Haber

Türkiye’de ilk telgraf ve ilk telefon ne zaman kullanıldı?

DALL-E yapay zekâ modeline ürettirdiğimiz bir görsel. Komut: "Osmanlı devri telefonu"

Türkiye’de ilk telgraf 1847 yılında kullanıldı. İlk telefon görüşmesi ise 1881 yılında İstanbul Sultanahmet’deki Telgraf Nezareti binası ile sadece 1 kilometre uzaklıktaki Sirkeci’deki Postahane-i Âmire arasında yapıldı.

Türkiye’de ilk telgraf ve ilk telefon kullanımıyla ilgili şu bilgileri, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nden Numan İleri’nin yüksek lisans tezinde ve Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nden Vedat Ekergil’in doktora tezinde iletişim tarihini inceleyen bölümlerden derledik:

  • 1729 yılında bir İngiliz kimyacısı olan Stephen Gray‘in bir bakır tel üzerinden elektriği iletmesiyle, telekomünikasyonun ilk adımları atılmıştır. Bakır telin telekomünikasyon sektöründe kullanılarak ilk telgrafın icat edilebilmesi ise bir asır sürmüştür.
  • 1830 yılında Amerikalı bilim adamı Prof. Joseph Henry ilk kez elektrik sinyalini iletmeyi başarmıştır. Bu icat Samuel Morse Faraday’ın 1837 yılında çalışan ilk telgrafı icat etmesini sağlamıştır . Telekomünikasyonun başlangıcı olarak kabul edilen telgraf; uzun bir süre devletin denetiminde, bürokratik ve askeri ihtiyaçlar için kullanılmış, sivil amaçlı kullanımına ise 19. yüzyılın sonlarından itibaren başlanmıştır.
  • Türkiye’de telekomünikasyon tarihi ise Sultan Abdülmecid tarafından 1840 yılında Postane-i Âmire’nin kurulmasıyla başlar. 1847 yılında ilk telgrafın İstanbul’da çekilmesi ile önemli bir aşama kat eden sektör, faaliyetlerine 1855’te kurulan Telgraf Nezareti altında devam etmiştir. 
  • İlk telefon görüşmesi 1881 yılında İstanbul Soğukçeşme’deki [Ayasofya’nın arkasındaki bir sokak] Telgraf Nezareti binasıyla Yeni Camii arkasındaki postane binası arasına çekilen tek hatlı bir bağlantı sayesinde gerçekleştirilmiş ve 50 hat kapasiteli ilk manuel telefon santralı 1909 yılında İstanbul Büyük Postane binasında kurulmuştur. 

Telgraf ve telefonun tarihçesi

Osmanlı döneminde telgraf ve telefon, sadece idari işlemler ve ticaret gibi pratik amaçlar için değil, aynı zamanda bilgi akışı ve haberleşme gibi daha geniş amaçlar için de kullanıldı. Örneğin, gazeteler ve diğer yayın organları, telgrafı kullanarak haberlerini hızlı bir şekilde yayınlama imkânına sahip oldular. Ayrıca telefon hatları, insanların acil durumlarda hızlıca iletişim kurmalarına ve yardım talep etmelerine olanak tanıdı.

Telgraf ve telefon gibi iletişim araçları, Osmanlı İmparatorluğu’nun modernleşme sürecinde önemli bir rol oynadı. Bu teknolojiler İmparatorluk içinde farklı bölgeler arasındaki mesafeleri kısalttı, insanların uzak coğrafyalardaki olayları ve gelişmeleri daha hızlı öğrenmelerini sağladı.

Telgraf ve telefon gibi teknolojilerin yaygınlaşması bir yandan İmparatorluk’un entegre olmasını mümkün kıldı. Ama bir yandan da ülke içindeki toplumsal ve ekonomik farklılıkları belirginleştirdi. Özellikle kırsal bölgelerde, telgraf ve telefon hizmetleri yeterli bir şekilde yaygınlaşmadı. Osmanlı’nın modernleşme sürecinde karşılaştığı zorluklardan biri de bu oldu.

Türkiye’nin ilk telgraf hatları

Osmanlı döneminde ilk telgraf kullanımı, 1847 yılında İstanbul’da başlamıştı. Medyada inovasyonun tarihçesini anlattığımız Journo içeriğinde telgrafın Batı’dan Türkiye’ye gelişiyle ilgili ayrıntılı bilgileri de bulabilirsiniz.

Telgraf, haberleşme ve işletme gibi alanlarda devrim niteliği taşıyan bir teknolojik gelişmeydi ve Osmanlı İmparatorluğu’nda iletişim ve idari işlemlerin hızlandırılmasına yardımcı oldu. Devlet telgrafın yararını özellikle 1853-1856 arasındaki Kırım Savaşı sırasında gördü.

Savaşın ardından halkın da desteğiyle telgraf, İstanbul ve Selanik’in yanı sıra Manastır ile Üsküp çevresinde hızla yaygınlaştı. Bu sayede ticari ilişkiler canlandı. Ayrıca Üsküp sancağındaki isyanlara karşı girişilen askeri harekatlarda da telgrafın faydası görüldü.

Osmanlı döneminden kalan mors alfabesi vuruşlu yazı aparatları, artık antika olarak müzayedelerde alıcı buluyor. Bu da onlardan biri.

Türkiye’de ilk telefon görüşmesi

Telefonun Türkiye’de ilk kullanımı, 1881 yılında İstanbul’da başladı. Ancak Sultan İkinci Abdülhamid, telefonun “gizli saklı işlerde kullanılarak” iktidarını tehdit edebileceğini savunarak 1886’da bu yeni icadı yasakladı.

Bu padişah, 1908’de İkinci Meşrutiyet’in ilan edilmesiyle mutlak iktidarını kaybetti. 1910 yılına gelindiğinde Osmanlı Devleti’nin büyük bir bölümünde telgraf hatları bulunuyordu. 1914’te ise telefon hatları da İstanbul, İzmir ve Selanik gibi büyük şehirlerde yaygınlaşmıştı. Fakat bu kez Birinci Dünya Savaşı çıktı ve ülkenin haberleşme altyapısı büyük zarar gördü.

Türkiye’de telefon altyapısının kurulması ve işletilmesi amacıyla 1911 yılında American Western Electric şirketine 30 yıllık imtiyaz verilmiş ve bu maksatla Dersaadet Telefon Anonim Şirketi kurulmuştu. Bu şirkete Birinci Dünya Savaşı’nda işgal güçleri tarafından el konuldu. Savaştan sonra faaliyetlerini sürdüren şirket, 1936’da 800.000 İngiliz sterlini karşılığında Türkiye Cumhuriyeti devletince satın alındı ve tüm telekomünikasyon hizmetleri kamulaştırıldı.

Cumhuriyet devri: PTT’nin kuruluşu ve ‘T’sinin özelleştirilmesi

Aynı yıl çıkarılan 2290 sayılı kanunla Posta ve Telgraf ve Telefon İdaresi’nin (PTT) kurumsal yapısı ve görevleri tanımlandı. PTT, 1939’da kabul edilen 3613 sayılı kanunla Ulaştırma Bakanlığı’na bağlandı, 1953 yılında ise 6145 sayılı yasayla iktisadi devlet teşekkülü olarak yeniden yapılandırıldı.

‘T’si (telefon) 1994’te ayrılan PTT, 2013’te TBMM’de kabul edilen tasarıyla Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi hâline geldi. Türk Telekom 2005’te özelleştirildi, “telefonsuz” PTT’nin devlete ait hisseleri ise 2017’de yayımlanan kararnameyle Türkiye Varlık Fonu’na devredildi.

1894 İstanbul depremi: Gazetelerdeki komplo teorileri, sansür ve propaganda

Türkiye’nin ilk gazeteleri: Takvim-i Vekayi, Ceride-i Havadis ve Tercüman-ı Ahval

Gazeteci Teodor Kasap’ın inanılmaz ama gerçek hikâyesi

2G’ye zamanında geçen Türkiye, 4G’de 8 yıl gecikti

Journo

Yeni nesil medya ve gazetecilik sitesi. Gazetecilere yönelik bağımsız bir dijital platform olan Journo; medyanın gelir modellerine, yeni haber üretim teknolojilerine ve medya çalışanlarının yaşamına odaklanıyor, sürdürülebilir bir sektör için çözümler öneriyor.

Journo E-Bülten