Dosya

Çokdilli haberciliğin zorlukları: Çeviri araçlarından editör deneyimlerine

Sözcü TV, 27 Şubat'ta Abdullah Öcalan’ın mektubunun Ahmet Türk tarafından Kürtçe okunduğu anları yayımlamadı. Sunucu Serap Belovacıklı'nın "Yapılan açıklamayı Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde resmi dil olarak konuşulan Türkçe yaptıklarında ekrana getireceğiz" demesi tartışma yarattı.

Çokdilli yayıncılık son olarak Sözcü TV’deki Kürtçe sansürüyle gündeme geldi. Peki birden fazla dilde habercilik yapmanın zorlukları neler? Gazete Duvar, Bianet ve Medyascope‘un editörleriyle; yapay zekâ araçlarından teknik altyapıya, farklı dillerdeki hassasiyetlerden editöryel kararlara uzanan pek çok alandaki sorunu nasıl çözdüklerini konuştuk.

Yerel gazetelerin ardından gazetecilik serüvenim Ankara’da, Kürtçe-Türkçe yayın yapan haftalık BasHaber‘de başladı. Irak Kürdistan Bölgesi merkezli bir platformun Türkiye ayağı olan gazete, ilginç bir formata sahipti: Bir yüzü Kürtçe, diğer yüzü Türkçe. Bu format bazen tuhaf anlara sebep oluyordu. Mesela bir gün otobüste Kürtçe sayfaları okurken, karşımda oturan yolcuların gülüşmelerine tanık oldum, gazeteyi ters tuttuğumu sanıyorlardı.

K24‘teki editörlük günlerimde çokdilli yayıncılığın teknik zorluklarıyla daha yakından tanıştım. TV servisinde Kürtçe bilmeyen bir meslektaşıma çeviri konusunda yardımcı oluyordum. Bir keresinde bana, “Çeviri için teşekkürler ama yanlış yazmışsın” dedi. Nasıl anladığını sorduğumda aldığım yanıt beni hem güldürdü hem düşündürdü: “Google Translate ile kontrol ettim.”

Bu basit diyalog, aslında çokdilli dijital medyanın can alıcı bir sorununa işaret ediyordu: Google Çeviri (Translate) özellikle Soranî lehçesinde büyük hatalar yapıyor ve metni bağlamından koparıyor. Maalesef birçok dijital medya kuruluşu bu teknolojiyi kullanmak zorunda kalıyor ve ortaya ciddi çeviri hataları çıkıyor.

Hassasiyetler ve teknik zorluklar

İki dilli içerik üretmenin bir başka boyutu da farklı coğrafyalardaki okur hassasiyetleri. Kurmancî lehçesiyle yayın yaparken sadece Türkiye’deki değil, Irak Kürdistan Bölgesi ve Suriye’deki okurları da düşünmek gerekiyordu. Her bölgenin kendi bağlamı, kendi dil tercihleri var. Bir yerde sıkça kullanılan bir terim, diğer bölgede farklı çağrışımlar yapabiliyor. Bu da içerik üretirken ekstra dikkat gerektiren bir durum.

Çokdilli yayıncılıkta teknik zorluklar da önemli bir sorun. İçerik yönetim sistemleri (CMS) farklı alfabelerle başa çıkmakta zorlanıyor. Örneğin Latin alfabesiyle yazılan Kurmancî ile Arap alfabesiyle yazılan Soranî aynı sistemde yer alacaksa, özel çözümler gerekiyor. Her dil için ayrı URL yapısı ve kategorizasyon sistemi kurmak, farklı alfabedeki karakterleri düzgün görüntülemek teknik ekiplerin başlıca uğraşları arasında.

Standardizasyon sorunu

Kürtçe habercilikte en temel sorunlardan biri dilin standartlaşmamış olması. Çoğumuz formal bir eğitim almadan, sahada öğrendik bu dilde yazmayı. Yazım kurallarından terim tercihlerine kadar pek çok konuda ortak bir rehber yok. Bu yüzden aynı kelime farklı haber kaynaklarında farklı şekillerde karşımıza çıkabiliyor. Aynı kelimeyi bile herkes farklı yazabiliyor. “Haber” için kimi “nûçe” diyor, kimi “xeber;” “avukat” için kimi “parêzer” kullanıyor, kimi “awukat.” Bu karmaşa çevirmenler için gerçek bir baş ağrısı.

Kürtçe çeviri sorunları yaşanan 5 temel kelime: Makezagon / Qanûna bingehîn (anayasa), Pirsgirêk / Arîşe / Kêşe (sorun), Xwendekar / Şagirt / Feqî (öğrenci), Parêzer / awûkat / wekîl (avukat), Civîn / kombûn / civat (toplantı)

Bu deneyimler bana çokdilli dijital yayıncılığın sadece dil bilmekten ibaret olmadığını, teknik ve editöryel süreçlerin ne kadar karmaşık olabileceğini gösterdi. Zorluklar yalnızca bireysel tecrübelerle sınırlı değil. Türkiye’de çokdilli yayıncılığın genel manzarasına baktığımızda, hem büyük medya kuruluşlarının hem de bağımsız platformların benzer engellerle karşılaştığını görüyoruz.

Bu sorunlara çözüm arayışları da devam ediyor. Mezopotamya Vakfı ve Diyarbakır Barosu’nun ortaklaşa hazırladığı Kürtçe Hukukî Terimler Sözlüğü, bu alanda atılan önemli adımlardan biri. Tahir Elçi’nin başlattığı ve 4 yıllık bir çalışmanın ürünü olan bu 5 dilli sözlük, özellikle hukukî terminolojide yaşanan standardizasyon sorunlarına çözüm getirmeyi amaçlıyor.

Sözcü TV’den Kürtçe’ye sansür

Çokdilli yayıncılık geçen hafta Sözcü TV’deki Kürtçe sansürüyle kamuoyunun da gündeme geldi. Abdullah Öcalan’ın silah bırakmayla ilgili mektubunu Ahmet Türk’ün Kürtçe okuduğu anları kanal yayımlamadı. Sunucu Serap Belovacıklı sansürü, “Yapılan açıklamayı Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içerisinde konuşulan resmi dil olarak Türkçe yaptıklarında ekrana getireceğiz. Kürtçe’yi kimse de anlamadığı için vermiyoruz” şeklinde savundu.

Bu olay, çokdilli yayıncılıkta yaşanan zorlukların sadece teknik ya da editöryel değil, aynı zamanda tutumsal ve ideolojik olduğunu da gösteriyor. Kürtçe’ye yönelik bu tahammülsüzlük ve dışlayıcı yaklaşım, çokdilli/evrensel haberciliğin önündeki en büyük engellerden biri. Özellikle televizyon gibi geleneksel medyada, Kürtçe simultane çeviri yapabilecek personel istihdam etmemek gibi tercihlerin arkasında, bu dile yayıncılık alanında yer vermeme eğilimi yatıyor.

Medya kuruluşlarının deneyimleri

Çokdilli yayıncılık, Türkiye’de ve Türkçe yayın yapan uluslararası medya kuruluşlarında giderek yaygınlaşıyor. TRT ve Anadolu Ajansı‘ndan BBC, Deutsche Welle, Euronews ve VOA gibi uluslararası yayın kuruluşları Türkçe içeriklerine ağırlık veriyor. Mezopotamya Ajansı ve Rûdaw da Türkçe yanında Kürtçe yayınlarıyla Türkiye’deki çokdilli yayıncılık ekosisteminde önemli bir rol oynuyor.

Bu ekosistemde üç bağımsız platform —Medyascope, Gazete Duvar ve Bianet— kendilerine özgü yaklaşımlar geliştirdi. Bianet Kürtçe ve İngilizce için ayrı kategoriler kullanırken, Gazete Duvar İngilizce servisiyle öne çıkıyor. Medyascope ise dil bölümleri olmadan, esnek bir yapıda Kürtçe ve İngilizce içeriklere yer veriyor.

SEO’dan siyasete: Medyascope’un İngilizce serüveni

Medyascope İngilizce editörü Murat Türsan‘a göre çokdilli yayıncılığın temel zorlukları insan kaynağı ve içerik seçimiyle başlıyor: “İnsan kaynaklarımızı mümkün olduğunca verimli kullanabilmek için ürettiğimiz içerikleri, yabancı okuyucunun ilgisini çekecek şekilde seçiyoruz. Bu seçicilik hareket alanımızı kısıtlasa da, kaliteyi korumak için gerekli.”

Türkiye’nin mevcut siyasî atmosferinin kelime seçimlerini etkilediğini belirten Türsan, “Belli siyasi anlam taşıyan kelimelerden kaçınmanın yanı sıra, anadili İngilizce olmayan okuyucuların yanlış anlamaması da önemli bir etken” diyor. Ayrıca Türkçe ve İngilizce’nin gramer ve cümle yapısı açısından çok farklı diller olması, özellikle deyimlerin çevirisini zorlaştırıyor.

Her dil servisi bağımsız olarak çalışıyor, ancak çeviri sürecinde öncelikle Türkçe sayfadaki haberleri kaynak alıyorlar. Türsan, “Eğer Türkçe sayfamızda mevcut değilse, haberimizi güvenebileceğimiz kaynaklardan toplayarak yazıyoruz. Bu durumda, mümkünse bir haber için birden fazla dış kaynak kullanıyoruz” diyor.

Yapay zekâ: Yardımcı araç mı, baş belası mı?

Yapay zekâ teknolojilerinden aktif şekilde faydalandıklarını belirten Türsan, “Yapay zekâ kullanıma geçtiğinden beri verimliliğimiz büyük ölçüde arttı. Genellikle çeviri ve [arama motoru optimizasyonu] SEO iyileştirmesi için kullanıyoruz. Çeviride takıldığımız noktalarda büyük yardımı dokunuyor” diyor. Ancak yapay zekânın mükemmel olmadığını, son kontrolün her zaman insan editörler tarafından yapılması gerektiğini ekliyor.

“Bir gece ansızın” çevirisinin hikâyesi

Yaşadıkları komik bir anı olup olmadığını sorduğumuzda Türsan şöyle yanıtlıyor: “‘Bir gece ansızın gelebiliriz’… Bunu müstehcen bir şey çağrıştırmadan İngilizce’ye nasıl çevirirsin? Aklımı yitireceğim. ‘We can suddenly come one night’?! Olmadı işte!”

Türsan, Medyascope’un Kanal İstanbul videosunu ve yeni çözüm süreciyle ilgili haberini, zor bir konuyu uluslararası kamuoyuna anlaşılır şekilde özetleyen örnekler olarak gösteriyor.

Duvar İngilizce: Hukuktan deprem haberlerine

Gazete Duvar İngilizce editörü Ayşenaz Toptaş, çeviri sürecinde karşılaştıkları en büyük zorluklardan birinin hukukî terimlerin İngilizce’ye çevrilmesi ve yerelleştirilmesi olduğunu belirtiyor: “Her habere İngilizce içerik tüketen bir okuyucunun Türkiye’ye dair karşılaştığı ilk habermiş gibi davranıp hem gerekli arka planı sağlamaya hem de ülkeye dair spesifik kurum, yasa, unvanları anlaşılabilir şekilde yansıtmaya çalışıyoruz.”

Özellikle hukukî terimlere aşina olmadığından; Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Sayıştay, yerel mahkemeler ve verilen türlü cezalar hakkındaki haberleri çevirirken zorlandığını belirten Toptaş, alışkın oldukları çeviri yardımcı programların da içlerine sinen alternatifler sunamadığını söylüyor: “Çözümü ekip arkadaşlarımla tartışarak kullanımlar belirlemekte bulduk. Yine de hâlâ önüme ilk defa gördüğüm terimler çıkıyor tabii, bunların üstesinden ekipçe geliyoruz.”

Background’dan yerelleştirmeye

Gazete Duvar İngilizce ekibi, öncelikle Türkçe ana sayfanın içeriklerini İngilizce okuyucu için çevirmeye ve düzenlemeye odaklanıyor. Toptaş, sürecin karmaşıklığını şöyle açıklıyor:

  • Türkçe haber anlayışında ve hızlı akışında her zaman ihtiyacımız olan ‘background’ bilgi olmayabiliyor. Amacımız her haberi tek başına anlaşılabilir şekle getirerek yayımlamak, dolayısıyla çoğu zaman birden çok kaynağı birleştirerek, yabancı okuyucu için anlam içermeyecek parçaları temizleyerek, eski haberlere/Türkiye tarihine referanslarda bulunarak orijinal içeriğe çok da benzemeyen parçalar çıkarıyoruz gün sonunda.

Yapay zekâ ve editöryel süreç

Yapay zekâ çeviri araçlarının kısıtlı şekilde yararları olduğunu belirten Toptaş, bu araçların tek başına yeterli olmadığını vurguluyor:

  • Amacımız direkt çeviri olsaydı belki de işimizde yapay zekânın yeri çok daha büyük olacaktı. Ancak yapay zekâdan aldığınız çıktıyı formatımıza uygun hâle getirmeden yayımlamamız mümkün değil. Spesifik bir İngilizce basın yazımı formatı kullanıyoruz (AP stili), her haberin tek başına anlaşılır olabilmesi için orijinal versiyonunda bulunmayan bilgiler ekliyoruz, terimleri kendi anlaştığımız şekilde kullanıyoruz, yeri geldiğinde kesiyoruz, biçiyoruz, basitleştiriyoruz.

Depremden Bahçeli’ye çeviri hikayeleri

Toptaş, özellikle yerel haberlerin çevirisinde kendini başarılı buluyor. Duvar ekibinin geçtiğimiz yıl 6 Şubat’ın yıldönümü için yaptığı çok kapsamlı, her şehirden farklı hikâyeler içeren haber serisi önemli çalışmaları arasında. Depremzedeler, konteyner kentteki sorunlar, eğitim-öğretim hak ihlalleri, yeniden inşa ve şehirleşme süreçleri haberlerini hakkıyla çevirmek onun için özel bir önem taşıyor. Burcu Özkaya Günaydın‘ın 2024 Kurban Bayramı’nda Hatay Narlıca Deprem Mezarlığı’nda yaptığı röportajları çevirirken hem içeriğin kalitesine hem de duygusuna sadık kaldığını düşünüyor.

Çeviride yaşanan kültürel farklılıklardan kaynaklanan ilginç durumlar da eksik olmuyor. Toptaş, eski editörlerden birinin Devlet Bahçeli’nin şahsına münhasır, süslü, bir o kadar da anlaşılmaz açıklamalarından biriyle ilgili “Bu konuşmaları İngilizce’ye çevirmesi gerekenleri de düşünün” yorumunu hatırlatıyor ve “Türkiye siyasetçilerinin ülke dışına yansımaları hakkında çoğu kişiyi düşündüren bir andı” diye ekliyor.

Bianet Kurdî: Hak odaklı habercilik

Bianet Kurdî editörü Aren Yıldırım, Kürtçe içerik üretiminde en temel sorunun kaynak eksikliği olduğunu belirtiyor:

  • Kürtçe içerik hazırlarken kaynağın Kürtçe olmamasından kaynaklı büyük sorun yaşıyoruz çünkü içerik üretimimiz çeviri bazlı gerçekleşiyor. Bu da ister istemez haberin diline etki ediyor. Bu durum zorlandığımız üç ya da beş, bütün zorlukların kaynağını oluşturuyor.

Türkçe’den Kürtçe’ye çeviri serüveni

Bianet Kurdî başlangıçta Türkçe sayfadaki haberlerin çevirisine odaklanmış. “Ancak zamanla bunun yetersiz olduğu anlaşılarak kendi özgün içeriklerimizi de hazırlamaya başladık” diyen Yıldırım, yine de esas aldıkları kaynağın temelde Türkçe’de yayımlanan haberler olduğunu söylüyor.

Çeviride teknoloji kullanımı konusunda diğer platformlardan farklı bir deneyime sahip Bianet Kurdî. “Yapay zekâ araçlarının dil grupları içerisinde Kürtçe gerektiği kadar yer almadığı için bu araçlardan faydalandığımızı söyleyemem. Ancak görsel oluşturma gibi başka konularda bu araçları elimden geldiğince kullanmaya çalışıyorum” diyor Yıldırım.

Hak haberciliği ve toplumsal cinsiyet

“Yaptığımız iş özünde hak odaklı Kürtçe habercilik olduğu için bütün içeriklerimiz bizim açımızdan önemli ve önceliklidir” diyen Yıldırım, dilin kullanımı noktasında yaşanan eksiklikleri gidermek için çalıştıklarını belirtiyor. Bu bağlamda toplumsal cinsiyet, LGBTI+ ve hayvan hakları odaklı içerikler için dile getirdiği hassasiyetler de dikkat çekiyor. Örneğin, “sokak köpeği” yerine “sokakta yaşayan köpek,” “çocuk gelin” yerine “erken yaşta zorla evlendirilen çocuk” gibi ifadeleri tercih ederek dilin kullanımında daha kapsayıcı ve hassas bir yaklaşım benimsiyorlar.

Kültürler arası çeviri

Çeviride kültürel farklılıkların önemli bir faktör olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Kaynak dil olan Türkçe ile çeviri dili olan Kürtçe, farklı dil gruplarında yer alıyor, bu da en iyi anlamı verebilmek için daha fazla emek harcamamıza yol açıyor” diyor. Genellikle hak ihlali haberlerini yaptıkları ve bu haberler “negatif” gelişmeleri barındırdığı için çok fazla güldürücü durumla karşılaşmadıklarını da ekliyor.

Sosyal medya ve kalite kontrol

Bianet’te her dil için ayrı sosyal medya stratejileri uygulanıyor. Kürtçe ve İngilizce servislerde haber editörleri aynı zamanda sosyal medya editörlüğü de yapıyor. X, Bluesky ve Facebook’ta içerik paylaşan ekip, uzun bir süre iki editörle çalıştıktan sonra şimdi hem Kürtçe hem de İngilizce servislerde birer editörle devam ediyor. “Okuyucularımızı içeriklerimizin kalitesini kontrol edecek olan ‘son kontrolcüler’ olarak görüyoruz ve onlardan gelen geri bildirimlere göre kendimizi gözden geçiriyoruz” diyor Yıldırım.

İLGİLİ:

İki haritayla: Hangi ilde, hangi uluslararası haber kuruluşu daha çok aranıyor?

Siyasi çekişme, propaganda ve habercilik üçgeninde Irak Kürdistan Bölgesi medyası

Türkiye medyasında yapay zekâ kullanımı: Kervan yolda düzülüyor

Horolop şorolop: Türkiye gündemini yabancı dilde haberleştirmek zor zanaat

Adem Özgür

Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü mezunu. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde misafir öğrenci olarak derslere katıldı. Gazetecilik kariyerine yerel basında başladı. BasHaber gazetesinde muhabirlik, K24 TV'de editörlük yaptı. Yazı, haber ve söyleşileri Bir+Bir Express, Journo, Yeni Yaşam, Artı Gerçek, Gazete Duvar, bianet, Kürt Tarihi dergisi, Bîrnebûn dergisi, Kırık Saat dergisi, De Niemanders gazetesi ve Nieuwsblad Haarlem gazetesi gibi yayınlarda yer aldı. Hollanda'da RFG Media'nın 'RFG Reporter' programı kapsamında göçmen ve Avrupa gazeteciliği eğitimi aldı.

Journo E-Bülten