Dosya

Bir genelge, üç sonuç: Tasarruf önlemleri yerel medyayı nasıl etkiledi?

Kamuda tasarruf önlemleri konulu genelge 3 ayı aşkın bir süredir yürürlükte. Kamu kurum ve kuruluşlarının gazete alımına ve verdikleri ilanlara yönelik kısıtlamalar içeren genelgenin bu süreçte yerel basını nasıl etkilediğini, Türkiye’nin 7 bölgesinden medya yöneticileri ve çalışanlarıyla konuştuk.

Çoğu yerel gazete, genelge yüzünden mecburen küçülmeye gitti. Gazetecileri işten çıkarmak istemeyen, arkadaşlarından borç alarak maaşları ödeyenler oldu. Az sayıda yerel gazete ise daha önce de ilan veya abone geliri olmadığı için son genelgeden etkilenmedi. Bir de, gazetecilerin tepkisi sayesinde genelgenin uygulamaya konmadığı İzmir gibi ender bir örnek var.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla 30 Haziran’da yayımlanan “tasarruf tedbirleri genelgesi” birçok başlık içeriyor. Medyayı en çok ilgilendiren maddelerde ise kamu kurum ve kuruluşlarının günlük gazete satın almaması, zorunlu ilanlar dışında ilan yayımlatmaması yönündeki talimatlar yazılıydı.

Yerel gazetelerin ana gelir kaynakları bu iki kalemden ibaret. COVID-19 salgınının, ekonomik krizin ve dijitalleşmenin etkisiyle zaten güç durumda kalan birçok yerel gazete, bu yüzden daha da zora girdi. Basın meslek örgütlerinin protesto ettiği genelge, özellikle “Anadolu basınının idam fermanı” diye nitelendi.

Yürürlüğe girmesinin üzerinden üç ayı aşkın bir süre geçmişken genelgenin sahadaki etkisini araştırdık. Konya’nın Merhaba gazetesinden Adem Turan, geldikleri durumu, “Borçlanıyoruz, eleman çıkartıyoruz. 30 kişiydik, 20 kişiye düştük. Öyle işte, başka türlü nasıl geçimi sağlayacağız” diye özetliyor.

Tekirdağ merkezli Marmara Haber gazetesinin yayıncısı Şaban Kardeş ise “Bir insan işini kaybetmesin diye uğraşıyorum. Arkadaşlardan borç alarak çalışanımın maaşını ödüyorum” ifadesini kullanıyor.

Engin Korkmaz: Bu gazete nasıl çıkacak? 

Antalya Körfez gazetesi yazı işlerinde görev yapan Engin Korkmaz, tasarruf tedbirleri ile birlikte kısa çalışma ödeneğinin bittiğine işaret ediyor ve çalışanlara tam sigorta yapılmaya başlandığını belirtiyor. Özellikle “patronlar açısından giderlerin çoğaldığına” dikkat çeken ve salgının başlamasıyla birlikte abonelerde zaten bir azalma olduğunu belirten Korkmaz şöyle diyor:

  • Bu süreç devam ediyor. Şu anda birçok abonemiz, aboneliklerini bitirmek istiyor. Hem temas etmek istemedikleri için, hem de ekonomik anlamda zor günler geçirdiklerini söyleyerek aboneliklerini bitirmek istiyorlar. Bu da gazetemizin gelirini azaltıyor. Abone olmazsa, reklam olmazsa bir gazete nasıl çıkacak? Reklam veren kaynaklarımız da genellikle pandemiden dolayı ekonomik kriz yaşadıklarını ve buna bağlı olarak reklam vermek istemediklerini veya abone olmak istemediklerini söylüyorlar.

Yaprak Özer: Artık bir kişi 3-4 işi birden yapıyor

Antalya Gündem gazetesinde haber müdürü olarak çalışan Yaprak Özer, genelgenin sonuçlarının tüm medya çalışanlarını etkilediğini, gazetecilerin de iş yüklerinin arttığını dile getiriyor. Salgından dolayı birçok çalışanın işten çıkarılması, bir kişinin 3-4 işi birden yapmak zorunda kalmasına neden olmuş.

Devletin başka kalemlerdeki masraflarını kısabilecekken gazeteler üzerinden tasarrufa gitmesini doğru bulmayan Özer, “Çünkü yerel gazeteler zaten zor durumdaydı, bu kararla iyice zor duruma düştüler. Herhalde yerel gazeteler bitecek. Zaten internete doğru giden bir süreç var, bunu hızlandırmaya çalışıyorlar ama internette de herhangi bir düzenleme yok. Şu anda birçok gazeteci işsiz, gazeteler mali yönden zorda oldukları için eleman alamıyor” diyor.

Özer, Basın İlan Kurumu’nun 7-8 kişi çalıştırılmasını istediğini ancak çalıştığı kurumun da, diğer gazetelerin de bu maliyeti karşılayabilecek durumda olmadığını belirtiyor. Tasarruf tedbirlerinden dolayı gazetelerin iyice kısıtlamaya gittiğini aktaran Özer, “arkasında bir parti ya da iş adamı olmayan gazetelerin 7-8 kişi çalıştıramayacak durumda olduklarını” dile getiriyor.

‘Devlet için bir tek gazetenin gelirleri mi israf?’

Özer, ajanslar ve ulusal yayınlar dışında iş bulabilen birçok gazetecinin asgari ücretin altında çalıştığını söyleyerek, “Böyle bir tedbir alarak ne yapmaya çalıştıklarını anlamıyorum. Devlet için bir tek gazetenin gelirleri mi israf” diye soruyor. Özer, tasarrufu devlet yöneticileri yapsa bunun kabul edilebileceğini şöyle ifade ediyor:

  • Eğer sarayın veya da milletvekillerinin ya da başka yerlerin masraflarında tasarruf uygulasalar ve ‘Gazeteler de fedakarlıkta bulunsun’ diye samimi bir açıklama yapsalardı, ben de kendimce şunu derdim: “Evet zor bir dönemden geçiyoruz, pandemi atlatıyoruz, kolay bir durum değil.” Karara çok da muhalif olmazdım.
  • Açıkçası aldıkları kararla gazeteleri bitirmeye çalışıyorlar. Çünkü artık gazeteler ikiye bölündü; yandaşlar, solcular diye ikiye ayrılmış durumda maalesef. Böyle olduğu için de yereller daha fazla muhalifler. Biraz da bundan dolayı onları elemeye çalışıyorlar sanki.

Ulusal gazetelere daha fazla ilan verildiğini söyleyen Özer, gelen iş başvurularını geri çevirdiklerini, çalışan sayısını azalttıkları için 4 kişinin yapacağı işi bir kişinin yapmaya başladığını söylüyor. Öte yandan Antalya’da 11 tane yerel gazete olduğunu, yani gelen ilanların 11 gazeteye bölüştürüldüğünü aktaran Özer, şu cümlelerle sözlerini noktalıyor:

  • Bir gazete nereden bakarsanız bakın basımıyla, dağıtımıyla en az aylık 60-70 bin lira. Size geliyor 20 bin lira. Nasıl başa çıkacaksınız?… Gazeteci çok çalışır ama karşılığını alamadığı anda ya da çoluğunuza çocuğunuza ya da kendinize bir gelecek hazırlayamadığınız anda gazeteci bu defa vazgeçer.

Kemal Sürgün: Gazetemiz batma noktasına geldi 

Muğla merkezli Menteşe gazetesinin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Kemal Sürgün, tasarruf önlemleri bir yana, yerel basına ilginin azaldığını ve bu yüzden de gelir kaynaklarının birçoğunu kaybettiklerini vurguluyor. Sürgün görüşlerini şöyle özetliyor:

  • Kısıtlama gündemi sonrasında ekonomik tedbirler var. O tedbirler bile yerel basını öldürecek kötü hamleler. Çalıştığım kurum zorlu bir ekonomik süreçten geçiyor. Sadece basın-ilan gelirleri yani resmi ilan gelirleriyle ve satışlarla —ki bunlar bayilerin yaptığı satışlar— ayakta kalmaya çalışıyoruz. Biliyorsunuz onların birçoğu gazetelere kaynak sağlamıyor. Oradan çok fazla bir gelir yok, ama ne gibi gelirler vardı; abone gelirleri vardı, bayram ilan gelirleri vardı. Bunların da şimdi alınan tedbirlerle önüne geçilmiş oldu. Aslında hedefin ne olduğunu birçoğumuz iyi biliyoruz, yani hedef belirli medya kuruluşlarına [belediyelerden] çoklu para akışını durdurmak. Ama burada kurunun yanında yanan yaş olduk. Gazetemiz batma noktasına geldi.

Basın İlan Kurumu raporlarına bakılırsa ilanların yok denecek kadar azaldığını sözlerine ekleyen Sürgün, durumun daha da kötüleşebileceği görüşünde. Tasarruf önlemleri ilan edildiğinde bir şekilde düzeltileceğini umduklarını ancak sonuçta kimsenin endişelerini dikkate almadığını belirterek şunları söylüyor:

  • Mesleğimizi yapmak istiyoruz, başka ötesini düşündüğümüz yok. Mesleğimizi yaparken tabii ki hayatta kalmak adına… hani Fatih gemileri karadan yürütmüştür ama bunu yaparken kullandığı yağ vardır, bizim şu an yağımızı elimizden alıyorlar. Bize mücadele etmek için o fırsatı vermiyorlar. Bir an önce hükûmet bu konuda geri adım atmalı ve medyayı özgür kılmalı. Özgürlük parayla olmuyor diyeceksiniz ama oluyor. Özgürlüğün dışında bir ticaret var sonuçta, şu anda ticaret kısmını yapamaz durumdayız.

Yerel basının “maksimum 10 yıl ömrü olduğunu” savunan Sürgün, tiraj artmadığı müddetçe yerel gazetelerin ayakta kalabilmelerinin resmi ilanlara bağlı olduğunu düşünüyor. Sürgün, “Resmi ilanlar ortadan kalktığı anda gazetelerin de kapılarına mühür vurduğu gün olacaktır” diyor.

İlyas Akengin

İlyas Akengin: Gazeteler günü kurtarmaya çalışıyor  

Diyarbakır merkezli Tigris gazetesinin Yayın Yönetmeni İlyas Akengin ise şu anda yerel gazetelerin günü kurtarmaya çalıştığını ifade ederken şöyle diyor:

  • Bölgedeki kurumların ilgisizliği var. Reklamını ulusallara veriyor, yerellere vermiyor, bir gazete almaktan bile imtina ediyor. Şu kurum alıyor, bu kurum almıyor değil de genel bir ilgisizlik var… Ben bu mesleği 18-19 yıldır severek sürdürüyorum ama son 3-5 yıldır ‘alternatif bir yer olsa da gazetecilik dışında bir iş yapsam, kendimi kurtarsam’ın hesabını yapıyorum.
  • (Eskiden yerel gazeteler) kendi ürünlerini verirlerdi. O haberler ulusallara da konu olurdu. Ancak şu an bırakın yerel gazetelerin ulusal gazetelere konu olmasını, sosyal medyanın bile gerisine düştü bence. Bunun da birçok nedeni var. Hem ekonomik, hem sosyal olarak iş yapamaz duruma geldik. Bir kişiyle, iki kişiyle gazete çıkartılıyor. Dolayısıyla kentin gündemini belirlemede geriye düşülüyor.

Çalıştığı gazetenin bayi satışının çok düşük olduğunu ifade eden Akengin, gelirlerini daha çok bireysel aboneliklerle sağladıklarını söylüyor. “Bizim işimiz gazetecilik yapmak, kentin olup bitenini doğru, objektif bir şekilde aktarmak. Ama asıl mesele dediğim gibi siz ne kadar objektif olursanız olun, ne kadar habercilik yaparsanız yapın kendi yağınızda kavrulmuyorsunuz. Çünkü gelen gelir belli” diyen Akengin, basılı yayından ziyade dijitale önem vermeye çalıştıklarını söylüyor.

Adem Turan: 20 gazete 2 gazeteye düştü 

30 yıldır Konya’daki Merhaba gazetesinde görev yapan Adem Turan, son dönemde hem ekonomik kriz, hem pandemi, hem de tasarruf önlemleri sonucunda yaşananları şu sözlerle dile getiriyor:

  • Borçlanıyoruz, eleman çıkartıyoruz. 30 kişiydik, 20 kişiye düştük. Öyle işte, başka türlü nasıl geçimi sağlayacağız? Belediye 20 gazete alıyorsa bu sayıyı 2’ye düşürdü. Belediyelerin gazete almaması, ilan vermemesi etkiliyor hâliyle. Dijitale evrilmek de bana ters geliyor, nasıl para kazanacağız ki dijitalde? Yazılı basın şart yani.

Dilek Gappi: Tepki gösterdiğimiz için uygulayamadılar

İzmir 9 Eylül Gazetesi’nin İmtiyaz Sahibi ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, genelgenin kendi gazetelerine doğrudan bir etkisinin olmadığını söylüyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Konak Belediyesi’nin tasarruf önlemlerini tanımayacaklarını açıkça ilan ettiklerini anımsatan Gappi, gösterdikleri tepkiler sonucu diğer belediyelerin de genelgeyi uygulayamadığını belirtiyor.

Şu sıralar ilçe belediyelerinin genelgeyi yeniden gerekçe göstermeye hazırlandıklarını belirten Gappi, “Oysa tasarruf tedbirlerinde çok açık yazıyor, faaliyetleri ile ilgili herhangi bir çalışmaya ilan verebilirler” diyor. Belediye başkanlarının ve bürokratların tasarruf önlemleri çerçevesinde yine istedikleri zaman, istedikleri şekilde reklam verebileceklerini belirten Gappi şunları söylüyor:

  • Biz tepki gösteriyoruz, bu tepkilerden sonra geri adımlar başlıyor. Ama yarın öbür gün geri adım atılmayacak. Bu genelge İzmir’de de uygulanmaya çalışıldı ama tepkimiz nedeniyle geri adım atıldı. Fakat gittikçe daha karamsar bir noktadayız. Biz başkanlardan özellikle bunu, kendilerinin yerel basınla olan bağlarını kesmek için bir formül olduğunu iyi görüp daha iradeli davranmalarını bekliyoruz.
Dilek Gappi

Şaban Kardeş: Arkadaşlardan borç alarak çalışanımın maaşını ödüyorum 

Tekirdağ’daki Marmara Haber gazetesinin yayıncısı Şaban Kardeş, “Tasarruf tedbirleri genelgesi yerel basını bitirmeye yönelik bir operasyon. Ayıp olmasın diye bayramdan bayrama verilen yarım yamalak ilanlar vardı, kutlamalar vardı, Allah razı olsun onlardan da ettiler! Ama biz hâlen direniyoruz” diyor. Kardeş, demokrasinin varlığının yerel basınla süreceğini belirterek gazetenin şu anda borçlarla ayakta kaldığını, çalışanlarının maaşını zor şartlarda ödediğini şöyle aktarıyor:

  • Ne Aydın Doğan medyası, ne bugünkü havuz medyası (demokrasiye) çare olabilir. Ben 20 yıldır gazetecilik yapıyorum, 20 yıldır günde 2 tane gazete çıkartıyorum ve şu an haber merkezinde 17 arkadaş var. Ben gazeteciyim, tek bir insan işini kaybetmesin diye uğraşıyorum ve ben arkadaşlardan borç alarak çalışanımın maaşını ödüyorum.

Gazetesi bu sorunlarla boğuşurken gelen tasarruf önlemlerini “saçma sapan” bir uygulama olarak gören Kardeş, belediye başkanının festivaline, belediye tarafından kaynak bulunduğunu ancak iş o ilanın yayımlanmasına geldiğinde “Ne yapalım canım, bak işte görüyorsun tasarruf tedbirleri var” tepkisi ile karşılaştıklarını aktarıyor. Tek gelir kaynağının gazetecilik olduğunu ifade eden Kardeş, sözlerini, “Başka becerebildiğim bir iş yok. Bu ülkenin özgür bir gazeteciliğe, gazetelere ihtiyacı var” cümleleriyle tamamlıyor.

Kasım Özdemir: Belediyeler aldıkları gazete sayısını düşürdü 

Trabzon merkezli Son Nokta gazetesinin Reklam Müdürü Kasım Özdemir de büyükşehir belediyesinin 30 gazete, Of Belediyesi’nin 5 gazete, Şalpazarı ve Çarşıbaşı belediyelerinin de yine 5’er gazetelerini kestiğini, yani tasarruf önlemlerinden dolayı aboneliklerini durdurduklarını belirtiyor.

Özdemir, “Benim bildiğim kadarıyla tasarruf deyince verirsin yarım sayfa ilan, onu çeyrek sayfaya ya da daha küçük bir alana çekersin. Ben tasarruftan bunu anlarım, komple kesilmez” diyor. Bu süreçte gelirlerinin düştüğünü ifade eden Özdemir, “İlan gelmedi çoğu belediyeden. Etkilendi tabii gazete. Pandemiden de etkilendi. İnsanlar zaten internete meyilliydi. Sonra ne oldu? Pandemi insanları eve kapatınca meşguliyet, gazeteleri hepten insanlardan kopardı” diye ekliyor.

Mahfuz Demir: Bizden zaten gazete almıyorlardı 

Bingöl Sürmanşet gazetesinin durumu ise diğer gazetelerden biraz farklı. Söz konusu gazeteye, genelgeden önce de herhangi bir ilan/reklam verilmiyor, kurumlar abone olmuyordu. Tek aboneleri belediye ve yalnızca resmi ilanlar yayımlanıyor. Gazetenin imtiyaz sahibi Mahfuz Demir, durumu şu sözlerle anlatıyor:

  • (Genelgeden) etkilenmedik. Çünkü değişen bir şey olmadı. Merkez belediye bizden aldığı gazeteyi pandemi başladıktan sonra kesti. Diğer belediyeler  ve kurumlar bizden zaten gazete almıyorlardı. Dolayısıyla biz genelgeden çok da etkilenmedik. Çünkü zaten bize ilan/reklam vs. vermiyorlar. Büyükşehirlerdeki gibi ya da diğer illerdeki gibi kurumların gazeteyi destekleme olayı Bingöl’de yok. Ondan dolayı pek fazla etkilenmedik. Toplamda 4 kişi çalışıyoruz, gelirimizi de resmi ilanlardan sağlıyoruz.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR – YEREL MEDYA YOL AYRIMINDA

Merve Us

1993 yılında Konya'da doğdu. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden 2018 yılında mezun oldu. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nda araştırmacı gazetecilik eğitimi aldı. İHA, Show TV ve Cumhuriyet gazetesinde stajyer muhabir olarak çalıştı. Serbest gazeteci olarak mesleğini sürdürüyor.

Journo E-Bülten