Beğenmedikleri haberi kaldırmaları için gazetelere sahte erişim engellemesi kararı gönderenler var. Kimisi “avukat” unvanını kullanan bu kişiler, gerçek gibi görünen mahkeme kararlarını gazetecilere yollayıp haberlerin silinmesini istiyor.
Sadece bu yıl en az üç medya kuruluşuna, sahte erişim engellemesi kararları gönderildi. Bilişim hukukçusu Prof. Dr. Yaman Akdeniz, bunun 2021’den beri sürdüğünü ve yaptıkları tüm şikâyetlerin sonuçsuz kaldığını söyledi.
Türkiye Gazeteciler Sendikası’ndan Avukat Ülkü Şahin’e göre gazeteciler öncelikle, engelleme kararının Erişim Sağlayıcıları Birliği’nin resmî e-posta adresinden geldiğine dikkat etmeli. Farklı adreslerden gelen ve belgedeki QR kodu kullanılarak doğrulanamayan metinlere itibar edilmemeli.
Türkiye’de aralarında haberlerin de bulunduğu binlerce web sayfası, sulh ceza hâkimlikleri başta olmak üzere yetkililerce engellenmiş durumda. Dijital sansür her geçen gün büyürken gazeteciler bir de sahte erişim engellemesi kararlarıyla mücadele etmek zorunda kalıyor.
Son dönemdeki sahte kararların arkasında bir hayalet var: “Avukat Şahin Polatlı.” Kendisini bu isimle tanıtan kişi veya kişiler, medya kuruluşlarına sahte erişim engellemesi kararları gönderip içerikleri haber sitelerinden sildirtmeye çalışıyor.
Sahte karar tuzağına düşen Halk TV, bunu dönemin Adalet Bakan Yardımcısı Akın Gürlek’ten öğrendi. Kısa Dalga’nın Hukuk Danışmanı Av. Sezgin Kesim, kararların profesyonelce hazırlandığını söyledi. ‘Avukat Şahin Polatlı’nın bir diğer hedefi ise Gazete Pencere idi.
Barolar Birliği kayıtlarına göre böyle bir avukat yok
16 Mayıs’ta Kısa Dalga, 3 Ocak’ta da Halk TV’den haber kaldırtmaya çalışan ancak ilettiği kararların bu gazeteler tarafından sahte olduğu ortaya çıkarılan kişi veya kişiler, 31 Ekim’de de Gazete Pencere’ye ulaştı.
Bilinen bu üçüncü girişiminde gazeteye e-posta yoluyla ulaşan kişi, 22 Ocak tarihli “Ayasofya’nın turistlere açılan üst katını, AKP’ye yakın şirket işletiyor iddiası” haberi için bir erişim engeli kararı aldırdığını söyledi ve haberin kaldırılmasını istedi.
DEM Müzecilik’in talebi üzerine alındığı belirtilen kararı inceleyen Gazete Pencere, Küçükçekmece 3. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından verildiği yazılan kararın sahte olduğunu tespit etti. Gazete, aynı zamanda Türkiye Barolar Birliği (TBB) kayıtlarında Şahin Polatlı isimli bir avukatın da olmadığını öğrendi.
Üstelik Polatlı adıyla gönderilen e-postada yer alan telefon numarasının WhatsApp profil fotoğrafında da Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Sekreteri Fatih Şahin’in bir fotoğrafı kullanılıyor.
Bu kişiye, av.sahinpolatli@gmail.com e-posta adresinden ve WhatsApp hesabının da bulunduğu telefon numarasından ulaşmaya çalıştık, ancak son bir hafta boyunca herhangi bir yanıt alamadık.
Hayalet sansürcünün Gazete Pencere’den önceki hedefi Kısa Dalga’ydı. Bu kuruluşla mayısta iletişime geçen Polatlı, 8 Aralık 2023’te yayımlanan “‘Türkiye’nin Elon Musk’ı demişlerdi: Fedlan Kılıçaslan, karaparayı nasıl akladı?” başlıklı haber için erişim engeli kararı aldırdığını öne sürdü.
Kısa Dalga şüphelendi, sahtecilik ortaya çıktı
Kaldırılması istenen haberde Kılıçaslan’ın, 2019 yılında kurduğu şirket üzerinden milyonlarca lira karapara akladığı iddiasıyla tutuklandığı aktarılıyordu. “Müvekkilim” diye bahsettiği Kılıçaslan’ın talebi üzerine Küçükçekmece Sulh Ceza Hâkimliği’nden erişim engellemesi kararı aldırdığını savunan hayalet sansürcü, sahte metni de e-postasına eklemişti.
Kararın Erişim Sağlayıcıları Birliği (ESB) tarafından değil, avukat tarafından gönderilmesinden şüphelenen Kısa Dalga, belgede adı geçen hâkimliğe ulaştı. Hâkimlikten böyle bir kararın verilmediği yanıtını alan gazete, kararın sahte olduğunu öğrendi.
Yine “Avukat Şahin Polatlı” adıyla Halk TV’ye gönderilen erişim engeli kararıysa bu ismin ardındaki kişi veya kişilerin şu ana dek sonuç aldığını saptayabildiğimiz tek haber kaldırma girişimi oldu.
Hayalet sansürcünün hedefinde bu kez 3 Ocak’ta halktv.com.tr’de yayımlanan “Yargıda 2. Zindaşti girişimi nasıl önlendi? Tekerlekli sandalyedeki baron rahat durmuyor” başlıklı haber vardı.
Halk TV önce belgeyi gerçek sanıp haberi yayından kaldırdı
Aynı gün gazeteyle aynı sözde avukatın ismini kullanarak iletişime geçen kişi veya kişiler, “Türk Escobar” lakaplı Urfi Çetinkaya’nın serbest kalması için adamlarının dönemin Adalet Bakan Yardımcısı Akın Gürlek ile temas kurduğunun anlatıldığı haber için erişim engeli kararı aldırdığını iddia etti. İstanbul 7. Sulh Ceza Hâkimliği’nin adı kullanılarak oluşturulan sahte karara göre sözde erişim engelini Gürlek talep etmişti.
Kararı ilk aşamada gerçek zanneden Halk TV, Seyhan Avşar imzalı haberi yayından kaldırdı. Sonrasında Gürlek’i arayan Avşar, “Kararı sosyal medyada paylaşmışsınız, o karar sahte. Öyle bir hâkim yok” yanıtını aldı. Avşar’ın ulaştığı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndaki üst düzey bir yetkili de kararın sahte olduğunu doğruladı.
Ancak Halk TV’ye iletilen karar sahte olsa da söz konusu haber 3 Ocak’ta verilen gerçek bir kararla erişime engellendi.
O kadar çok erişim engellemesi kararı geliyor ki sahteler araya karışıyor
Kısa Dalga Hukuk Danışmanı avukat Sezgin Kesim, kendilerine her gün düzenli olarak çok sayıda erişim engeli kararı iletildiğini, bu sebeple bu olayda kararın sahte olduğunu anlayamadıklarını söyleyerek şunları belirtti:
- Küçükçekmece 3. Sulh Ceza Hâkimliği’ne itiraz başvurusu yaptım. Yaklaşık bir saat sonra hâkimliğin kalem personeli beni aradı. “Avukat bey, siz hangi dosyaya itiraz ettiniz” diye sordu, ben de söyledim. “Bizim böyle bir kararımız yok” dediler, ben de “Hayır, bize böyle bir karar geldi” dedim ve ilgili kararı attım. Onlar da kontrol edip böyle bir esas ve dosya numaralarının olmadığını, kararın sahte olduğunu söylediler.
Bunun üzerine kararı ileten “Şahin Polatlı” hakkında bir soruşturma açıldığını söyleyen Kesim, “Hazırladıkları kararı gerçek bir karara o kadar benzetmişler ki bunun için hukukî bir destek aldıkları aşikâr” dedi.
Prof. Dr. Akdeniz: “Sahte tebligat zarfı dahi yapıyorlar”
Gazete Pencere başta olmak üzere birçok internet yayıncısının hukukî temsilcisi olan İfade Özgürlüğü Derneği’nin (İFÖD) kurucularından Prof. Dr. Yaman Akdeniz, sahte kararla haber kaldırtma girişimlerinin 2021 yılına dayandığını söyledi. Akdeniz’e göre sahte kararlarda avukat olarak farklı isimler kullanılıyor. Bu kararların anlattığımız son 3 örnekle sınırlı olmadığını söyleyen Akdeniz şu ifadeleri kullandı:
- Şu ana dek Gazete Duvar, Diken, Sabah, Yeni Akit, Halk TV, Sözcü ve Kısa Dalga, bizim tespit ettiğimiz kadarıyla sahte kararlarla haberleri kaldırılmaya çalışılan yayıncılardan. Ayrıyeten bir karar da ‘Şikayet Var’ platformunun alan adı için düzenlenmiş. Ancak şu ana kadar net olarak kaç kararın düzenlendiğini bilmiyoruz.
Akdeniz, sahte erişim engeli kararlarıyla haber kaldırtma girişimlerini 3 yıl önce de gündeme getirdiğini ve o dönem bu kararlarda avukat olarak “Kenan Özer” isminin yazıldığını söyledi.
4 Haziran 2021’de Gazete Duvar, 23 Haziran 2021’de de Diken‘e sahte kararlar gönderildiğini belirten Akdeniz, “Bu iki sahte karar da Bakırköy 2. Sulh Ceza Hâkimliği’nden gelmiş gibi gözüküyordu ve o sahte kararlara adı yazılan hâkim o dönem Bakırköy’de değil, Gaziosmanpaşa Sulh Ceza Hâkimliği’nde görev yapıyordu” dedi.
Akdeniz, Diken için hazırlanan sahte kararın gazeteye posta yoluyla da gönderildiğini ve bunun için sahte tebligat zarfı dahi oluşturulduğunu ekledi (altta).
“Başsavcılıktan AİHM’e kadar, yaptığımız tüm başvurular reddedildi”
Diken ve Duvar’a gönderilen kararlar için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Sahtecilik ve Dolandırıcılık Bürosu’na suç duyurusunda bulunan Akdeniz, “Başsavcılık, bahse konu kararın aslı olmadığını ve bu nedenle de resmî belgede sahtecilik suçunun oluşmadığını söyledi. Bu yüzden de itirazımız için takipsizlik verildi” dedi.
Bunun üzerine sulh ceza hakimliğine itiraz ettiklerini söyleyen Akdeniz, şöyle devam etti:
- Bu itirazımız da reddedildi. Ardından, etkili soruşturma yapılmadığı için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurduk, AYM de Duvar için “kabul edilemezlik” kararı verdi. Diken’in başvurusu ise devam ediyor. Duvar için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurduk, onlar da “kabul edilemezlik” kararı verdi.
Akdeniz, “bu sahte kararları oluşturanların birden fazla kişinin yer aldığı organize bir oluşum olduğunu düşünüyoruz” diye ekledi.
Avukat Ülkü Şahin’den doğrulama tavsiyesi: ESB adresine bakın, QR kodu kullanın
Yargı kararlarının tebliğ sürecindeki resmî prosedür belli. Bu süreç, kendilerini hangi meslekten tanıtmış olursa olsun bir kişinin doğrudan medya kuruluşlarına bir metin göndermesiyle işlemiyor.
Türkiye Gazeteciler Sendikası’ndan Avukat Ülkü Şahin’e göre gazeteciler öncelikle, engelleme kararının Erişim Sağlayıcıları Birliği’nin (ESB) resmî e-posta adresinden geldiğine dikkat etmeli. Bugün itibarıyla bu kurum resmî tebligat için icerik@esb.org.tr e-posta adresini kullanıyor.
Avukat Şahin’e göre ayrıca tüm resmî belgelerde olduğu gibi mahkeme kararlarının yer aldığı sayfalarda da, doğrulama amaçlı bir QR kodu bulunuyor. ESB’nin kararları medya kuruluşlarına tebliğ etmek üzere özgün belgeyi PDF’ye çevirirken bu QR kodunu kaldırdığını görüyoruz. Ancak aynı e-postada gelen UDF uzantılı dosya açılırsa bu kod da görülebiliyor.
Bu dosyayı Ulusal Yargı Ağı Projesi’nin (UYAP) Doküman Editörü’nü kullanarak açıp kararın sahte olup olmadığını teyit edebilirsiniz. Evrak doğrulaması yapmak için kararın tarafı olmak gerekmiyor.
Elbette gazete avukatları doğrudan hâkimliğe giderek de kararı teyit edebilir. Ancak bu kadar fazla engelleme kararının verildiği bir ülkede, avukatların iş yükünü de düşünerek bu çözümün genellikle uygulanabilir olmadığı ortada…
BirGün ise 2021’de farklı bir durumla karşı karşıya kalmıştı. “Martı” adlı elektrikli scooter kiralama şirketinin genel müdürü Oğuz Alper Öktem hakkındaki BirGün haberi engellenmişti. Ancak erişim engeli başvurusunun aslında bu haberle ilgisiz olduğu, buna karşın haberin yer aldığı web adresinin avukat tarafından şikâyete eklendiği, hâkimliğin de içeriği kontrol etmeden erişim engeli getirdiği ortaya çıkmıştı. Talep eden avukat, BirGün’ün haberinin başvurularına “sehven” eklendiğini iddia etmişti.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: DOĞRULAMA / TEYİT
Haber doğrulama pratiği: Bir belgenin sahte olup olmadığı nasıl anlaşılır?
Engellenen siteler: İnternet sansürü hiç olmadığı kadar ‘canlı ve aktif’
Bağımsız gazeteciliği güçlendiren bir alan: Doğruluk kontrolü