de yoktur. Bugün 700 civarında üyemiz bulunuyor. Kuruluş amacımız, TBMM’de görev yapan basın mensuplarını bir çatı altında toplayıp çalışmalarını kolaylaştırıcı, başarılarını artırıcı çaba göstermek. Derneğimiz meslek onurunu koruyacak ve yükseltecek çalışmalar yapar. Siyasi bir amacı yoktur. Mesleki dayanışma ve mesleki konular dışında siyasi tartışmalara katılmaz. PMD, Türkiye’nin inişli çıkışlı demokrasi serüveninin en yakın tanıklarından biri olmuş. Basın, ifade özgürlüğü ve gazetecilik meslek ilkeleri adına mücadelesini kararlılıkla sürdürüyor… Kamuoyuna “Dezenformasyon Yasası” olarak yansıyan yasa teklifin, basın ve ifade özgürlüğüne sansür ve cezalandırma düzenlemesi olduğu gerekçesiyle karşı çıktık. Diğer meslek örgütleriyle birlikte yoğun bir mücadele verdik.
Parlamento muhabirinin görev alanındaki faaliyetler çeşitli
Başvurduğum birçok parlamento muhabirinin görüş bildirmekten kaçınması dikkat çekiciydi.
“Parlamento muhabirliği, gazetecilik mesleğinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde icra edilmesidir” diyen NTV’nin parlamento muhabiri Celal Çamur ise şunları söylüyor:
- Genel anlamda yaptığımız, gazetecilik faaliyetinin parlamentonun farklı kulvarlarında da yürütülmesidir. Parlamento muhabirliğinin görev alanına siyasi gündemin yarı sıra Parlamento’nun idari yapısı içerisindeki haberler de girmektedir. Siyasi partilerin grup toplantıları, Genel Kurul ve komisyonlardaki yasama faaliyetleri, milletvekillerinin basın toplantılarının yanı sıra idari teşkilat tarafından yürütülen çalışmalar da parlamento muhabirinin görev sahası içindedir.
Zengin ve güvenilir haber kaynakları gerekiyor
Celal Çamur, parlamento muhabirinin ayırt edici özelliklerini ve “basın koridorunda” nasıl çalışıldığını şöyle anlatıyor:
- Gazetecilik faaliyetlerinin yürütülmesinden ibarettir işimiz. Ancak siyasi ve idari faaliyetler, parlamento muhabirliğinin yapılmasında gazeteciye yön verir. Örneğin, ülke gündemindeki bir konu için yasal düzenleme yapılması gerekiyorsa bunun yolu TBMM’dir. İşte tam da burada parlamento muhabiri harekete geçer. Kanun teklifinin hazırlık aşamasından, Meclis Başkanlığı’na teklif olarak sunulmasına; teklifin içeriğinden, yapılması düşünülen değişikliklere kadar birçok haber başlığı için muhabir araştırma yapar. Haber kaynakları üzerinden bu başlıkları araştırır. Elbette ki elde ettiği bilgileri mesleğin olmazsa olmazları arasında yer alan “double-check” (çifte kontrol) dediğimiz başka bir kaynaktan da doğrulatarak haberleştirir. Parlamento muhabirliğinin en önemli unsuru, haber kaynaklarının zenginliği ve güvenilirliğidir. Muhabir bu sayede Türkiye’nin gündemine gelecek yasal düzenlemelere ilişkin birçok detayı çok önceden öğrenip haberleştirebilecektir.
- Yaklaşık 25-30 metre uzunluğundaki basın koridorunun sağında ve solunda medya kuruluşlarının meclis büroları yer alıyor… Koridorun tam ortasında ise milletvekillerinin basın toplantılarını yaptığı, “Ana Bina Basın Toplantı Salonu” bulunuyor. Mecliste rutin gündemi takip etmek aslında çok kolaydır. Basın toplantısı yapacak milletvekili ya da danışmanı daha önceden Basın Bürosu’nu arayarak toplantı yapmak istediği saat için rezervasyon yapar. Hangi milletvekilinin hangi saat dilimi içerisinde basın toplantısını yapacağını parlamento muhabirleri önceden bilir.
- Aynı şekilde tüm komisyonların toplantı saatleri ve gündemleri de Basın Bürosu aracılığıyla hem meclisin internet sitesinde yayımlanır, hem de basın koridorunda bulunan ekranlara yansıtılır. Açık olduğu zamanlarda Genel Kurul’un gündemi de internet sitesinde yer alır. Aynı zamanda kitapçık olarak da basılır. Böylece parlamentoda görev yapan muhabirler rutin gündeme dair tüm bilgilere sahip olurlar. Bunların dışında her medya kuruluşunun kendine ait bir gündemi de vardır. Bu gündeme ilişkin olarak muhabirler özel olarak çalışma yürütürler.
Fiziki çalışma ortamı rahat ama “haber atlama” stresi var
Çamur’a göre parlamento muhabirliğinin, işin yapılış şekli açısından gazeteciliğin diğer dallarından kritik bir farkı olmasa da içerikten kaynaklı bazı ayırt edici özellikleri var. Örneğin “kulis haberciliğinin” daha çok ilgi ve dikkat çektiğini belirten Çamur, parlamento muhabirliğinin kolaylıklarını ve zorluklarını şöyle sıralıyor:
- Rutin gündemi belli olduğu için haber takibi kolaydır. Fiziki olarak her zaman bu kolaylığı yaşamasak da muhabirler arasındaki dayanışmayla bu kolaylığı sağlamak mümkün olabiliyor. Bir başka önemli sayabileceğimiz kolaylığı, soğuk ve yağışlı kış aylarıyla sıcak ve yakıcı yaz aylarındaki çalışma ortamımız. Genel Kurul’un açık olduğu zamanlarda takım elbise giymek zorunda olan erkek muhabirler hava şartlarından etkilenmiyor. Bu da çalışmalarda kolaylıklar sağlıyor.
- Zorluklara bakacak olursak… Muhabirler genellikle özel haber çalıştığı için diğer muhabirlerin hangi haber peşinde olduğunu çoğu zaman bilemez. Bu da “haber atlama” olasılıklarını artırır. Sıralamaya koyabileceğim bir başka zorluk ise şu: Genel Kurul çalışmaları gece geç saatlere, hatta ertesi gün sabahın ilk ışıklarına kadar sürebiliyor. Yaklaşık 13 yıldır görev yaptığım Parlamento’da bu türden uzun çalışma saatlerini defalarca tecrübe ettim.
Sıkıcı meclis oturumlarını da ilginç kılabilirsiniz
Aynı İngilizce kaynakta, uzun saatler süren meclis oturumlarıyla ilgili şu öneriler yer alıyor:
- Parlamento oturumları bazen sıkıcı olabilir. Ama önemlidirler. Bu yüzden onları ilginç hâle getirin. Dinleyicilerinizin/izleyicilerinizin dikkatini çekin. Açık ve basit yazın. İlk cümlenizle ilgiyi üzerinize çekin ve haberin oradan doğal bir şekilde akmasını sağlayın. Basın yüzyıllar boyunca parlamento oturumlarını haber yapma hakkı için çok mücadele etti, bu yüzden onların fedakârlıklarını boşa harcamayın.
Peki, parlamento muhabiri nasıl olunur? Bu alanda bir uzmanlık eğitimi alınabiliyor mu?
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Parlamento Haberciliği dersini veren PMD Başkan Yardımcısı Özgür Akbaş süreci şöyle anlatıyor:
- Parlamento muhabiri olabilmek için önce önemli bir süreci atlatmak gerekiyor. Ankara gazeteciliğinin bir geleneği var. Hâlâ sürdürülmeye çalışılan bir gelenek bu aslında. İletişim fakültesinden mezun olan bir genç arkadaşımızın, mezun olmadan önce stajını yapması gerekir. İkinci sınıftan başlayarak her sınıfta mutlaka staj yapar. O stajların sonucunda eğer habercilik konusunda iyiyse, kendini gösterebiliyorsa ve fark yaratabiliyorsa işte o zaman gittiği kurumda kalıcı olabilmeye çalışır. Eğer kalıcı olabilirse yavaş yavaş gazeteci adayı arkadaşımız, görevlere gönderilir. Görevlere gönderildikten sonra da yaptığı haberlerle fark yaratabiliyorsa muhabirliğe doğru evrilir.
Parlamento muhabirliğinin yolu, Ankara gazeteciliğinin geleneğinden geçiyor
- Ankara gazeteciliğinde, siyaset muhabirliği içinde en son gelinecek nokta parlamento muhabirliğidir. Aslında siyaset muhabirliği diye bir alanı ayırırsak eğer, bunun başına parlamento muhabirliğini koymamız gerekiyor. Çünkü parlamento muhabirliği, tüm siyaseti kapsayan bir alan. Tabii siyaset muhabirliğinin altında, yani parlamento muhabirliğinin altında cumhurbaşkanlığı muhabirliği ve sonrasında siyasi parti muhabirliği diye ayırabilir.
- Genç arkadaşlarımız muhabirliğe atıldıktan sonra, tabii iyi olmaları şartıyla 1-2 yıllık sürecin ardından bazı alanlar almaya başlıyorlar. Örneğin bürokrasiyi takip edebiliyorlar ya da bizim tabii eski dönemde bir polis telsizi alıp önce öyle başlanırdı işe… Çünkü polis telsizi dinleyerek herhangi bir noktada bir olay var mı, yok mu bu öğrenilir ve ona göre hemen o olay bölgesine girilir ve o haberleştirildi. Artık bunlar tabii olmuyor, farklı teknolojik aygıtlar var, ona göre hareket ediliyor.
- Bu genç arkadaşlarımız alan paylaşımının ardından iyice piştikten sonra artık siyasete yavaş yavaş adapte olmaya başlar. Siyasete adaptasyon ise siyasi partinin basın toplantılarına giderek olur. Orada siyasetin belli noktaları öğrenilmeye çalışılır. Ardından işte o partinin muhabiri olmaya başlar. Sonrasında zaten bu işin parlamento ayağı var. Siyasete bakan muhabir mutlaka parlamentoya da gelmek durumunda.
Bir yanlış, parlamento muhabirinin meslek hayatının sonu olabilir
TBMM’de görüşmelerin yapıldığı Genel Kurul ve komisyonların yanı sıra 19 ihtisas komisyonu, araştırma komisyonları, siyasi partiler ve parti grupları da var. Bu “çok büyük alan” içinde yaşananları haberleştirmenin “çok da kolay” olmadığını belirten Akbaş, parlamento muhabirinin “perde arkasına bakabilme yeteneğinin” ve “kulis alabilme” becerisinin güçlü olması gerektiği görüşünde.
“Burada yanlış atılacak bir adım, yanlış bir haber parlamento muhabirinin sonunu getirdiği gibi ülkede büyük bir kaosa da yol açabilir. Siyaset bu kadar hassastır, bu kadar önemlidir” diyen Akbaş, parlamenter rejimin terk edilmesiyle meclisteki gazetecilerin işinin daha da zorlaştığını düşünüyor. Geçmişteki koalisyon dönemlerinde iktidar ortağı olan farklı partilerin bakanlarından haber alabilen parlamento muhabirleri, yeni sistemin buna izin vermemesi nedeniyle çifte kontrolde de zorlanıyor.
Parlamento haberleri, mecraya göre farklılaşan yaklaşımlarla ele alınabiliyor. Akbaş’a göre özellikle meclisteki “kulis haberciliği,” görsel malzeme eksikliği nedeniyle televizyona daha az yansırken genelde basılı gazetelerde icra ediliyor. Yönetmelik gereği TBMM’nin birçok alanında kamerayla çekim yapılamadığı gerçeği de var.
Kulis haberciliği: İktidar köreltti, kurumlar vazgeçti, çoğu gazeteci ‘demeç haberciliği’ne yöneldi
Parlamento muhabiri, bir siyasi partinin sözcüsü gibi hareket edemez
Gazetecilik ilkeleri ve özellikle nesnellik, nitelikli bir parlamento haberciliğinin olmazsa olmazı. Spor muhabirlerinin takip ettikleri kulübün “amigosu” olmaması gerektiği gibi, parlamento muhabirlerinin de takip ettikleri parti ile “temas ve mesafeyi” koruması gerekiyor. Akbaş şöyle diyor:
- Hiçbir siyasi partiye, hiçbir siyasi akıma, hiçbir siyasi gruba angaje olmadan, onlara teslim olmadan haberleri yapabilmek gerekiyor. Bu da kolay değil. Kimi zaman muhabir arkadaşların, o siyasi hareketin sanki sözcüsüymüş gibi hareket ettiğini görüyoruz. Bu neye yol açıyor? Bu, orada gazeteciliğin bitmesi anlamına geliyor. Gazeteciliğin bitmemesi için muhabirin objektifliğini koruması gerekiyor.
- Muhabirlik, gazetecilik mesleğinin en kutsal alanı. Parlamento muhabirinin olmazsa olmazlarından biri de erdemli ve ahlâklı olmasıdır. Bunu eğer başarabiliyorsa, kimsenin adamı olmadan haberlerini yapabilir. Bunu yapmak kolay değil ama zor da değil. Bunu yapabiliyoruz. Hâlâ yapmaya çalışıyoruz. Kimsenin adamı olmadan, haberlerimizi sürdürmeye çalışıyoruz. Bir muhabirin de, parlamento muhabirinin de en çok dikkat etmesi gereken noktalardan biri bu.
Telefon defteri kalın, güven veren, haber kaynağını “açan” muhabir makbuldur
Akbaş’a göre parlamento muhabirinin basın açıklamalarını izlemekle yetinmeyip parti yetkililerini ve ilgili bürokratları araması, peşinde olduğu haberin unsurlarını sağlayacak kaynaklara ulaşıp onları “açması” gerekiyor. “Perde arkası” işte böyle görülebiliyor.
“Telefon defteri ne kadar kalınsa, o kadar iyi bir gazetecisin derlerdi” ifadesini kullanan Akbaş, “Güven veren, haber kaynağını açabilen gazeteci muktedir gazetecidir, istediğini alır” diye ekliyor. Sadece tek bir partideki kaynaklara bağlı olan muhabirin “hata yapacağını” vurgulayan Akbaş’a göre özellikle “sükseli” haberlerde çifte kontrolü ihmal etmemek şart.
Çifte kontrol, gazeteciye bilgi vermek konusunda siyasetçilerden daha katı olan bürokraside bile mümkün. Akbaş şu örneği veriyor:
- Bürokrasiyi aşabilmek daha da zor ama eğer kapıları açabildiysen gerisi zaten geliyor. Örneğin ben Enerji ve Ulaştırma Bakanlığı’na bakarken o dönemde bakanlıkta çok büyük ihale yolsuzlukları oluyordu. Beyaz Enerji Operasyonu’nu başlatan haberlerin ilk başlangıcını yazmıştım. O zaman diğer kurumlardan bilgi akardı. Onun faydasını da çok şiddetli bir şekilde görüyordum. Yani yolsuzluk haberi yazan bir gazeteciye, zaten bürokrasiden adını da söylemeden bir anda dosyalar hâlinde o bilgiler geliyordu ve haberler daha da güçlü bir şekilde yer buluyordu.
“Gazeteci, haberini yaparken tuzağa asla düşmemeli”
“Siyasetçi çok cindir ve seni istediği noktalara çekebilir. Parlamento muhabiri uyanık ve dikkatli olmalı dememin nedeni bu. Siyasetçinin güdümüne girmeden haberini oluşturması lazım” diyen Akbaş, bürokraside ise gazetecinin yönlendirilmesi yönündeki çabaların pek görülmediğini söylüyor: “Gazeteci haberini yaparken tuzağa asla düşmemeli ya da tuzağa düşüyormuş gibi yapıp falsolu sorular sorarak farklı bir şeyler de alabilir. Gazetecilik mesleğinde bu yetenek çok önemli. Herkes ben muhabirim ya da iyi gazeteciyim diyebilir ama eğer bu yetenekler yoksa, ona çok iyi gazeteci denilemez.”
Sözü geçen kaynakta bu konuda da İngiltere örneğinden yola çıkarak şu uyarı yapılıyor:
- Politikacılar her zaman mümkün olan en iyi şekilde sunulmak isterler. Bir konunun haberleştirilme şeklini etkilemeye çalışmak için gazetecilere bilgi verirler. Örneğin, İngiliz Parlamentosu’nda her hafta yapılan Başbakanlık Soruları’nın ardından, parti liderlerinin basın sözcüleri gazetecilere kimin “kazandığı” ve kimin “kaybettiği” konusunda kendi yorumlarını aktarırlar. Bu tür bilgilendirmeler faydalı olabilir, ancak dikkatli bir şekilde ele alınmalıdır. Gerçekte ne olduğuna dair haberlerinizi çarpıtmalarına izin vermeyin.
“Soru sorma adabının” önemini de vurgulayan Akbaş ardından şöyle diyor:
- Herkes parlamento muhabirliği yapabilir ama dediğim gibi daha çok okuyan, daha çok araştıran, daha çok sorgulayan gazeteciler, parlamento muhabirliğini çok daha iyi yapabilirler. Daha erdemli olanlar daha düzgün yaparlar. Kimseye teslim olmadan hiçbir siyasi harekete teslim olmadan, kimsenin adamı olmadan bu mesleği çok düzgün bir şekilde yapabilirler.
“Parlamento muhabirliği konusunda yazılı kaynak yok”
Ankara Üniversitesi iletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdulrezak Altun’un isteğiyle “Parlamento Muhabirliği” dersini vermeye başladığını belirten Akbaş, gazetecilik eğitiminde teorik bilgilerin mesleki pratikten gelen kişilerin deneyimleriyle tamamlanması gerektiğini düşünüyor. Parlamento muhabirliği konusunda, bir yüksek lisans tezi dışında yeterince Türkçe yazılı kaynak olmaması, Akbaş’ı bu konuda bir kitap yazma fikrine yönlendirmiş. Konuyu TBMM’ye de taşıdıklarını belirten Akbaş, bu yöndeki çalışmalarının sürdüğünü belirtiyor.
Yurt dışına baktığımızda ise parlamento muhabirliğine özel rehberler hazırlandığını görebiliyoruz. İngiltere’deki gazeteciler için hazırlanan kılavuzda temel düzeyde bilgiden haberin yazımına kadar birçok detay yer alıyor. Hindistan’da, İsviçre’de, Hollanda’da da bu konuda kaynaklar var. Sidney Üniversitesi’nde farklı ülkelerin parlamentolarıyla ilgili bilgilere bile yer verilmiş.
https://libguides.library.usyd.edu.au/c.php?g=508171&p=3477283
http://archive.ipu.org/english/handbks.htm
http://archive.ipu.org/dem-e/guide/guide-3.htm
http://assembly.coe.int/nw/xml/XRef/Xref-XML2HTML-en.asp?fileid=16414
https://slideplayer.com/slide/6907850/
https://www.parlament.ch/en/services/media-accreditation/instructions-for-journalists
https://www.houseofrepresentatives.nl/services-public/press/recording-guidelines-journalists
https://www.parliament.uk/about/living-heritage/evolutionofparliament/parliamentwork/communicating/overview/lobbyjournalism/
Örneğin Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin (AKPM) internet sitesinde şu noktalara değiniliyor:
- Parlamentolar, çalışmaları hakkında kamuoyunu bilgilendirmek için gazetecilere, editörlere ve medya sunucularına ihtiyaç duymaktadır. Yine de aralarında çok fazla karşılıklı güvensizlik vardır. Gazeteciler genellikle oturumlara erişime getirilen kısıtlamalar veya kamuya açık olarak haber yapabilecekleri hususları gereksiz yere kısıtlayabilen hakaret ve iftira yasaları nedeniyle hayal kırıklığına uğramaktadır. Parlamenterler ise çalışmalarının tek taraflı olarak yansıtılması nedeniyle toplu olarak sahip oldukları düşük itibardan kısmen medyayı sorumlu tutmaktadır. İki mesleğin farklı amaçları ve kültürleri göz önüne alındığında parlamenterler ve medya arasında kaçınılmaz olarak bazı gerginlikler olacaktır. Yine de her ikisinin de birbirine ihtiyacı vardır ve parlamentonun kamuoyuna sunulma şekillerinde işbirliği yapmaya çalışarak kazanacakları çok şey vardır. Halk ise seçilmiş temsilcilerinin faaliyetleri hakkında etkin bir şekilde bilgilendirilmek istiyorsa, azami şeffaflıktan fayda sağlar.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: