Dosya

Gazetecilikte özgür bir alan: Podcast emeklemeyi bitirdi, ayağa kalkıyor

Fotoğraf: Soundtrap

Gazeteciliğin en hızlı büyüyen mecralarından biri podcast… Bu sesli içerik biçiminin nasıl bir ihtiyacı karşıladığını ve habercilikte ne gibi fırsatlar sunduğunu, podcast üreten gazetecilerle konuştuk. Zeynepgül Alp, Özgür Mumcu, Minez Bayülgen ve Burak Tatari’nin yanı sıra Uraz Kaspar ve Orhan Şener’e de 2021 itibarıyla Türkiye podcast aleminde son durumu sorduk.

Apple-Podtail, Google Podcast ve Spotify listelerini incelediğimizde, Türkiye’de en fazla dinlenen podcast türlerinin komedi ve söyleşi olduğunu görüyoruz. Listelerde bazen söyleşi türüne yaklaşan, bazen tamamen habere odaklanan podcastleriyle gazeteciler de boy gösteriyor. Örneğin Özgür Mumcu ve Eray Özer ile Yeni Haller, Global News Podcast, Medyascope Podcast, Ünsal Ünlü, The Daily News, Açık Gazete, Habertürk, Daktilo1984, BBC News ve Özgürüz Radyo bu listelerde kendisine sık sık yer buluyor.

Türkiye’nin ilk podcast haber bültenlerinden birini yapan Zeynepgül Alp, sansürün ve otosansürün baskın olduğu günümüzde bu mecranın özgür bir alan açtığını vurguluyor. Alp, tamamen ev ortamında, bir ses kayıt cihazı, mikrofon, telefon ve bilgisayar yardımıyla hazırladığı podcastin dinleyicilerden olumlu tepkiler aldığını belirtiyor. İki yılı aşkın süredir podcast ürettiğini söyleyen Alp, şu ifadeleri kullanıyor:

Zeynepgül Alp: Esneklik ve kolaylık sağlıyor

  • Pod 360 isimli haber podcastini 65 bölüm yaptım. 2018 yılı kasım ayında freelance haber yapan bir gazeteciydim. O dönem bir grup arkadaşım da Medyapod isimli podcast mecrasının kuruluşunu gerçekleştiriyordu. Onların davetiyle Medyapod’a dâhil oldum ve podcastle tanıştım. Yayın yapma isteğim, hazırladığım haberi kitlelere ulaştırma isteğim en basit şekliyle podcastte karşılanıyordu. Bunu fark etmek muhteşem bir deneyim oldu. Çünkü evden çıkmadan tek bir telefonla haber kaynağıma ulaşıp evimin salonundan istediğim içeriği üretebiliyordum. Üstelik bir patronum ya da içeriğimi sormak zorunda olduğum bir şefim yoktu. Herhangi bir sansürle karşı karşıya değildim. Ayrıca haberimi yapmak için bir ekibe de ihtiyacım yoktu. Her şeyi kendi isteğim doğrultusunda ve kendi isteğimle yapıyordum. Böylece podcastin gazetecilik mesleğine ne kadar esneklik kazandırdığını da keşfettim. Bir süre sonra haber röportaj şeklinde başladığım podcastimi yerel seçimlerin de yaklaşmasıyla birlikte haber bülteni şekline dönüştürdüm ve Türkiye’nin ilk podcast haber bültenini yaptım. O dönemde bu tarz bir bülten yapma isteğimin sebebiyse yerel seçimlerde ana akım medya tarafından muhalefete uygulanan sansürdü.

Merkez medyada yer verilmeyen, ama sosyal medyada gündem olan konuları işlemeye çalıştığını belirten Alp, tüm sesleri duyurmaya gayret ettiğini, örneğin bir siyasi tartışmada tüm partilerin görüşlerine bülteninde yer verdiğini söylüyor. Alp, “Podcast gazeteciliğe esneklik ve kolaylık sağlayan bir mecra. Gazetecileri her açıdan özgürleştiren ve nefes almalarını sağlayan bir mecra. Son dönemde artık yaygınlaşmaya da başladı. Umarım yeni mezun arkadaşlarımız bu işin üzerinde daha çok durur ve podcast haberciliği daha da gelişir” diyor.

Özgür Mumcu: Varlığını çok iyi hissettiren dinleyicilerimiz var

Meslektaşı Eray Özer ile birlikte “Yeni Haller” podcastini yapan Özgür Mumcu ise geçen senenin şubat ayından beri bu mecrada içerik ürettiklerini dile getiriyor:

  • Genellikle merak ettiğimiz ve hakkında çalışabilecek bir altyapıya sahip olduğumuz konuları tercih ediyoruz. Fikrine güvendiğimiz dostlarımızın ve dinleyicilerin konu önerilerini de dikkate alıyoruz. Podcastte kayıt kalitesi önemli. Biraz araştırınca bütçeyi çok zorlamayacak makul çözümler mümkün. Sağolsun Eray teknolojik alet edevata düşkün. Onun seçtiği bir teçhizatı kullanıyoruz. Condenser mikrofon ve kayıt cihazımız var. Dinleyenlerimizden iyi geri dönüşler alıyoruz. Çok ilgili ve etkileşimi yüksek bir dinleyici kitlesi var diyebilirim. Eğitim seviyesi yüksek, dünyayla hemhâl, varlığını çok iyi hissettiren dinleyicilerimiz var. Podcast gazetecilikte yeni bir alan, henüz emeklemeyi yeni bitirip ayağa kalkmaya başladı. Fakat dünyadaki eğilim Türkiye’de tekrar ederse hızla büyüyeceğini öngörebiliriz.

Minez Bayülgen: Hem içerik, hem de teknik açıdan nitelikli podcast az

Kapsül editörü Minez Bayülgen, bu e-bültenin haber podcastini de sekiz aydır yayımladıklarını söylüyor. “Podcastin yalnızca sese dayalı bir içerik olması, her ortamda dinleyiciyle buluşmayı mümkün kılıyor. Kişinin, araç kullanırken, mutfakta bir şeylerle uğraşırken, spor yaparken ya da ofise yürürken bir makale okuması ya da video izlemesini bekleyemezsiniz. Ancak hepimiz, her aktivite içerisinde aynı zamanda podcast dinleyebiliriz. Beni podcastte en çok cezbeden şey, işte bu özgürlük alanı oldu” diyen Bayülgen’e göre yayının devamlılığı çok önemli:

  • Türkiye’de gazetecilik son yıllarda fazlasıyla baskı altında. Ancak podcast, gazetecilik açısından görece özgür bir alan. Haberci olarak podcastin sunduğu bu özgürlükten büyük keyif alıyorum. Bir haberi, hikâyeyi ya da dosyayı sesle anlatmak göründüğü kadar kolay değil. Türkiye’deki podcastler arasında hem içerik, hem de teknik açıdan nitelikli olanların sayısı çok az. Gazeteciler habercilik açısından görevlerini yerine getirse de, podcast ağlarının ona uygun teknik altyapıyı layıkıyla sunabildiğini düşünmüyorum. Bu nedenle podcast üretiminde gazetecilerin de teknik olarak döngünün bir parçası olmasını çok kıymetli buluyorum.

Burak Tatari: İnsanlar bizi nereden takip etmek istiyorsa orada olmalıyız

Medyascope’ta “2hafta 1gün” programını oluşturan gazeteci Burak Tatari yaklaşık bir buçuk yıldır podcast içeriği ürettiğini söylüyor. Medyascope ekibinin kendi podcast üretimine başlamadan önce birçok podcasti paylaştığını dile getiren Tatari, şöyle diyor:

  • Bu alanda gazeteciliğin geleceği olduğu için kendimi burada geliştirmek istedim. Daha sonra Medyascope ekibi olarak bu alana da girmiş olduk. Konuklarımı daha çok merak edilen insanlar üzerinden seçiyorum ve ilgi duyulan alanlara ilişkin sorular yöneltiyorum. Daha çok kitaplar, filmler ve diziler üzerine sohbetlerimiz oluyor. Pandemiden önce teknik altyapımızı Medyascope’ta bulunan podcast odası oluşturuyordu. Pandemiyle birlikte konuklarımla yan yana gelemediğim için telefon üzerinden ve kendi bilgisayarımda oluşturuyorum.
  • Podcastin dezavantajı dinleyenlerinizin sizinle doğrudan iletişim kuramaması. Ama bunu da YouTube kanalıma ve Instagram hesabıma bu içerikleri yükleyerek aşmaya çalışıyorum. Görüntü çok kuvvetli bir öge, podcastte bu da başka bir dezavantaj ama ses ve vurgu ile bunu aşmak gerekiyor. Radyonun düşüşüyle birlikte sesli iletişim araçları de düşmeye başlamıştı. Podcastin yaygınlaşması ile ses yine yükselmeye başladı. Gazeteciler toplumun ihtiyaçlarına cevap vermek zorunda yani insanlar bizi nereden takip etmek istiyorsa biz orada olmalıyız. Podcast yaygınlık bakımından çok geniş avantajlar sağlıyor.

Uraz Kaspar: Gazeteciler için fırsatlarla dolu bir mecra

Podcast içerik üreticisi ve eğitmeni Uraz Kaspar ise gazeteciler açısından bu mecranın fırsatlarla dolu olduğunu vurguluyor. Ona göre öncelikle bu alanda içerik üreten gazeteci sayısı az. Yeni bir alan olduğu için zorluk çekilse bile özellikle serbest gazetecilerin rahat üretip masrafsız dağıtabileceği podcasti denemesi gerektiğini belirten Kaspar, içerik çeşitliliğinin önemini de şöyle ifade ediyor:

  • Özellikle Spotify’ın dinlenme listesine bakarsınız, başta Amerika’da üretilen haber podcastleri en çok dinlenenler arasında. Bu alanda üretilen içeriklerin ülkemizde de artması lazım. Gazeteciler açısından burası yeni bir gelir kaynağı. Proje olarak fonlanabiliyor. Bağımsız gazeteciler podcast ağları ya da çeşitli STK’larla birlikte de çalışarak bunu gelire dönüştürebilir. Gazeteciler yakın zamanda, özellikle hikâye anlatılıcığı yöntemi ile yapılan podcastleri daha yaygın bir biçimde üreteceklerdir.

Orhan Şener: Son beş yılın en hızlı büyüyen içerik formatı

Kendisi de Gonca Tokyol ile birlikte “Dündem” ve Emre Kızılkaya ile birlikte “J Raporu” podcastlerini üreten TGS Akademi Direktörü ve iletişim akademisyeni Orhan Şener’e göre podcast, metin ile görüntünün ortasında, ama metne daha yakın bir format:

  • Görselliğin çekiciliğine ve pasif tüketim pratiğine sahip değil ancak metne nazaran daha kolay tüketilen, bir yandan da dinleyiciden belli bir konsantrasyon bekleyen özel bir içerik türü. En büyük artısı ise ‘multitasking’e imkân vermesi; bir ekrana bakamadığınız her an ve yerde, yemek yaparken, yürürken, spor yaparken, uçakta, metroda, havuzda podcast dinleyebiliyorsunuz. Son beş yılın dünyada en hızlı büyüyen içerik formatı olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca markalar ve haber mecraları açısından, dinleyici ile anlatıcının geliştirdiği otantik ilişki de çok önemli. New York Times’a en çok dijital abone kazandıran içerik, günlük haber podcast’leri The Daily mesela… Sürekli ve gündeme göre yayın yapıyorsanız, o gün veya hafta veya ay ne önemli ise onu konuşuyorsunuz (The Daily, Podfresh Round Table, Dünya Podcast, J Raporu vb…). Öte yandan tematik yayın yapıyorsanız önceden beş veya onluk bir sezon tasarlamak yaygın bir tercih ki biz de Dündem Podcast için böyle yapmıştık.

‘Giriş düzeyinde büyük bir yatırım gerektirmiyor’

Şener, Türkiye’de bu mecradaki dinlenme sayılarının hâlâ düşük seyrettiğini, ancak mevcut dinleyicilerin ilgi ve etkileşiminin yüksek olduğunu vurguluyor

  • Podcast, giriş düzeyinde büyük bir yatırım gerektirmiyor. Rode’nin klasik USB’li podcaster mikrofonlarından kullanıyoruz. TGS Akademi kayıt stüdyosu pandemi öncesi gazetecilerin, akademisyenlerin ve STK’ların kullanımına ücretsiz olarak açıktı ancak pandemi ile birlikte biz de evde, hatta bazen Zencastr üzerinden online olarak kayıt alıyoruz. Edit sürecinde ücretsiz basit uygulamalar kullanılıyor.
  • Bölüm sonrasında mesaj atıyor, mail yazıyorlar ve bu bizi oldukça sevindiriyor, ayrıca besliyor. Ancak daha iyi olabilir diye düşünüyorum. Podcast dinleyicisi iseniz sosyal medya ve özelden yorumlarınızı program yapımcısı ile paylaşmanızı öneririm. Gazetecilik için büyük bir potansiyel barındırıyor podcast. Dünyada habercilik podcastleri çok yaygın. Türkiye’de de ciddi bir üretim olmakla birlikte dinlenme açısından henüz yolu başındayız. Özellikle köklü kurumlarımızın The Daily gibi düzenli programlarla hem kendi kemik kitlelerine, hem de yeni kitlelere ulaşabileceğini düşünüyorum.

Havva Cuştan

İstanbul Üniversitesi'nin Psikoloji bölümünden 2016 yılında mezun oldu. Üç yıl boyunca Etkin Haber Ajansı'nda çalıştı. Serbest gazeteci olarak mesleği sürdürüyor.

Journo E-Bülten