Türkiye’deki gazetecilik öğrencilerinin temel şikâyeti ülke koşullarında bu mesleği icra etmenin zorluğu… Avrupa’daki gazetecilik öğrencileri ise yüksek iş temposuna karşın düşük ücretler almaktan şikâyetçi.
Reuters Enstitüsü’nün bu yıl yaptığı bir araştırmada gazetecilerin “çağımızın kömür madencileri” diye tanımlanması tartışma yaratmıştı. Almanya, İsveç ve İngiltere’de gazeteciler, gazetecilik öğrencileri ve akademisyenlerle yapılan görüşmelere dayanan raporun dikkat çekici bölümlerinden biri, mesleki eğitimle ilgili. Raporun yazarları, Avrupa’daki gazetecilik öğrencilerinin medyaya bakışıyla ilgili özetle şu gözlemleri yapmıştı:
* Gazetecilik öğrencileri yüksek bir idealizmi seslendirseler de, maddi kazanç konusunda düşük beklentilere sahipler. Birçok öğrenci eninde sonunda bir iş bulabileceğini düşünüyor. Ancak ücretler ve iş yerindeki istikrarsız roller konusunda endişeliler. Anketimize göre en büyük korkuları bunlar.
* Geçmişin yıldız muhabirleri, iş arayan genç mezunları artık eskisi kadar etkilemiyor. Teknolojik yetenekleri olan mezunlar yazı işlerinden gelen iş tekliflerini reddedip Google ve Facebook gibi yerlerde çalışmayı tercih ediyor. Gelecekte alabilecekleri ödüller uğruna özel hayatlarından fedakârlık yapıp işlerine öncelik vermek konusunda artık o kadar da istekli değiller.
* Haber merkezlerinin gençlerin daha esnek çalışma ortamı konusundaki taleplerine yanıt vermesi için yenilikçi yaklaşımlar geliştirmesi gerekiyor. 24 saat yayın yapma baskısının yarattığı tükenmişlik ve kaygılar, hızla devam eden örgütsel değişim, geleceğe dair beklentilerin kırılganlığı ve özellikle kadın gazetecileri hedef alan çevrim içi taciz gibi konular da çözülmesi gereken sorunlar.
‘Zor ve adaletsiz bir meslek’
Medya ekosisteminin görece iyi durumda olduğu Avrupa’da gazetecilik öğrencileri ve yeni mezunlarla ilgili durum böyle. Türkiye’nin ise kendisine özgü şartları var.
Akademisyenler Günseli Bayraktutan, Nedim Serhat Bilecen, Ali Karakaya ve Barış Yetkin’in Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi’nin Kasım 2018 sayısında yayımlanan “Gazetecilik Bölümü Öğrencilerinin Gözünden Yeni Medya Çağında Gazetecilik” başlıklı makalesinde bu şartlara dair öğrencilerin yorumları da aktarılıyordu. Odak grup görüşmelerinden çıkarılan sonuçlar ve alıntılanan öğrenci görüşlerinden bazıları şöyle:
* [Türkiye’de] gazetecilik mesleğine yönelik olumlu ve olumsuz kavrayışlar bir arada ifade ediliyor, en çok vurgulanan özelliği “zor bir meslek” olması: “Bence zor ve adaletsiz bir meslek. Çünkü herkes haktan, hukuktan ve adaletten bahsediyor ama hiçbir zaman gazeteciler tam anlamıyla bunları dile getiremiyor bence.”
Nesnellik ve özgürlük vurgusu
* Mesleği tanımlayan temel ilkeler sorulduğunda çoğunlukla gazetecinin bireysel olarak konumuna ilişkin vurgular dikkat çekiyor. Bunlar çoğunlukla nesnellik ve özgürlük olarak ifade ediliyor: “Ben hâlâ nesnellik konusundayım. O sağlandığı sürece bana göre diğer kalan ilkeler kendini oturtacaktır yerine. Önemli olan orada bir gazeteci olarak nesnel olmak, doğru olmak, tarafsız olmak. Tarafsız olduktan sonra illaki bir noktadan sonra beğenileceksin.”
* Dijitalleşme sürecine dair de öğrenciler çoğunlukla olumsuz görüşler ifade ediyor. Özellikle sosyal medyaya ilişkin vurgu belirgin. Gazeteciliği bir meslek olmanın dışına çıkaran ve sıradan her bireyin gerçekleştirebileceği bir eyleme dönüştürdüğüne ilişkin bakış açısı önemli: “Olumlu etkileri var ama olumsuz etkileri de var. Ben olumsuz etkilerini söylemek istiyorum. Hani artık çok fazla herkes bir şeyler hakkında haber yapabiliyor. Bu bölümü okumamış olsa da herkesin gazeteciliğin alanı ile ilgili mutlaka yaptığı işler oluyor. Mesela sokakta kediye yapılan bir zulmü görüyor ve haberleştiriyor. Tabii ki teknik olarak haberleştirmemiş olsa da, haber niteliği oluyor haberci gözünde. Sen onu haber metni şeklinde çevirebilirsin. Artık bireysel unvan değil bence. Gazetecilik herkesin yaptığı bir işlem gibi. Meslek olmanın dışına çıkmış gibi hissediyorum daha çok.”
Yurttaş gazeteciliği ve yeni kavramlara bakış
* Yurttaş gazeteciliği tartışmaları bağlamında araştırmaya katılan öğrenciler mevcut medya yapısı içerisinde özellikle ihbar hatları dolayımıyla gerçekleştirilen enformasyon aktarım sürecini eleştirel bir gözle değerlendiriyor ve bu türden pratiklerin haberin niteliğine ilişkin ciddi tartışmalar getirmesi gerektiğini ifade ediyorlar: “Mesela bir kanalı açtığımızda, örneğin Show Haber’i, orada genelde Whatsapp’tan gelen haberlerle bir saati dolduruyorlar, insanın ilgisini çekmiyor, bu basit haber diyor ya da tabii ki de hani önemli bir olay da olmuştur ama izleyen halk böyle hani… Şu an ifade edemedim ama ‘haber var haber var’ derler ya. Yurttaş gazeteciliği bir yerden sonra haberin niteliğini düşürüyor.”
* Öğrencilerin alana ilişkin yeni tartışmalara (robot gazetecilik, kitle fonlu gazetecilik, veri gazeteciliği vb.) vâkıf olmadıkları anlaşılıyor. Özellikle robot gazeteciliğe dönük kavrayışları popüler medyada yer alan robot temsilleri üzerinden şekilleniyor, yapay zeka ve algoritma tartışmaları hiç anılmıyor: “Aynen onların açıklamalarını eğer şey yapabilirsek, yani ben karşılaşmadım o tür şeylerle artık yeni geldim diye mi, […] Hoca’dan ders almadım diye mi, bilmiyorum. Artık da hani karşılaşmadım.”
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR – IPI RAPORUNA GÖRE GENÇ GAZETECİLER