Washington Post gazetesi, ABD’deki okul ve konser katliamlarıyla ilgili son haberinde ceset fotoğrafları da dâhil rahatsız edici bir dizi görüntüye yer verdi. Genel Yayın Yönetmeni Sally Buzbee, “alışılmadık bir adım” diye nitelediği bu kararı neden aldıklarını okurlara bir mektupla anlattı.
Ceset fotoğraflarının yayımlanmasında uygulanan çifte standarda Journo’da 2019’da dikkat çekmiş, katliam görüntülerine haberde yer verilip verilmeyeceğini değerlendirirken gazetecilerin sorması gereken soruları da geçen yıl anlatmıştık.
6 Şubat depremleri sonrasında Adem Altan’ın çektiği simge fotoğraf gibi istisnalar bir yana bırakılırsa bu tür görüntülere haberlerde yer verilmiyor. Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi‘nde, “Cesetleri yakın plan gösteren, kan ve şiddet unsurları içeren fotoğraflara yer verilmemelidir” ifadesi var. Gazetecilik etiğiyle ilgili uluslararası metinlerde de benzer bir yaklaşım sergileniyor.
ABD’nin en saygın gazetelerinden Washington Post ise 16 Kasım’da yayımladığı “Terror on Repeat” (Tekrarlanan Terör) başlıklı haberde, “alışılmadık bir adım” diye nitelediği bir kararla, bu konuda yeni bir istisna yarattı.
Silvia Foster-Frau, N. Kirkpatrick ve Arelis R. Hernandez imzalı haber, ABD’de hemen herkesin kolayca satın alabildiği AR-15 tipi taarruz tüfeğiyle son 11 yılda gerçekleştirilen 11 katliamı konu alıyor. Okul ve konser alanı gibi mekânlarda gerçekleşen bu katliamların tanıklarının ve oraya ilk giden acil yardım görevlilerinin ifadelerine haberde yer veriliyor. İşin tartışmalı yönü ise ceset fotoğrafları ve kurbanların yakarış sesleri gibi rahatsız edici medyanın da haberde yer alması.
Birkaç saatte 1.200’ü aşkın yorum alan haberin başında, “Aşağıdaki fotoğraflar, videolar ve kişisel tanıklıklar bazı insanlar için son derece rahatsız edici ve aşırı derecede üzücü olabilir” ifadesinin kullanıldığı editör notunda, Washington Post Genel Yayın Yönetmeni Sally Buzbee‘nin yazdığı ve gazetenin bu görüntüleri neden yayımladığını anlatan bir mektup da yer alıyor. Mektup şöyle (arabaşlıkları biz ekledik):
* * *
AR-15 katliamlarına dair rahatsız edici içerikleri neden yayımlıyoruz
Washington Post, AR-15’in Amerikan hayatındaki rolünü inceleyen yazı dizimizin son bölümü olan “Tekrarlanan Terör” başlıklı haberde, ülkemizde yaşanan en ölümcül katliamlardan bazılarının hemen ertesinde çekilen fotoğrafları ve videoları yayımlayarak alışılmadık bir adım adıyor.
Diğer haber kuruluşları gibi, biz de bu trajedilerin etkilerini meydana geldikleri günlerde haberleştiriyoruz. Ancak genellikle gazeteciler suç mahalline erişim sağlayamadığı ve haber kuruluşları nadiren rahatsız edici görüntüler yayımladığı için, Amerikalılar’ın çoğu AR-15’in yıkıcı gücünün tam kapsamını veya bu silahın bir saldırganca kullanılması durumunda kurbanların, hayatta kalanların ve ilk müdahalede bulunanların yaşadığı travmanın boyutunu anlama şansına sahip olmuyor.
Yazı işlerinde “dikkatli ve kapsamlı bir müzakere”
Geçmiş 11 yılda yaşanan 11 kitlesel cinayetin ayrıntılarına dayanan haber, ülke genelinde toplulukları sarsan, birikmiş ve nispeten yeni bir gerçeği incelemek için yapılan aylar süren bir çabanın sonucu. Bu haberin büyük bölümü, katliamı ilk elden deneyimleyenler tarafından anlatılıyor. Her trajedinin paylaştığı ortak noktaları ortaya koyuluyor: Normal yaşamdan dehşete âni bir geçiş, ardından kaos, yıkım ve ölüm; nihayetinde soruşturmanın ürkütücü arifesi.
İlgili muhabirlerin, editörlerin ve yazı işlerimizdeki üst düzey yöneticilerin dikkatli ve kapsamlı bir müzakeresi sonucunda bu haberi yayımlamaya karar verdik. Hedefimiz, aslen savaş için tasarlanan ama kolayca satın alınabilen bu silahın, katliamcılar tarafından giderek daha çok kullanıldığını halka anlatmak, AR-15 saldırılarından doğrudan etkilenen kurbanların ailelerine ve topluluklarına karşı kamuoyunda duyarlılık yaratmaktı.
Büyük resmi göstermekte “kamu yararı” var
Diğer yarı otomatik tüfekler de dâhil olmak üzere daha birçok silah türü, şiddet içeren suçları işlemek için kullanılıyor. AR-15 ise son iki yılda büyük popülerlik kazandı ve ülkenin en ölümcül kitlesel saldırılarında en çok kullanılan silah oldu.
Sonuçta, tekil olarak haberlerde işlenen ama nadiren daha geniş bir şiddet örüntüsünün parçası olarak değerlendirilen bu trajedilerin bıraktığı derin ve tekrarlanan yıkıma ışık tutmakta kamu yararı bulunduğuna karar verdik.
2012’den bu yana AR-15 saldırılarını inceleyen kamu yetkililerine; tıbbi kayıtları, suç mahalli fotoğraflarını, polis kamerası görüntülerini ve diğer soruşturma dosyalarını isteyen 30’dan fazla bilgi edinme talebinde bulunduk. Çoğu talebimiz, devam eden soruşturmalar veya bu tür bilgilerin açıklanmasını engelleyen yerel yasalar nedeniyle reddedildi. Dayton, Ohio, Aurora ve Las Vegas gibi yerlerdeki yetkililer ise taleplerimize vererek ilgili belgeleri paylaştı.
Bu haber nasıl araştırıldı
Muhabirlerimiz ayrıca daha önce kamuoyuna açıklanmış mahkeme kayıtlarını ve diğer bilgileri topladı. AR-15 saldırılarından sonra ortaya çıkmış olabilecek ve kimliği doğrulanabilen fotoğraf ve videoları aramak için sosyal medya ve web sitelerini taradılar. Hayatta kalanlarla ve deneyimlerini paylaşmaya istekli ilk müdahalecilerle görüşmeler yaptılar. Tanıklık ifadelerinin resmi dökümlerini araştırdılar. Washington Post gazetecileri tarafından geçmişte yapılmış ilgili röportajları derleyerek bu hikâyede hayatî önem taşıyan birinci el kayıtları bir araya getirdiler.
Washington Post, 2022’deki Robb İlkokulu saldırısına ait devlet ve federal polis delil koleksiyonu gibi daha önce kamuoyuna açıklanmamış bazı dosyaları da elde etti. Bu dosyalar, polisin sınıflara girdiği anlarda çekilen son derece rahatsız edici suç mahalli fotoğraflarını ve videoları içeriyor. Bunlar arasında, 19 öğrencinin ve 2 öğretmenin öldüğü sınıfların içindeki sahneleri gösteren Uvalde katliamı dosyalarından alınan 9 fotoğraf ve okul koridorundaki mühürlü ceset torbalarının görüntüleri de var.
Muhabirlere ve editörlere eğitim verildi
Muhabirlerimiz ve editörlerimiz, haberi hazırlamadan önce Dart Gazetecilik ve Travma Merkezi’nde aldıkları eğitimde, rahatsız edici fotoğrafların haberleştirilmesi konusundaki en iyi uygulamaları öğrendi ve bunları yayımlamanın okurları nasıl etkileyebileceğini inceledi. Rahatsız edici fotoğrafları ve videoları yayımlamanın yararları üzerine yoğun tartışmalara da girdiler. Savunucularla, özellikle de içeriği yayımlamanın kamusal farkındalığı artırma potansiyelini gören bazı kurban aileleriyle görüşmeler yaptık. Görüntüleri insanlık dışı ve travmatik buldukları için yayımlanmasına karşı çıkanlar oldu.
Gazetenin geçmişteki standartlarına aykırı
Ekibimiz, bu içeriği yayımlama konusunda kendi standart uygulamalarımızla da mücadele etti. Şiddet içeren fotoğraf ve videoların kurbanlar ve onlara duygusal bağları olan kişiler üzerinde nasıl bir etki yarattığını düşünürken özenli olmaya çalışıyoruz. Ancak bazen rahatsız edici içeriklerin olayların doğru kavranmasını sağlanmasına katkıda bulunabileceğinin de farkındayız. Ayrıca haber kuruluşlarının, okurlarımızın daha az doğrudan bağlantıya sahip olduğu yurtdışındaki şiddet içeren fotoğrafları yayımlamak konusunda genellikle daha rahat davrandığını biliyoruz.
Bu proje için haberleştirme sürecimizin başlangıcında belirlediğimiz bir temel kural vardı: Eğer kimliği saptanabilen cesetlerin herhangi bir fotoğrafını yayımlamayı düşünüyorsak, kurban ailelerinden izin isteyecektik. Bazı aileler izin vermeye açık olduklarını belirtti; ancak nihayetinde, tanınabilir cesetleri göstermenin muhtemel zararının, bunun potansiyel gazetecilik değerini aşması nedeniyle bu fikirden vazgeçtik. Sonuç olarak, Uvalde dosyalarından alınan sınıflar içindeki sahneleri ve okul koridorundaki mühürlü ceset torbalarını gösteren toplam 9 fotoğrafı habere ekledik.
Yayından önce son kez kararları soruldu
Bu hikâyede cesetleri gösteren tek fotoğraf, 2017’de Las Vegas’taki Route 91 Harvest adlı festivalde yaşanan katliamdan sonra çekilmişti. Las Vegas şehir silüetinin önündeki alanda yatan ölü ve yaralı bedenleri gösteren bu fotoğraftaki sahnenin, AR-15 saldırılarının Amerika’yı savaş bölgesine çevirdiğini sıkça tekrarlayan tanık ifadelerini doğruladığını hissettik. Bu fotoğraf, kurbanların uzaktan görüldüğü bir perspektife sahip olduğundan, herhangi bir bireyin tanınma olasılığı düşük.
Son günlerde bu haberi yayına hazırlanırken, katliamlardan doğrudan etkilenen kişilere karşı duyarlı olmaya çalıştık. Birçok kurban ailesine, temsilcilerine ve topluluk liderlerine önceden bildirimde bulunduk. İsterlerse kendilerine dair bölümleri haberden çıkarabileceğimizi vurguladık.
Bu haberin bazı okurları rahatsız edebileceğimizin farkındayız. Ancak bu görüntülerin yayımlanmasıyla AR-15 kitlesel saldırılarının çizdiği büyük resme yönelik yeni bir bakış açısı sunmanın önemli bir kamusal değeri olduğuna inanıyoruz. Okurların, haberin sonundaki yorum bölümünde kendi geribildirimlerini bizimle paylaşmalarını umuyoruz.
Washington Post Genel Yayın Yönetmeni Sally Buzbee
İLGİLİ:
Katliam görüntüleri: Gazetecilerin yayından önce sorması gereken 8 soru
Depremin simge fotoğrafının öyküsü: “İlk defa gözlerim dolarak fotoğraf çektim”
144 yıl sonra ilk: Washington Post’u da artık bir kadın gazeteci yönetecek