Deprem haberlerinde gözümüze çarpan dil hatalarını listeledik. Bunların bazıları yazım yanlışları, bazıları anlatım bozuklukları, bazıları ise kavramların anlamını bilmemekten veya karıştırmaktan kaynaklanıyor. Örneğin “fay” ve “fay hattı” arasında ince bir anlam ayrımı var.
Fransızca “faille” sözcüğünden uyarlanan jeolojik bir terim olan “fay” için Türk Dil Kurumu (TDK), “Kayaç kütlelerinin bir kırılma düzlemi boyunca yerlerinden kayması, kırık” tanımını veriyor.
Kubbealtı Lugati’nin tanımı ise şöyle: “Bir kaya kütlesinin yerin hareketi sonunda bir düzlem boyunca kırılması ve ayrılan parçalardan birinin aşağıda, birinin daha yukarıda kalması sebebiyle ortaya çıkan yer çatlağı, kırık.”
TDK sözlüğündeki fay tanımı, diğer dillerin büyük sözlüklerine kıyasla oldukça kısa ve hatta eksik. Kubbealtı Lugati’ndeki tanımın ise yanlış olduğu öne sürülebilir. Çünkü kaya kütlesinin “birinin aşağıda, birinin daha yukarıda kalması” her fayda gözlenen bir davranış değil. Mesela Türkiye’de bolca bulunan fay türlerinden olan “doğrultu atımlı faylar” yatay olarak hareket ediyor:
İngilizce sözlüklerden bir örnek de verelim. Merriam Webster Sözlüğü’nde “fay” (fault) için verilen tanımın Türkçe çevirisi şöyle: “Bir gezegenin (örneğin Dünya) veya uydunun kabuğundaki kırıktır. Kırığın bir tarafı, diğerine nispetle yer değiştirir ve genelde bu, kırığa paralel bir yönde gerçekleşir.”
Fay hattının anlamı ve “fay” ile arasındaki fark
“Fay hattı” sözüne ise çoğu Türkçe sözlük hiç yer vermiyor. Oysa yabancı dildeki bazı sözlüklere dahi bu şekilde girmiş olsa da uluslararası bilimsel literatürde “fay” ve “fay hattı” aynı anlamda kullanılmıyor. Buna rağmen sayısız haberde bunlar eş anlamlı sözcüklermiş gibi sunuluyor.
Aralarındaki fark şu: “Fay,” yüzeyden görünmek zorunda değildir. “Fay hattı” ise bir fayın yüzeydeki izidir. Bu yüzden fay hattına “yüzey kırığı” da deniyor.
Nitekim örneğin en popüler çevrim içi İngilizce sözlüklerden Dictionary.com “fay hattı” (fault line) için şu tanımı veriyor: “Bir fayın, dünyanın yüzeyiyle veya bir başka dayanak düzlemiyle kesişimi.”
Kahramanmaraş depremlerinden örnek verelim. Bu bölgedeki faylar binlerce yıl önce oluşmuştu ve yerin derinliklerinde faal hâldeydiler. Ancak uzun yıllardır burada büyük bir deprem olmadığı için yüzey kırıkları çoğu noktada gözlemlenebilir değildi. Fayın iki tarafındaki kütle, 6 Şubat’taki büyük depremler olduğunda birbirine aksi yönlerde metrelerce hareket etti. Bu nedenle artık yüzeyin neredeyse tamamında “fay hattını” görebiliyoruz.
Özetle, “fay hattı” bir kırığın (fay) yüzeyde gözlenen kısmıdır. “Fay” ise yüzeyde görülmese bile yer altında hareket eden kaya kütlelerinin sürtündüğü düzlemdir.
“Enkazlar” değil, sadece “enkaz”
Bugünlerde sayısız haberde “enkazlar” sözcüğüne rastlanıyor.
Enkaz, Arapça “yıkıntılar” demek. Yani zaten çoğul bir sözcük. Türkçe çoğul eki getirince “enkazlarlar” demiş oluyoruz.
Yabancı kökenli sözcüklerin özgün anlamını bilmemekten kaynaklanan bu tür hatalar o kadar yaygınlaştı ki artık bunları hata olarak kabul etmeyenler de var. Örneğin eşyalar, esnaflar, fukaralar…
“Yasal mevzuat” değil, sadece “mevzuat”
Yine sayısız haberde geçen “yasal mevzuat” ifadesi de benzer bir dilsel nedenden kaynaklanan yanlış bir kullanım.
Arapça kökenli mevzuat; “yürürlükte bulunan, geçerli olan yasalar, kararnameler, yönetmelikler vb.” anlamına geliyor. Bu tanımda yasa ifadesi zaten olduğundan “yasal” sözcüğünü kullanmak gereksiz bir tekrar.
Böyle bir yanlış kullanım, muhtemelen “mevzu” sözcüğünün iki anlamından kaynaklanıyor. ‘Mevzu’nun “ele alınan konu” ve “bir yere konulmuş, bırakılmış, vazedilmiş” gibi farklı anlamları var.
“Mevzuat” kelimesindeki mevzu ise “konu” anlamında değil, “vazedilmiş” anlamındadır. Bundan ötürü “yasal mevzuat” yerine sadece “mevzuat” demek yeterli.
“Bilanço” değil, maliyet
Türkiye gazetesinin haber başlığındaki “Depremin bilançosu 50 milyar doları bulabilir” ifadesi yanlış. Bilanço yerine maliyet denilmeli.
İtalyanca “bilancio” sözcüğüne dayanan bilanço, bir şirketin ekonomik değerlerini özetleyen tablodur ve kâr da gösterebilir.
“Mefhum” ile “mevhum” sözcüklerinin anlamı
Mefhum, kavram ve anlayış demektir. Mevhum ise gerçekte olmadığı halde var gibi düşünülen, kuruntuya dayanan, vehmedilen demektir.
10 Şubat’ta Yeniçağ’da yayımlanan bir köşe yazısında Arapça kökenli bu sözcüklerin yazılışlarının benzerliğinden kaynaklanan bir hata yapılmış.
Organizasyon düzenlenmez
Anadolu Ajansı’nda depremle ilgili şöyle bir başlık atılmış: “Türk öğrenci birlikleri Londra’da yardım organizasyonu düzenledi.”
Fransızca kökenli organizasyon; düzenleme, terkip anlamının yanı sıra kurum/örgüt anlamına da geliyor. “Organizasyon düzenleme” ifadesi yanlış. Bunun yerine, “… yardım kampanyası düzenledi” veya “yardım örgütledi” gibi cümleler kurulabilirdi.
“Olarak” sözcüğünün gereksiz kullanımı
Hürriyet’in bu haber başlığında olduğu gibi “… sağ olarak kurtarıldı.” ifadesi sık karşılaşılan yanlışlardan. Sağ kurtarıldı, demek yeterliyken gereksiz yere “olarak” yardımcı eylem kullanılıyor. Yardımcı eylemin gereksiz yere kullanılması anlatım bozukluğuna neden olmuş.
“Üzerine” sözcüğünün gereksiz kullanımı
Yeni Şafak’ta yer alan haberde şu cümle var: “Yarışta insani ve kurtarma üzerine odaklanan sivil toplum örgütleri de geri kalmadı.” Bu cümlenin tam olarak neyi anlatmak istediğini dahi anlamıyoruz. Öncelikle “üzerine” sözcüğü gereksiz kullanılmış, “kurtarma üzerine” yerine kurtarmaya demek yeterli olacaktır. Bunun yanı sıra, “ve” bağlacıyla yapılan tamlama da yanlış.
Doğru ifadeyle, şu cümleyi yazmak istemiş olabilirler: “İnsani yardım ve kurtarma alanında çalışan sivil toplum örgütleri yarışta geri kalmadı.”
“…dışında başka…”
CNN Türk’ün 6 Şubat günü Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Risk Azaltma Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan Tatar’ın yaptığı açıklamayı haberleştirdiği yazıda “Vatandaşlarımızdan talebimiz devletin açıkladığı bilgiler dışında başka bilgilere itibar etmemeleri şeklinde olacaktır” ifadesi yer alıyor. Bu cümlede birkaç sorun var. Dışında kelimesi zaten “-den başka” anlamına geliyor ve “dışında başka” sözcükleri art arda kullanıldığında gereksiz bir yinelemeye neden oluyor. “Şeklinde olacaktır” ifadesi de sorunlu.
İnsiyatif değil, inisiyatif
Bir şeyi yapma konusunda üstünlük, karar verme yetkisi anlamına gelen inisiyatif sözcüğü, konuşma dilinde “i” harfini vurgulamadan söylediğimiz için olsa gerek “insiyatif” biçiminde yanlış yazılıyor. 13 Şubat tarihinde Cumhuriyet’te yer alan şu haberde böyle bir yazım yanlışı söz konusu.
Zaafiyet değil, zafiyet
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın deprem konulu basın toplantısının haberini Evrensel şöyle aktarmış. “… deprem bölgelerinde güvenlik zaafiyetinin olmadığını savunan Oktay…” cümlesinde geçen zafiyet sözcüğü “zaafiyet” biçiminde yanlış yazılmış. Arapça ‘zaf’dan türetilmiş zafiyet kelimesini “a” sesini uzatarak okuduğumuz için bu haberde de olduğu gibi genellikle zaafiyet şeklinde yanlış yazıyoruz.
Eskaza değil, ezkaza
“Kazara” anlamına gelen ezkaza sözcüğü BirGün’ün şu köşe yazısında olduğu gibi genellikle “eskaza” şeklinde yanlış yazılıyor. T24’te yer alan köşe yazısında da “es kaza” şeklinde yazılmış. Yazıdaki kelimede hem sessiz harfin yazımı yanlış hem de bitişik yazılması gerekirken ayrı yazılmasından kaynaklanan bir hata var.
İLGİLİ: