Röportaj

Bağımsız gazeteciliği güçlendiren bir alan: Doğruluk kontrolü

Doğrulama veya teyit, on yıllardır gazeteciliğin temel pratiklerinden biri. Sosyal medya ve dezenformasyon çağında, tamamen bu göreve odaklanan uzman kuruluşlar da ortaya çıktı. “Denetçi” rolü üstlenen doğrulama platformlarının temsilcileri ve bağımsız teyitçiler, son dönemdeki deneyimlerini ve teyitçiliğin gazetecilikle ilişkisinin nasıl değiştiğini Journo takipçileriyle paylaştı.

Sosyal medya odaklı doğruluk kontrolü, 10 yılı aşkın süredir hayatımızda. Dünyada Arap Baharı (2010), Türkiye’de Gezi Protestoları (2013) asılsız bilgi ve haberlerin yol açtığı dezenformasyona karşı sivil toplum ve gazetecilik girişimlerinin ne kadar önemli olduğunu herkese göstermişti.

Son bir yılda da, ABD’den Türkiye’ye 50’yi aşkın ülkede gerçekleşen seçim süreçlerinde yanlış bilgilerin özellikle sosyal medyada ne kadar hızlı yayılabildiğini bir kez daha gördük. Doğruluk Payı’nın şef editörü Koray Kaplıca, Teyit editörü Beşire Korkmaz, bağımsız teyitçi-gazeteci Burak Altınok ile Ceren Bala Teke ile doğrulama pratiğinin dönüşümünü konuştuk.

2013’ün sonlarında temelleri atılan Doğruluk Payı’nın sosyal medyada artan bilgi kirliliğine karşı doğru bilgiyi yaymak amacıyla kurulduğunu belirten Koray Kaplıca, o dönemde “hakikat sonrası” (post-truth) teriminin henüz yaygın kullanılmadığını ve dezenformasyon kavramının küresel ölçekte pek fazla tartışılmadığını vurguladı.

Özellikle 2016’da Rusya’nın ABD seçimlerine müdahale ettiği iddialarının dezenformasyon konusunda dünya kamuoyunda farkındalığı artırdığını belirten Kaplıca, sözlerine şöyle devam etti:

  • Gezi Protestoları sırasında geleneksel medyadan bilgi alınamaması ve kurumlara yönelik güvensizliğin görünür hâle gelmesi önemli bir etkendi. Siyasi aktörlerin kamuya yönelik açıklamalarındaki yanlış bilgiler de özellikle ilgimizi çekmişti. Bu da Doğruluk Payı girişiminin temel motivasyonu oldu: Kamuoyundaki gündemi şekillendirme kapasitesine sahip siyasi aktörlerin kamuya yaptığı açıklamalardan sorumlu olmasını sağlamak.
  • Zaten doğruluk kontrolünü bir hareket olarak geriye doğru incelediğimizde de geniş bir damarın siyasî doğruluk kontrolü alanından geldiğini görüyoruz. 2008’de “fact-checking” kavramını ilk yaygınlaştırmaya başlayanlar Politifact ve Fact-check.org gibi tamamen ya da çoğunlukla siyasî doğruluk kontrolü yapan organizasyonlardı. Doğruluk Payı da kurulurken bu tür bir damardan ilham alarak faaliyetlerine başladı.

Koray Kaplıca, dünya genelinde artan siyasî kutuplaşmanın en çok gazeteciliği etkilediğini ve doğruluk kontrolünün, belirli ilkelere dayalı olarak bu kutuplaşmadan kaynaklanan medya sorunlarını çözebileceğini ifade etti.

“Teyitçilik sanıldığının aksine genellikle 40-50 saniye süren bir şey”

Teyit editörü Beşire Korkmaz, bilinçli kararlar alabilmek için doğru bilgiye ihtiyaç duyulduğunu, bu nedenle kitleleri bilinçlendirme ve eleştirel dijital okuryazarlığı geliştirmenin her zamankinden önemli olduğunu belirtti. Teyitçiliğin son yılların en önemli becerileri arasında olduğunu ve dijitalleşmeyle bu becerinin öneminin daha net anlaşıldığını vurgulayan Korkmaz şunları kaydetti:

  • Teyitçilik bir iddianın ya da dolaşımda yer alan bir bilginin doğruluğunu açık kaynaklara dayanarak ortaya koyma çabasını ifade ediyor. Bilgi çokluğu ortamında neyin doğru neyin yanlış olduğu konusunda kafa karışıklığı yaşayabiliyoruz. Bilgiyi doğrulama ve güvenilir kaynakları tespit etme ihtiyacı her zamankinden fazla. Bu noktada teyitçilere önemli görev düşüyor. Çünkü teyitçiler yanlış bilgilerin vereceği zararı en aza indirmek için çabalayan, üzerinde şüphe bulunan konuları açıklığa kavuşturmaya çalışan ve doğru bilgiyi yaygınlaştırmayı teşvik eden aktörlerdir.

Bağımsız teyitçi ve gazeteci Burak Altınok, zaman sıkıntısı yaşayan gazeteciler için teyitçiliğin ekstra iş yükü getirebileceğini, ancak habere olan güvenin azalmasını önlemek ve okunurluğu artırmak için bu adımların zorunlu olduğunu belirtti. Serbest çalışan gazetecilerin, tam zamanlı çalışan gazetecilere kıyasla daha az hız baskısı altında olduğunu ve genellikle ajans haberlerini düzenleyen tam zamanlı gazetecilerin aksine teyitçilik için daha fazla zaman bulabildiklerini ifade eden Altınok şöyle devam etti:

  • Hiçbir kurum bir muhabirinden günde 10 özel haber yapmasını beklemez. Bunu biraz bahane olarak görüyorum. Özel haber yapan her gazetecinin 5-10 dakika teyitçiliğe ayıracak zamanı olduğunu düşünüyorum. Tersini söyleyene de inanmıyorum açıkçası. Bunları istisnaları dışarıda tutarak söylüyorum. Teyitçilik sanıldığının aksine genellikle 40-50 saniye süren bir şey. Yani bir fotoğrafı tersine görsel arama yöntemiyle arattığınızda zaten sonuçlar karşınıza çıkıyor. Bir kelimeyi, cümleyi de aramak aynı şekilde çok zamanınızı almayacaktır.

Gazetecilerin birçoğu teyitçilik mekanizmalarını kullanmıyor veya bilmiyor

Medyanın teknolojiyle kaçınılmaz bir dönüşüm sürecine girdiğini ve bu süreçte yanlış bilginin yayılma hızının arttığını belirten Burak Altınok, günümüzde sosyal medyanın ötesine geçerek yapay zekâ ve “metaverse” gibi yeni teknolojilerin konuşulduğunu ifade etti. Gazetecilik gibi çalışanların kamusal bir sorumluluk taşıdığı mesleklerde her yeni teknolojinin etik bir değerlendirmeyi de zorunlu kıldığını vurgulayan Altınok sözlerini şunları söyledi:

  • Etkileşimden para kazanma durumu sorunu kötüleştirdi. Hedef kitlenin eleştirel medya okuryazarlığının düşük olması da büyük bir problem olarak karşımıza çıkıyor. Bu nedenle gazetecilik ve teyitçilik pratiklerinin ortak bir noktada kesişmesi kaçınılmaz hâle geldi. Yeterli bilince sahip okurlar, tersine görsel arama ve anahtar kelime araması gibi basit yöntemlerle içerikleri kontrol etmeye başladı. Biz gazeteciler de karşılaştığımız bilgileri farklı kaynaklardan teyit etme ihtiyacı hissediyoruz. Görseller, metinler ve videolar (deepfake, cheapfake) ile rahatça oynanabilen bir çağda bu doğrulamayı yapmayan gazetecilerin yanlış bilgiyi yayarak kitlesine zarar verdiğini unutmamak gerekiyor.

Gazetecilikte teyit araçlarının kullanılmasının hayatî önem taşıdığını vurgulayan gazeteci ve bağımsız teyitçi Ceren Bala Teke ise doğrulanmamış bilgilerin kamuoyuna sunulmasının meslek etiği açısından kabul edilemez olduğunu ve teyitçilik sayesinde yanlış bilgilendirmenin önüne geçilebileceğini belirtti. Yapay zekâyla üretilen içeriklerin de doğrulanabileceğini söyleyen Teke şunları kaydetti:

  • 2023 genel seçimleri sürecinde iktidar kanadının meydanlarda yayımladığı ve gerçeği yansıtmayan görüntüler, teyitçiliğin ne denli önemli olduğunu gösterdi. Bu noktada değinmek gerekir ki gazetecilerin birçoğu teyitçilik mekanizmalarını kullanmıyor veya kullanmayı bilmiyor. Eğitimlerin yaygınlaşması, fakülte müfredatlarına “fact checking” dersleri konulması ve mevcut bilgilerin gelişen yapay zekâ araçları nedeniyle düzenli olarak güncellenmesi gerekli.

Yapay zekâ işi zorlaştırıyor, siber güvenlikle teyitçiliğin etkileşimi artacak

Doğruluk kontrolü platformlarıyla gazeteciliğin, hız-doğruluk dengesi ve yankı odası gibi sorunlarda birbirini tamamladığını, bu platformların kamuya açık analizleriyle gazetecilikteki iyi ve kötü uygulamaları netleştirdiğini belirten Koray Kaplıca, şu değerlendirmeyi yaptı:

  • Gelecekte gazetecilik ve doğruluk kontrolü arasındaki evrim, bu iki ağ arasındaki bağların güçlendirilmesini ve daha sağlam bir işbirliği kurulmasını zorunlu hâle getiriyor. Kurumsal gazetecilikte, haber sürecine doğruluk kontrolünün eklenmesi artık vazgeçilmez bir gereklilik. ABD ve Batı Avrupa’da bu dönüşüm kısmen gözlemleniyor. Bilgi akışının hızlandığı günümüzde, gerçek zamanlı doğrulama giderek daha önemli hâle geliyor ve bu iki ağın işbirliği yapması şart.
  • Önümüzdeki 10 yıl içinde, dijital okuryazarlık ve sosyal medya algoritmalarını anlama gibi yetkinlikler temel bir gereklilik olacak. Yapay zekânın yanlış bilgi yayılımına katkısının yanı sıra doğruluk kontrol sürecine sunduğu kolaylıkları da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Ayrıca Açık Kaynak İstihbarat Araçları (OSINT) alanındaki gelişmeleri takip etmek, doğrulama sürecinde kritik öneme sahip olacak. Özellikle doğruluk kontrolü alanının gelecek 10 yılda siber güvenlik alanıyla oldukça fazla alışveriş içinde olacağını öngörüyorum.

Beşire Korkmaz, yapay zekânın herkesin kolayca yanıltıcı içerikler üretebilmesine olanak tanıdığını ve mevcut bilgi ortamını daha da karmaşıklaştırdığını vurguladı:

  • Yeni teknolojiler gazetecilikte de yeni dönüşümleri beraberinde getirmeli. Yani gazetecilikte de daha fazla yönteme ve beceriye ihtiyacımız olacak. Haber merkezlerinde dijital uçurumun önüne geçilip, dijital okuryazarlığın teşvik edilmesi giderek karmaşıklaşan dünyada gazeteciliğin daha iyi yol almasını sağlayabilir. Gazetecilik doğrulamayla, yanlış bilgiyle mücadele ederek ve hıza değil, kapsamlı ve yapıcı haberciliğe önem vererek güvenilir medya ortamı yaratabilir.

Gazetecilik teyitçilikten ayrı düşünülemez

Ceren Bala Teke, gazetecilerin teyit araçlarını daha fazla kullanmasının ve bu konuda eğitimlerin yaygınlaştırılmasının önemli olduğunu ifade etti. Gazetecilik ile teyitçiliğin sağlıklı bir şekilde birleştirilmesinin, haberlerin güvenilirliğini artırırken aynı zamanda otoriter yönetimlerde gazetecileri koruyan bir rol oynadığını belirten Teke, sözlerini şöyle örneklendirdi:

Teke, teyitçiliğin yalnızca bilgilerin doğruluğunu kontrol etmekle kalmayıp kamuya açık kaynaklardan yeni bilgilere ulaşma ve hızla doğrulama yapabilme konusunda meslek hayatında önemli katkılar sağladığını vurguladı. Altınok ise sosyal medyada karşılaştığı içerikleri basit yöntemlerle doğrulamayı öğrendiğini ve özellikle kriz anlarında yanlış bilgiyle mücadele ederek kitlesini doğru yönlendirmeye çalışmanın gazeteciliğin vazgeçilmez bir parçası olduğunu ifade etti.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:

Gülin Çavuş yazdı: Dezenformasyon yasasının yerine eleştirel dijital okuryazarlığı koymalıyız

OSINT nedir? Açık kaynaklarda haber araştırması için 5 tip araç

Doğrulama El Kitabı’nın üçüncüsü artık Türkçe: Manipülasyona ve dezenformasyona karşı ipuçları

Yapay zeka tespiti için 5 ipucu: “Deepfake” görüntüler nasıl saptanıyor?

Journo deneyi: Yapay zekâ araçlarının görsel konum saptama yeteneklerini test ettik

Haber doğrulama pratiği: Bir belgenin sahte olup olmadığı nasıl anlaşılır?

UNESCO araştırması: Fenomenlerin çoğu teyit nedir bilmiyor, yanlış bilgiler sosyal medyada böyle yayılıyor

Songül Karadeniz

Sakarya Üniversitesi Gazetecilik Bölümü mezunu. Serbest gazeteci ve teyitçi. Fakülte gazetesinde foto muhabirliği yaptıktan sonra National Geographic dergisinde staj yaptı. Gazeteciler Cemiyeti ve ÇGD üyesi. Hak haberciliği, araştırmacı gazetecilik ve veri gazeteciliği ile ilgileniyor.

Journo E-Bülten