Hallerimiz

6 Şubat depremlerinin yıldönümü: Yıkılan bir şehirde gazeteciliğin 2024 manzarası

Kahramanmaraş’taki Ebrar Sitesi’nin enkazında can veren kızının elini tutan Mesut Hançer'in simgeleşen bu fotoğrafını AFP muhabiri Adem Altan çekmişti. Altan bu eseriyle, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği'nin (TFMD) Yılın Basın Fotoğrafı Ödülü'nü bu ay aldı.

11 ilde 50 bini aşkın insanın hayatını kaybettiği 6 Şubat depremlerinde, en az 32 gazeteci ve medya çalışanını yitirmiştik. Türkiye’yi yasa boğan felâketin ilk yıldönümünde, depremin merkez üssü olan Kahramanmaraş ve fayın diğer ucundaki Hatay ile birlikte en büyük hasarı alan 3 ilden biri olan Adıyaman’a gidiyoruz. Ömer Karakuş, hâlâ konteynırlarda az sayıda personelle haberciliği sürdüren televizyon, radyo, haber ajansı ve gazete çalışanlarından dördünün izlenimlerini aktarıyor.

6 Şubat depremlerinde Adıyaman’daki medya kuruluşlarının binaları da ağır hasar aldığı için çadırdan yayına devam eden haber kuruluşlarından birindeyiz. Gözde TV’nin Genel Yayın Yönetmeni Burak Cansel, depremden tam bir yıl sonra şunları anlatıyor:

  • 6 Şubat tarihinden önce Gözde TV’nin 5 katlı bir plazası vardı. Bir katında web bölümü, bir katında günlük yayın yapan gazetemiz, diğer katlarda ise televizyon kanalımızın ofisi ve stüdyoları bulunuyordu. Kanalımızın binası ciddi bir hazırlıkla, emek verilerek yapılmıştı. Çok ciddi uğraşlar sonrasında Gözde TV’yi kurmuştuk. 6 Şubat depremlerinde 5 katlı plazamız çok ağır bir şekilde hasar aldı. Bir personelimiz, birçok gazeteci arkadaşımız depremde vefat etti. Enkazda kalan bir personelimizi kurtarmaya çalıştık. Kullandığımız cihazlarımız, bilgisayarlarımız, kameralarımız, fotoğraf makinelerimiz, stüdyolarımız yerle bir oldu.
  • Deprem öncesinde 30’un üzerinde personelle çalışıyorduk. Depremden sonra 27 kişiyi bir araya getirebildik. Ama insanlar kalıcı veya geçici barınma yerleri bulamadıkları için mecburen farklı illere gitmek zorunda kaldılar. Sayımız önce 22’ye, sonra 17’ye düştü. Şu anda 15 personelimiz var. Kalifiye personel bulamıyoruz.
Burak Cansel

Barınma ve insan kaynağı bulma gibi çok sayıda soruna rağmen Cansel, Adıyaman’daki gazetecilerin pes etmediğini ekleyerek şöyle devam ediyor:

  • Bizler o mağduriyeti yaşarken Adıyaman’ın sesi, gözü, kulağı olmak istedik. Depremde yaralılarımızı, cenazelerimizi çıkardıktan sonra Gözde TV olarak Altınşehir mahallesinde yayın yaptığımız alana konteynır koyduk. Stüdyomuz için büyük bir çadır gerekiyordu. Daha sonra çadırı kurduk, personelimizden ve çevremizden yardım istedik. Cihazları buraya kurup yayın vermek için teknik bir ekiple donanım lazımdı. Deprem sonrasında cihazlarımızın büyük bir bölümü eksikti. Bu cihazları temin ettik, yerimizi hazırladık ve yayına başladık.
  • Yağmur yağdığı zaman konteynırlar su aldı, çadırlarımızın içerisinden sular geçti. Kar yağdığında çadırın çökme tehlikesi başladı. Isınma problemi vardı. Canlı yayın yaparken sobalarla konuklarımızı ısıtabiliyorduk. 1 yıldır bu şartlarda yayıncılık yapmaya çalışıyoruz. [Hâlâ] internet kesiliyor, iletişim kuramıyorsunuz, yayınlarımız da bundan dolayı kesiliyor. Hiç beklemediğiniz bir anda bakıyorsunuz sokak hayvanları stüdyoya giriyor. Bazen yağmur olunca seslendirme yapamıyoruz. O yağmur sesi programa gidiyor, dip sesler oluşuyor. Cihazlar su veya nem alıyor… Oldukça zor bir süreç, hâlen kalıcı bir yer bulmak mümkün değil. Uzun bir süre böyle gidecek gibi…

“Depremi çok çabuk unuttuk” diyen Cansel, “ticaretin, ekonominin dönmediği bir kentte” konteynırda dizgi ve mizanpaj, çadırda TV yayını yaparak haberciliğe devam etmeye çalıştıklarını belirtiyor.

“Reklam olmayan bir ilde nasıl gazete çıkaracağız”

Adıyaman’da 1994 yılından bu yana yayın yapan Radyo Tek FM ile Medya Tek adlı gazetenin imtiyaz sahibi Zeynal Selahattin Alptekin de benzer bir durumda. Depremde hasar alan binaya hâlâ giremiyorlar. Onlar da Altınşehir mahallesinde bir arsada çadır kurup buradan radyo yayını yapmaya çalışmış. Kışın dondurucu soğukta, yazın kavucuru sıcakta… Şöyle diyor Alptekin:

  • Düşünün ki insanlar klima karşısında yaz gününde evlerinde durabilirken, Radyo Tek FM ailesi olarak 24 saat kesintisiz yayın yaptık. Sonraki günlerde hava sıcaklığından dolayı cihazlarımızın tamamı yandı. Bu durumu ilgili kurumlara bildirerek basına verilen basın sitesi içerisinde bir konteynır talebinde bulunduk. Yetkili kurumlar da bize konteynır verdiler. Fakat sıcak havadan dolayı yanan cihazlarımızın yerine yenilerini almak zorunda kaldık. Böylesine zor bir dönemde Adıyaman halkına yayın vermek zorundaydık. Ve cihazlarımızı almamızla yayınımıza devam ettik. O günden bugüne yayın hayatımıza aralıksız bir şekilde devam ediyoruz.
Zeynal Selahattin Alptekin

Depremde kaybettiği çalışma arkadaşları arasında, aynı radyoda program yapan Fatih Bayın’ın da olduğunu belirten Alptekin şunları ekliyor:

  • Gazetemizi ve radyomuzu ayakta tutabilmek için gecemizi gündüzümüze katıyoruz. Deprem sonrasında Adıyaman’da birçok işyeri yıkıldığı için reklam bulmak neredeyse mümkün değil. Çünkü şehir merkezinde işyeri yok ki reklam veren olsun. Radyo istasyonumuz için hem vericilerimizin hem de yayın alanımızın elektrik faturalarını ödüyoruz. Her ay iki ayrı faturayı ödemek çok zor oluyor.
  • Deprem bölgesinde yer aldığımız için devletten elektrik ödemeleri konusunda bir indirim bekliyoruz. Zamlar gazete baskı maliyetlerini de olumsuz yönde etkiledi. Deprem öncesiyle bugünü kıyaslarsak 10 kat bir zamla karşı karşıyayız. “Reklam olmayan bir ilde nasıl gazete çıkaracağız,” onu da bilemiyoruz. Bugüne kadar gazete baskımızı hep cebimizden çıkardık. Bundan sonra ayakta kalacak gücümüz kalmadı. Umarız devlet, depremi yaşamış illerdeki haftalık gazetelere de reklam ve destek verir. Yoksa yerel basının işi çok zor.

“Henüz toparlandığımızı söyleyemeyiz”

Perre Haber Ajansı Haber Müdürü Abdurrahman Akçal “çaresizlik başlı başına bir sorun” diyor. Depremin hemen ardından; işyerine giremeyen, teçhizatsız kalmış gazeteciler olarak her şeye rağmen “ayakta kalmaya” çalıştıklarını ifade eden Akçal’ın ajansı, depremden 5-6 gün sonra “az da olsa çeken bir internetle” sosyal medya hesaplarından Adıyaman’daki haberleri yeniden duyurmaya başlamış. Akçal bugüne dair ise şunları söylüyor:

  • Toparlanma süreci hâlâ devam ediyor. Henüz toparlandığımızı söyleyemeyiz. Elbette işyerini kullanılamaz hâle gelen, ekipmanını kaybeden çok sayıda basın mensubu hâlâ var. Radyolardan bazıları yayın yapamaz olmuştu. Yeni yeni yayınlarına başladılar. Şehirdeki televizyonundan biri hâlâ çadırda yayın yaparken, birisi ancak kendi yerine geçebildi. Basın mensupları olarak Kayseri Valiliği tarafından yapılan basın sitesi içerisindeki geçici konteyner alanında çalışmalarımıza devam ediyoruz. Ama şehirdeki internet altyapısı problemi çözülmüş değil. Ayrıca teçhizat eksikliğimizle haber peşinde koşmaya devam ediyoruz. Çok zor şartlarda gayretlerimiz devam ediyor. Ne olursa olsun, hangi şartlar altında olursa olsun, Perre Haber Ajansı olarak 700’e yakın mecraya haberlerimizi geçiyoruz. Olabildiğince bütün haberlere gitmeye çalışıyoruz.
Abdurrahman Akçal

Adıyaman’da Haber gazetesinin Haber Editörü Mehmet Akıncı ise şunları ifade ediyor:

  • 6 Şubat depremleriyle Adıyaman ilimiz yerle bir oldu. Şehir merkezimizde bulunan işyeri ve evler ya yıkıldı ya da ağır hasarlı. O günlerde sesimizi duyurmak için sosyal medyadan canlı yayınlar yapıyorduk. Her yerde bir çığlık vardı. O insanların seslerini duyurabilmek için basın mensupları olarak her zaman sahadaydık. Aynı zamanda 6 Şubat depremlerinde gazetemizin yazarlarını ve ailelerini kaybettik. Bu acıyı hâlen yüreğimizde yaşıyoruz. Aradan aylar geçtikten sonra Adıyaman’da Haber gazetemiz ve web sitemiz basın sitesi içerisinde bulunan konteynırda tekrar yayına başladı. O günden bugüne basın sitesi içerisinde yayın hayatımıza devam ediyoruz.
Mehmet Akıncı

Akıncı sözlerini şöyle tamamlıyor:

  • Adıyaman’da Haber gazetemiz özel haberleriyle her zaman okuyucularının sesi oldu. Aynı çizgide yayın hayatımıza devem ediyoruz. Fakat artan baskı ücretleri bizleri olumsuz etkiledi. Şehir merkezinde ne bir abonemiz ne de reklam alabileceğimiz bir esnaf kaldı. Bir de baskı ücretlerine gelen zamlarla birlikte Bağ-Kur ve [Sosyal Güvenlik Kurumu] SGK prim ücretlerine gelen zamlar basın camiasını olumsuz yönde etkiliyor. Depremin yaşandığı illerde basın kuruluşlarına Bağ-Kur ve SGK prim ücretlerinde indirim yapılmasını talep ediyoruz. Ayrıca depremde ekipmanlarımızı kaybettik. Cep telefonlarımızla haberleri çekiyoruz, yazıyoruz. Ekipman desteğine ihtiyacımız var. Yerel basın mensupları olarak çok zor şartlarda çalışıyoruz.

 

Not: 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden 32 haberci ve medya çalışanının isimlerini deneyimli gazeteci Faruk Bildirici araştırıp yayımlamıştı. Depremlerin hemen ardından afet bölgesinde görev yapan 41 gazetecinin izlenimlerini ve deneyimlerini geçen yıl bir ay boyunca 10 bölümlük “Deprem Haberciliği” yazı dizisinde aktarmıştık.

İLGİLİ:

Depremin simge fotoğrafının öyküsü: “İlk defa gözlerim dolarak fotoğraf çektim”

Deprem haberciliği: Journo yazı dizisinde tüm bölümler

Afet bölgesindeki 11 ilden 105 web sitesini inceledik: Haber üretimi deprem sonrası %54 azaldı

Ömer Karakuş

1983 yılında Adıyaman'da doğdu. 2003 yılından bu yana Adıyaman'da gazetecilik yapıyor.

Journo E-Bülten