Röportaj

Siyasi çekişme, propaganda ve habercilik üçgeninde Irak Kürdistan Bölgesi medyası

Rudaw'ın TV rejisinden bir fotoğraf

Bağımsız gazetecilik, Irak’ın Kürdistan Bölgesi’nde (IKB) de acil bir ihtiyaç… Bugün bu bölgedeki medya kuruluşları, farklı siyasi partilerin ve eğilimlerin etkisi altında yayın yapıyor. IKB medyasının yapısal sorunlarını, gazeteci Murat Bayram ile araştırmacı-yazar Ahmed Kani anlattı. “Yakınlarda” yazı dizisinde bu bölümü Adem Özgür hazırladı.

Iraklı Kürtler’in Saddam Hüseyin rejimine karşı 1991’de ayaklanmasının ardından Kürdistan Bölgesi’ndeki medya önemli bir ivme kazandı. Bu dönemde bölgede birçok televizyon kanalı açıldı, gazeteler çoğaldı. ABD’nin 2003’te Irak’ı işgâl etmesinin ardındansa bölgenin geçirdiği dönüşüme paralel olarak medyanın sermaye, organizasyon, iş bölümü ve içerik itibarıyla değişimi dikkat çekti.

Bugün Irak Kürdistanı’nda düşük bütçeli birtakım haber sitelerinin dışında bağımsız bir medya kuruluşundan söz etmek zor. IKB’deki medya kuruluşları hükûmetin, başkanlığın ya da siyasi partilerin/grupların kontrolünde. Propaganda amacıyla kurulan televizyon kanalları ve gazeteler, reklam gelirlerinin yanında doğrudan siyasi partiler ve liderler tarafından finanse ediliyor.

Barzani’nin KDP’sinde “kuzenler savaşı” medyaya yansıyor

Örneğin Rûdaw TV, Kürdistan Bölgesi’nin mevcut başkanı ve Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) genel başkan yardımcılarından Neçirvan Barzani’ye yakın. K24 ise Kürdistan Bölgesi’nin mevcut başbakanı, yine KDP’nin genel başkan yardımcılarından Mesrur Barzani’ye yakın.

Mesud Barzani’nin oğlu olan Mesrur ile yeğeni Neçirvan arasında KDP liderliği ve başkanlık koltuğu için gizli bir çekişme yaşandığı biliniyor. K24 ve Rûdaw’ı düzenli takip edenler, iki kuzen arasındaki çekişmeyi rahatlıkla fark edebilir.  İki isim de KDP’li olmasına rağmen Rûdaw Neçirvan’ı, K24 ise Mesrur’u öne çıkaran yayınlar yapıyor.

En dikkat çekici gerçeklerden biri de Rûdaw ve K24 televizyonlarının, birbirini kaynak göstermekten ya da rakibinden bahsetmekten kaçınması. Bu durum yakın zamanda Türkiye’deki bir olay üzerine bir kez daha gündeme geldi.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, geçen yıl sosyal medya hesabından Rûdaw ile K24’ü hedef alan bir paylaşım yapmıştı. K24 ise “Ümit Özdağ’dan K24’e tehdit” başlıklı haberinde Rûdaw’ın ismini anmadan bu haberi duyurmuştu. Benzer durumun Rûdaw için de geçerli olduğunu; başka televizyon kanallarının, haber sitelerinin ve gazetelerin de rakiplerini kaynak göstermekten imtina ettiğini belirtmek gerekiyor.

Talabani’nin KYB’sinde “TV baskını” kriz yaratmıştı

Kürtler’in “Güney Kürdistan” olarak adlandırdığı IKB’deki partiler arasında yaşanan çekişme çok eskiye dayanıyor. Federal bölgede Mesud Barzani’nin liderliğindeki KDP ile eski Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin kurduğu Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) siyaset sahnesine hâkim. İki partinin kendi içindeki ve birbiriyle olan uzlaşmazlığı, yönlendirdikleri medya kuruluşlarına yansıyor.

KDP’de Barzaniler arasındaki ‘kuzen kavgası’na benzer bir tartışma KYB’de de söz konusu. Celal Talabani’nin oğlu Bafil Talabani ile yeğeni Lahur Şeyh Cengi Talabani, bir dönem KYB’nin eş genel başkanlığını yapmıştı ve o dönem iki kuzen arasında büyük sorunlar yaşanmıştı.

Lahur Talabani, 2021 yazında kuzenleri Bafil ve Kubad Talabani tarafından yönetimden el çektirildi. Aile içi kavgalar ilk kez bu kadar aleni bir şekilde su yüzüne çıkmış oldu. Lahur’a yakın iPLUS adlı televizyon kanalı ile Zhyan News haber sitesine baskın düzenlendi ve çalışanları gözaltına alındı.

Öte yandan IKB medyası, Türkiye’deki siyasal ve toplumsal gelişmeleri aktarma konusuna oldukça önem veriyor. Kameramanlar ve muhabirler Türkiye’nin farklı kentlerinde gelişen olayları takip etme konusunda teşvik ediliyor. Türkiye’de haber takibi için bütçeler ayrılıyor. Türkiye’deki pek çok siyasi parti başkanı, yetkilisi ve milletvekili de zaman zaman bu kanallara demeç veriyor.

Ancak Kürt medyasının tamamında olduğu gibi Rûdaw ve K24’te çalışanlar pek çok zorlukla karşı karşıya. Bunlara alternatif medya kuruluşları da şu veya bu siyasi harekete yakın veya bunların etkisi altında. Öne çıkanlara hızlıca bir bakalım…

Irak Kürdistan Bölgesi'ndeki medya kuruluşları

Rûdaw TV: Merkezi Erbil'de bulunan Rûdaw Medya Ağı’nın televizyon ve radyo yayınları 29 Mayıs 2013’te başladı. Kanalın ABD, İsveç, Almanya, Türkiye ve Irak gibi ülkelerde ofisleri bulunuyor. Kürtçe'nin yanı sıra İngilizce, Arapça ile Türkçe yayın yapıyor. En çok izlenen Kürtçe televizyon kanallarından biri olan Rûdaw’la birlikte Kürdistan Bölgesi’nde televizyonda ilk kez 24 saat yayın başlamıştı. Rûdaw’ın sitesindeki açıklamaya göre kendilerinden önce Kürtçe televizyonlar gündüz yayın yapmıyordu ya da önceki akşamın yayınını tekrarlıyordu.

Kurdistan24: Kurdistan24 TV ya da kısaltılmış ismiyle K24, 2015’te kuruldu. TV’nin yayın akışı Kürtçe'nin Sorani ve Kurmanci lehçelerinde devam ediyor. Kurdistan24.net/tr adresi üzerinden Türkçe yayın yapan K24’ün websitesinde İngilizce, Farsça, Arapça, Kürtçe (Kurmanci ve Sorani) seçenekleri yer alıyor. K24’ün de tıpkı Rûdaw gibi geniş bir muhabir ağı var. Kanalın Türkiye, ABD, Almanya ve Irak gibi ülkelerde ofisleri mevcut.

Waar: 2013’te Kürdistan Bölgesi’nin Duhok kentinde kuruldu. 2019’da yeni yönetim ve politikayla yeniden yayımlanmaya başladı. Waar TV daha çok kültürel, sosyal ve sanatsal konulara odaklanıyor, 24 saat yayın yapıyor. Kanalın internet sitesindeki açıklamada, “Waar TV, Kürt toplumunun gerçekliğini korumayı; dramalar, belgeseller, müzik ve yerel programlar üreterek izleyiciyi ekranına bağlamayı amaçlıyor” ifadelerine yer veriliyor.

(Not: Rûdaw, Kurdistan24 ve Waar televizyonları, 2017’deki “Kürdistan Bağımsızlık Referandumu” sonrası alınan kararla TÜRKSAT'tan çıkarılmıştı. Rûdaw Medya Ağı bu durumu, “Referanduma karşı çıkan Türkiye, TÜRKSAT'tan yayın yapan Rûdaw TV'nin yayınlarını durdurma kararı aldı” ifadeleriyle duyururken, kanal yetkililerinin 6 yıllık uğraşı ise henüz sonuç vermedi. Çalışanları resmî basın kartı alamayan bu kuruluşlar, Türkiye'de akreditasyon sorunu da yaşıyor.)

Kürdistan TV: Irak Kürdistanı'nda 1999’da yayına başlayan ilk uydu televizyon kanalı. Merkezi Erbil’de olan Kurdistan TV, doğrudan KDP tarafından kuruldu. Türkiye, Hollanda ve Almanya’da da ofisleri var.

Zagros TV: Adını Zagros Dağları’ndan alan Zagros TV, 2007’den beri Kürdistan Bölgesi’nde yayın yapan bir televizyon kanalı. Erbil merkezli haber kanalı KDP’ye yakın.

PUKMEDIA: Kürdistan Bölgesi’nin etkin haber portallarından biri ve adından da anlaşılacağı üzere (The Patriotic Union of Kurdistan - PUK) KYB’ye ait bir mecra. PUKMEDIA’nın websitesi, Kürdistan Ulusal Siyaset Okulu’nun kararıyla 2003’te Kürtçe ve Arapça dillerinde yayına başladı. PUKMEDIA, bu tarihten itibaren KYB’nin propaganda organı ve bir haber sitesi olarak yayınlarını sürdürdü. Ayrıca 2005’te Arapça ve Kürtçe dillerinin yanında İngilizce, Farsça ve Türkçe seçeneklerine de yer verildi.

Gali Kurdistan: Gali Kurdistan (GK), Irak Kürdistan Bölgesi’nin Süleymaniye şehrinde yayın yapan bir haber kanalı. 19 Eylül 1991’de yayına başlayan GK, KYB’ye yakın ve isminin anlamı “Kürdistan halkı.”

Kurdsat: Kurdsat televizyonu 2000’de kuruldu ve merkezi Süleymaniye’de. Kürdistan Bölgesi’nde kurulan ikinci Kürtçe televizyon kanalı. KYB’nin kontrolünde. Kanalın sloganı ise şu: “Kurdsat herkesin sesidir, Kurdsat Kürtler'in rengidir.”

Channel 8: Irak Kürdistan Bölgesi’nin ikinci büyük partisi KYB’nin 5. Kongresi’nde yeniden KYB Başkanlığı’na seçilen Bafıl Talabani’ye ait yeni bir televizyon kanalı kurulması kararlaştırıldı. Channel 8 ismiyle yayına başlayacak bu televizyon kanalının tıpkı K24 ve Rûdaw gibi Kürt medyasında etkin olması bekleniyor. Channel 8’in Türkiye’nin farklı kentlerinde ofis açması ve web sitesinde Türkçe dilinde de hizmet vermesi diğer beklentiler arasında.

KNN: Kurdish News Network (KNN) adlı televizyon, 2008’de Kürt siyasetçi Noşirvan Mustafa tarafından kurulan bir haber kanalı. Wusha Corporation'ın bir yan kuruluşu olarak kurulan KNN, Goran (Değişim) Hareketi’ne yakın. Goran, 2009'da Mustafa tarafından KDP ve KYB'ye alternatif olarak kurulan bir siyasi parti. Bu partinin medya organları 2014'te tek çatı altında birleşmişti.

Roj News: Süleymaniye merkezli Rojnews, 2014’te kurulan bir haber ajansı.  Kurmanci ve Sorani lehçelerinin yanı sıra Arapça ve Türkçe dillerinde de haber servis ediyor. Roj News, Türkiye'nin terör örgütü olarak kabul ettiği Kürdistan İşçi Partisi (PKK: Partiya Karkerên Kurdistanê) çizgisinde yayın yapan bir kuruluş. Bu örgüte yakın medyanın, özellikle Rûdaw ve K24’ü, Adalet ve Kalkınma Partisi'ne yakın durmakla itham ettiğini de bu noktada belirtebiliriz.

Speda TV: 2009’da Erbil’de kurulan Speda TV, 1979'te kurulan ve Müslüman Kardeşler ile ilişkilendirilen Kürdistan İslami Hareketi'ne (Yekgirtû) yakın. Televizyon yayınları Ortadoğu ve Avrupa ülkelerinde de izlenebilen Speda TV’nin Kürdistan Bölgesi’nin tüm şehirlerinde ofisleri ve muhabirleri bulunuyor.

NRT: Nalia Radio Television - Kurdistan (NRT), “bağımsız bir Kürt medya grubu” olduğunu savunuyor. IKB’deki "Yeni Nesil Hareketi" (Newey Nwê) adlı siyasi partinin lideri Şasuwar Abdulvahid tarafından 31 Aralık 2008’de Süleymaniye’de kurulan NRT, Kürtçe yayın yapıyor. Eskiden Türkiye’de de muhabirleri bulunan NRT’nin web sitesindeki şu açıklama dikkat çekici: “NRT, bölgedeki büyük siyasi partilerden birinin doğrudan kontrolü altında olmayan tek haber kanalıdır. Dolayısıyla tamamen bağımsız tek televizyon kanalı olması açısından objektif yayıncılık yapmaktadır. NRT, hükûmetin olumlu yönlerini öne çıkarmak yerine olumsuz yönlerini ele alarak bölgedeki olayları daha dengeli bir şekilde aktarmayı amaçlıyor.”

Kurdistani Nwe gazetesi: KYB tarafından çıkarılan günlük siyasi gazete. 1992’den beri yayımlanan gazete, Kürdistan Bölgesi’nin tüm şehirlerinde dağıtılıyor.

BasNews: BasNews, Erbil merkezli bir haber sitesi. Yaklaşık 10 yıldır yayınını sürdüren BasNews’in 2014-2017 yıllarında Ankara, İstanbul ve Diyarbakır’da ofisleri bulunuyordu ve ajans geniş bir muhabir ağına sahipti. Bu dönemde BasHaber/BasNûçe adıyla haftalık bir gazete olarak çıkıyordu. BasNews yakın zamanda Türkçe servisini kapattı. K24 gibi Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur Barzani’ye yakın.

Murat Bayram: Kürtler Türkiye dışı medyaya mahkûm edildi

Özellikle son 10 yıldır merkezi IKB'deki medya kuruluşlar ve bilhassa televizyon kanalları, Türkiye’de de ilgi çekiyor. Bu kuruluşlardan bazılarının Türkiye muhabirleri de var.

Türkiye tarihinde ilk Kürtçe medya eğitim ofisini 2020'de açan ve merkezi Diyarbakır'da bulunan Botan International’ın kurucusu Murat Bayram, Kürt medyasında beş yıl Kurd1 TV, Evro Gazetesi, Waar TV ve Kurdistan24 televizyonunda haber editörü, köşe yazarı ve muhabir olarak çalıştı. Bayram’ın aktardığına göre Türkiye’deki 544 TV kanalı içerisinde Kürtçe haber programı bulunduran tek mecra TRT Kurdî.

“Hâlihazırda Türkiye’deki Kürtçe medya zaten Türkiye dışı bir medyaya mahkûm” diyen Bayram, şunları söyledi:

  • Dünyada anaakım medyası kendi ülkesi dışında çok nadir devlet vardır. Belki de yoktur! Türkiye Kürtleri'nin anaakım Kürtçe medyası Türkiye merkezli değil. Bu çok ilginç bir fotoğraf. Dolayısıyla Kürtler için zaten iki seçenek kalıyor: Ya Avrupa’dan ya da Kürdistan Bölgesi’nden yayın yapan Kürtçe kanallar… Kürtçe sadece televizyondan ibaret değil tabii ki. Gazeteler ve internet yayıncılığı da var. Fakat Kürt toplumunun ciddi bir kısmı Kürtçe okur-yazar olmadığı için Kürtçe dijital medyaya erişimde sorun yaşıyor ve daha ilk başta %90’ından fazlası eleniyor.

Bayram, şunları vurguladı:

  • TÜİK’in verilerine göre Türkiye’de 2071 gazete basılıyor. Bunların %90’ından fazlası yerel. Bu gazetelerin içerisinde hiç günlük Kürtçe gazete yok. Sadece haftalık bir gazete var, o da Xwebûn. Diğer yandan ben yazılı bir medyada çalışıyorum ve Kürtçe yazılı medyaya ulaşabilen sayısı Türkiye’de çok ciddi oranda az. Örneğin biz Harvard Üniversitesi’nden birkaç akademisyenle bir anket yaptırdık. Okurumuzun %20’si yüksek lisans ve doktora yapmış insanlar. Bu iyi bir şey gibi görünüyor ama öyle değil. Kürtçe bir medya mecrasını takip edebilecek seviyede olanlar akademik çevreden ibaret.

“Irak Kürdistanı medyası daha avantajlı bir durumda”

Kürdistan Bölgesi menşeili televizyon kanallarının diğer Kürtçe yayınlara oranla daha avantajlı bir durumda olduğunu belirten Bayram, bunu şöyle değerlendirdi:

  • Erbil merkezli televizyon kanalları Türkiye’de bir TV kanalı olarak temsil ediliyor. Ancak Avrupa’dan yayın yapan kanallar, ajanslar ve prodüksiyonlar aracılığıyla buradan haberler ve programlar alıyor. Kendi logoları ve ofisleriyle var olamıyor. Dolayısıyla kendi logoları ve çalışanlarıyla Türkiye’de var olan Irak Kürdistanı medyası, Türkiye’deki Kürtçe medyayı da domine ediyor.

Murat Bayram, Kürdistan Bölgesi’ndeki medya organlarının nasıl kurulduğu sorusuna ise şöyle yanıt verdi:

  • Türkiye’de Hazine siyasi partilere yardım eder ve partiler bunu propagandası için kullanır: TV’lere, gazetelere, internet sitelerine, billboardlara reklam verir ya da bu yardımlar mitingler için kullanılır. Ama Irak Kürdistan Bölgesi’nde Hazine yardımı direkt partilerin propagandasını yapmak üzere televizyon kurularak harcanıyor ve bu orada oturmuş bir kültür. Bunun aksini iddia edenler olmakla beraber, bu kültürün yok olmadığının izlerini görebiliyoruz.

“Dünyanın her yerinde ve dilinde propaganda gazeteciliği var” diyen Murat Bayram, sözlerine şöyle devam etti:

  • Türkiye’deki sorun, propaganda gazeteciliğinin medyanın çok ciddi bir kısmını kapsıyor olmasından kaynaklanıyor. Kürtçe medya ise hemen hemen hepsini kapsıyor. Türkiye’de herhangi bir partiyle adını anmayacağımız hemen hemen hiçbir Kürtçe yayın organı yok. Avrupa fonlarıyla kurulan çok küçük yerler var. Örneğin Botan Times, Podcast Kurdî gibi tarafsız yerlerden söz edebiliriz.

Ahmed Kani: TV kanalları Kürtler'i birbirine yaklaştırıyor

Dicle Üniversitesi, Kürt Dili ve Kültürü Anabilim Dalı’nda “Kürt Uluslaşmasında Medyanın Rolü: Rûdaw Medya Ağı Örneği” konulu bir doktora tezi hazırlayan araştırmacı-yazar Ahmed Kani de Kürdistan Bölgesi’ndeki medyanın KDP-KYB etkisi altında yayın yaptığını belirterek bölgedeki kanalların yayın dillerinin de yakın oldukları partilere göre şekillendiğinden söz etti.

TV kanallarının Türkiye Kürtleri üzerindeki etkisine de değinen Kani, şunları ifade etti:

  • Bu televizyon kanalları Kürdistan Bölgesi’ndeki Kürtler ile Türkiye’deki Kürtler'i birbirine yaklaştırıyor. Örneğin Kürdistan Bölgesi’nde hâkim lehçe Sorani, Türkiye kısmında ise Kurmanci. Bu anlamda Güney’deki medyanın bu iki lehçeyi birbirine yakınlaştırmakta epey olumlu etkide bulunduğunu düşünüyorum. Bu, Türkiye’deki Kürt’ün Sorani'yi anlayabilme şansını doğuruyor.

Kani, “Bu kanallar Rojhilat’taki (İran Kürdistanı) ve Rojava’daki (Kuzey Suriye) gelişmeleri de izleyicisine aktarıyor ve bu, ulusal-kültürel bir yakınlaşmaya neden oluyor. Dil ve kültür yakınlaşmasının dışında Kürtler'in birbirinden haberdar olmasını da sağlıyor” dedi.

Kürtçe yayıncılık Osmanlı döneminde başladı

Kürtçe'nin ilk basın-yayın faaliyetleri, Osmanlı Devleti’nin son dönemine dayanıyor. O yıllardan günümüze dek bu faaliyetler, Türkiye’nin politik ikliminde yaşanan gelişmelere ve Kürtler'in ulusal hareketine bağlı bir şekilde gelişim gösterdi.

1980 ve 1990’lı yıllarda Kürt medyası daha politik bir yapıya büründü, gazete ve dergiler dışında televizyonculuk ön plana çıktı. Med TV (1995) ile başlayan Kürtçe televizyon yayıncılığı; Medya TV, Roj TV, Stêrk TV, Nûçe TV, Ronahî TV ile devam edip internete de taşındı. Halk Gerçeği, Yeni Halk Gerçeği, Yeni Ülke gibi dergiler ile Azadîya Welat ve Özgür Gündem gibi gazeteler Kürt medyasında önemli yer tutan alternatif yayınlar oldu. Bu süreçte onlarca Kürtçe yayın yasaklandı, kapatıldı. Yüzlerce Kürt gazeteci yargılandı, hapsedildi.

Bugün Türkiye’de temel dili Kürtçe olan bir haber ajansı ve Kürtçe bir günlük gazete yok. Kürtçe dil seçeneği olan en yaygın haber ajans, devlete ait olan Anadolu Ajansı. Kürtler'e ait şirketlere bağlı olan Mezopotamya Ajansı ve JinNews gibi ajansların da temel dili Türkçe. 2019’da yayın hayatına başlayan Kürtçe gazete Xwebûn ise Kürtler'in gündemini haftalık olarak okurlara sunuyor.

Bu tarihçe ve güncel durum, Türkiye'deki Kürtler'in IKB medyasına neden ilgi gösterdiğinin de yanıtını veriyor.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- "YAKINLARDA" YAZI DİZİSİ

İran’da basın özgürlüğü: Telefon çaldı, arayan sansürcülerdi

Yunan başbakanı kızdıran gazeteci, saldırıların ardından Hollanda’ya döndü

Irak’ta basın özgürlüğü: Gazeteciler için dünyanın en zor ülkesinde son durum

‘Şeş’ derken ‘şaş’ olan kanal: TRT Kurdî, Kürtçe mi?

3 Mayıs’a hapiste giren gazeteciler: Haber neredeyse oradaydılar

Kürtçe podcast: ‘Guhdarên ezîz, ev der Podcast Kurdî ye’

Adem Özgür

Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi, Radyo Televizyon ve Sinema bölümü mezunu. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde “misafir öğrenci” olarak derslere katıldı. BasHaber gazetesinde muhabir, K24’te yıllarca editör olarak çalıştı. Gazete Duvar, Bir+Bir (Express), Artı Gerçek, Bianet gibi sitelerde haber ve söyleşileri; Kırık Saat, Kürt Tarihi, Bîrnebûn dergilerinde yazıları yayımlandı. Şu anda bağımsız gazeteci olarak mesleğini sürdürüyor ve belgesel film çalışmalarında yer alıyor.

Journo E-Bülten