Görüş

Alternatif medyanın kurtuluş reçetesi: Topluluk yaratmak

Bir topluluk yaratmak ve onlarla buluşma çabası içinde olmak kitlesel fonlamaya ve bağışa dayanan bir iş modelinde meyvelerini mutlaka verecektir. Dijital haber mecralarının, geleneksel kitle medyasından miras aldığı tek yönlü iletişim alışkanlığını sürdürmesi ve kitlesinden maddi talepte bulunurken onları sadece bir tık olarak görmesi gazeteciliği kurtarmaya yetmeyecektir.

Basın özgürlüğünün medya sahipleri ve hükümet tarafından kıskaca alındığı Türkiye’de gazeteciliğin kurtuluşu olarak görülen İnternet kimseye gül bahçesi vaat etmiyor. Ana-akım medyada kendi sesine yer bulamayanlar özgürce haber yapma imkânını İnternet ortamında bulsa da gönüllülüğe bağlı bir iş modeline dayanan dijital gazetecilik, bazen fonlarla bazen reklam gelirleriyle bazen de okuyucunun veya izleyicinin ‘gönlünden kopan’ üç-beş kuruşla ayakta kalmaya çalışıyor.

Reuters’in yayınladığı 2018 Dijital Haberler Raporu’nda bir alt başlık tam da bu konuya ayrıldı. Rapor, yeni medya için sürdürülebilir ekonomik model arayışında bağışın ve kitlesel fonlamanın yeni bir fırsat olabileceğine vurgu yapıyor.

‘Batıyoruz’ deyince bağış yapıyorlar

ABD, İspanya ve Birleşik Krallık’taki kullanıcı davranışlarına odaklanan araştırma, haber kurumlarına yapılan bağışın çok düşük oranlarda kaldığını ortaya koydu. (ABD’de yüzde üç, İspanya’da yüzde iki, Birleşik Krallık’ta yüzde bir oranında) Ancak araştırmaya katılanların yaklaşık yüzde 25’i özellikle kurumun varlık-yokluk savaşı verdiğine kanaat getirdiğinde bağışta bulunmayı düşünebileceklerini belirtti. Bağışlar en çok milenyum kuşağından geliyor ve bu kuşak herhangi bir haberi kaçırmamak adına birden fazla kuruma bağışta bulunabiliyor. Yüzde 19 oran ile 25-34 yaş arası okuyucular ücretli haber içeriğini en fazla tüketen grubu oluşturuyor.

Bağıştaki en büyük motivasyon ise politik amaçlar. Sermaye medyasına tepki olarak doğan, sendika ve kooperatif destekli medya geleneği nedeniyle sol görüşlü yayınların bağış kabul etme oranı diğer medya organizasyonlarına göre daha yüksek. Ancak Amerika gibi neo-liberal politikaların öteden beri hâkim olduğu ülkelerde ise bu politik motivasyon daha çok siyasi çatışma dönemlerinde artıyor. Örneğin, ABD’deki yüzde üçlük bağış oranının temel nedeni Trump karşıtlığı.

Ana-akım medyanın devlerinden olan The Guardian ise son dönemde attığı cesur adımlarla yeni medyaya en iyi adapte olan gazetelerin başında geliyor. Reklam gelirlerinin giderek düştüğünün altını çizen The Guardian haberlere ücretsiz erişimi açık tutarken, okurlarından kaliteli haberciliğe devam edebilmek için bağış istiyor.

‘Topluma hizmet’ için abonelik

Gazeteciliğin İspanya’daki itici gücü ise okurun bağımsız ve özgür medyanın korunması isteğinden geliyor. Eldiario.es haber sitesi gönüllü üyelik ve abonelik sistemine İspanya’da en iyi şekilde uyum sağlayan kurumlardan biri. 30 binden fazla üyesi bulunan eldiario.es’in yıllık üyelik ücreti 60 euro. Okuyucular dilerlerse daha fazla bağışta da bulunabiliyor. Eldiario.es üyeliği cazip kılmak adına okuyucularına siteyi reklamsız okuma ve okur etkinliklerine katılma fırsatı sunuyor. Bir İspanyol kullanıcı, üyelik için ücret ödemeyi veya bağışta bulunmayı topluma hizmet olarak gördüğünün altını çiziyor.

TYT’nin sırrı: Topluluk ruhu

Reuters 2018 Dijital Haberler Raporu’nun verilerinden hareketle genel bir değerlendirme yaparsak bugüne kadar hem yeni medya yayıncılığı açısından hem de sürdürülebilir bir ekonomik model açısından en başarılı medya organizasyonlarından biri California merkezli The Young Turks (TYT) diyebiliriz. Gelir modeli olarak dijital pazarlama taktiklerini kullanan TYT, aynı zamanda “Shop TYT” aracılığıyla kendi logosu veya politik mesajları bulunan aksesuar ve kıyafet gibi ürünler de satarak gelirlerini çeşitlendiriyor. Cenk Uygur ve Ana Kasparian’ın liderliğinde içerik üreten kurumu benzerlerinden ayıran en önemli özelliği kendi ağını kurarak izleyicilerinden, üyelerinden ve TYT ekibinden oluşan topluluk ruhunu yaşatabiliyor olması. Güç odaklarından ve ekonomik çıkarlardan kendini uzak tutan organizasyon, sık sık izleyenlerle birebir iletişime geçebildiği buluşmalar düzenliyor, açtığı yeni bir iş pozisyonunu e-posta yoluyla duyurarak bunun ancak üyelerinden gelecek bağışlarla mümkün olduğunu bildiriyor. Yani, izleyiciyi sadece videoların altına yorum yapan kullanıcıdan TYT’nin aktif anlamda söz sahibi olan bir ortağı konumuna yükseltiyor. Siyaseti yolsuzluktan ve çıkar ilişkilerinden arındırma amacı güden bir sivil toplum kuruluşu olan ve kurucuları arasında Cenk Uygur’un da yer aldığı Wolf-Pac National ile geliştirilen sıkı bağlar, TYT topluluğuna çatısı altında toplandığı başka bir ortak amaç daha veriyor.

Ünsal Ünlü: Kendi topluluğunu yarattı

Türkiye’de ise kitlesiyle bu kadar yakın temasta olan bir yeni medya kuruluşu henüz olmasa da kitlesel fonlamanın ve topluluk ruhu yaratmanın en başarılı isimlerinden birisi Ünsal Ünlü. Patreon aracılığıyla kitlesel fonlama gelir modelini uygulayan Ünlü, YouTube reklam gelirlerinden de faydalanıyor. Gelen yorumlara, sorulara ve önerilere kulak vererek interaktif bir anlayışı benimseyen gazeteci, yayın yaptığı platformlarda yaklaşık 45 bin dinleyiciye ulaşıyor. Ünlü, izleyicinin YouTube reklamlarını atlamamasının yayına devam edebilmesi için ne kadar önemli olduğunun altını çiziyor. Bu ricanın karşılık bulduğunu da kullanıcı yorumlarında görebiliyoruz.

Yeni medya haberciliğini bugüne kadarki geleneksel kitle medyası anlayışından ayıran en önemli özellik haber üreticisi ile tüketicisi arasında çift yönlü iletişimi hiç olmadığı kadar mümkün kılması. Sürdürülebilir ekonomik model arayışında da bu interaktif yapının kritik bir rol oynadığını göz ardı etmek yeni medya organizasyonlarının içinden çıkmakta zorlandığı açmazı derinleştirecektir. Karar alma süreçlerine okuru/izleyiciyi dâhil etmek, onlarla buluşma çabası içinde olmak, yorumlarına ve sorularına kulak vermek kitlesel fonlamaya ve bağışa dayanan bir iş modelinde mutlaka meyvelerini verecektir. Dijital haber mecralarının, geleneksel kitle medyasından miras aldığı tek yönlü iletişim alışkanlığını sürdürmesi ve kitlesinden maddi talepte bulunurken onları sadece bir tık olarak görmesi gazeteciliği kurtarmaya yetmeyecektir.


The Bristol Cable modeli: Okurlar tüm üretim aşamalarına katılıyor

Yağmur Çenberli

İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri Bölümü mezunu. Aynı üniversitede alternatif medyanın ekonomi politiği konulu yüksek lisans tezini hazırlıyor.

Journo E-Bülten