Röportaj

Bağımsız medyanın Google isyanı: “Adil ve serbest bir yarışma ortamı talep ediyoruz”

Bu içerik için DALL-E 3 yapay zekâ modeline ürettirdiğimiz görsel. Komut: "Google logosunu antropomorfik bir dev olarak gazeteleri ezerken gösteren bir illüstrasyon." Yazıyı el yordamıyla ekledik.

Sözcü ve Halk TV, haber kuruluşları için bir numaralı dijital trafik kaynağı olan arama sonuçlarıyla ilgili olarak Google’ı sert bir dille eleştiren açıklamalar yaptı. Her gün milyonlarca okur ve izleyiciye erişen bağımsız medyanın yöneticileriyle, Google algoritmasının taraflılık sorununu konuştuk. Ortak talepleri: Google’ın tarafsız ve adaletli olması, kamu yararını ve nitelikli haberciliği dikkate alması…

Halktv.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Ercüment İşleyen, Kısa Dalga Genel Yayın Yönetmeni Kemal Göktaş, Cumhuriyet.com.tr Haber Müdürü Can Uğur, Birgun.net Yazı İşleri Müdürü Uğur Koç, Bursamuhalif.com Yazı İşleri Müdürü Ozan Kaplanoğlu ve Evrensel gazetesinin bilgi teknolojileri yazarı İsmail Gökhan Bayram konuya dair görüşlerini paylaştı. Sözcü ise yazılı açıklama yaptı.

Journo’nun Haber Tüketicisi Araştırması‘na göre Türkiye’de habere erişim için en önemli dijital mecralar, haber siteleri ve Google arama motoru.

Bu yıl Journo Haber Gözcüsü‘nden gelen veriler ise Google’ın %81 oranında iktidar medyasını öne çıkardığını, önerdiği içerikler arasında yalan haberlerin de bulunduğunu ortaya koymuştu.

Verilere göre Google algoritması, haberlerle ilişkili aramaların yarısını sadece 13 siteye yönlendirerek Türkiye medyasının çeşitliliğini yansıtmıyor. Bu arama sonuçlarına her tıklamada hem Google hem de önerilen haber kuruluşu reklam geliri elde ettiğinden konunun bir ekonomi boyutu da var.

ABD Adalet Bakanlığı, tekelci uygulamaları nedeniyle Google’a geçen ay dava açmıştı. Google, arama motoru algoritmasının taraflı olduğu gerekçesiyle Avrupa Birliği’nde de bugüne dek milyarlarca euro ceza ödedi.

Sözcü’ye göre “karartma,” Halk TV’ye göre “sansür” var

Türkiye’de de Google’a karşı tepki büyümeye başladı. Ağustos ayı içinde önce Sözcü ve ardından Halk TV, merkezi ABD’de bulunan bu şirketin Türkiye’deki uygulamalarını sert bir dille eleştirdi. Daha kısıtlı ekonomik imkânlarla bağımsız ve tarafsız yayın yapan çok sayıda haber kuruluşu da sesini yükseltmeye başladı.

Gazeteciler, Google’ın 4 yıl önce söz vermesine rağmen Türkiye’de özgün habercilik yerine “kopyala-yapıştır” içerikleri öne çıkarmaya devam etmesine de tepki gösteriyor. Tüketiciler hemen her tür aramada kalitesiz, tık avcılığı yapan, arama motoru optimizasyonu (SEO) hilelerine başvuran birkaç haber sitesinin Google’da öne çıkarılmasından bezmiş durumda.

Bağımsız medyanın yöneticileri ve konuyu yakından takip eden gazetecilerle, 2023 ekim ayı itibarıyla Türkiye’de haber medyası ekosistemi üstündeki olumsuz etkileri süren Google algoritmasını konuştuk.

Ercüment İşleyen: Google, ekonomik desteğe ihtiyaç duyan iktidar medyasıyla ortak

Halktv.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Ercüment İşleyen, “Google ülke örgütlenmelerinde genellikle otorite ve merkezi yönetimlerle iyi ilişkiler kurmayı önemsiyor. Bu da tekel olarak kabul edebileceğimiz Google’ın iktidar ile toplum arasındaki medya ilişkilerine müdahil olması sonucunu doğuruyor” dedi. İşleyen, sözlerini şöyle sürdürdü:

  • Ülkemizde de özellikle iktidara yakın duran medya yayınlarının izlenme, okunma, takip edilme konusunda yaşadığı sorunlar nedeniyle ekonomik desteğe ihtiyaç duydukları bir sır değil.
  • Google Türkiye’de haber önermeleri ile ilgili algoritmalarında tartışmalı protokoller uygulayarak bir yandan da reklam pastasından iktidara yakın medya kuruluşlarının daha çok pay almasına da aracılık yapmış oluyor. Bu sadece bugün değil gelecekte de kartopu gibi büyüyen bir sorun olarak medya özgürlüğünün önünde duruyor.

Kemal Göktaş: Google’ın tekelleşmiş olması gazeteciler için ciddi bir handikap

Kısa Dalga Genel Yayın Yönetmeni Kemal Göktaş, “Kendi içeriğimizin kalitesi dışında çeşitli dış etkenlerle de uğraşıyoruz. Google’ın arama sonuçlarında iktidar yanlısı basın organlarının üstlerde gösterilmesi bu sorunların başında geliyor. Google’ın bu alanda tekelleşmiş olması gazeteciler için ciddi bir handikap. Dijital dünyada kontrol araçları onların elinde” deyip şunları ekledi:

  • İnternette gazetecilik kapsamına girmeyen birtakım içerikler Google tarafından öne çıkarılıyor. Bu durum sürdürülebilirlik yönünden bizi zorluyor. Buna rağmen bağımsız çizgimizi sürdürmeye çalışıyoruz.
  • Son dönemde oturum sayısı bakımından bir yükselişimiz söz konusu. Kısa Dalga, Google’ın SEO kriterleri yönünden de 100 tam puan alan bir web sitesi. Bu oranlara bakacak olursak bizim Türkiye’de en çok okunan ilk 18 site arasında yer almamız gerekir. Ne yazık ki durum böyle değil.

“Türkiye ve dünyada gazetecilerin ve bağımsız medya kuruluşlarının yaşadığı sorunların farkındayız” diyen Göktaş, sözlerini şöyle noktaladı:

  • Ülkemizdeki bağımsız medya yayıncıları bir araya getiren ortak bir platform oluşturmalı. Journo’nun bu konuya eğilmesi umarım vesile olur. Şu an haksız rekabet var. Adil ve serbest bir yarışma ortamı talep ediyoruz.
Ercüment İşleyen, Kemal Göktaş ve Uğur Koç

Uğur Koç: Kamusal faydası olmayan içerikler okurlara boca ediliyor

Birgun.net Yazı İşleri Müdürü Uğur Koç şu değerlendirmeyi yaptı:

  • Google’ın haber sitelerine karşı “yanlı” olarak değerlendirilebilecek tavrı, son yıllarda yapılan detaylı araştırmalar sayesinde bizler için daha da belirginleşti. Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Türkiye’nin 2021’de hazırladığı kapsamlı Dijital Medya Raporu, bu araştırmaların arasında en öne çıkanı. Bu raporda, Google’ın kullanıcılarını iktidar medyasına yönlendirirken bağımsız medyayı ise baskıladığı açık biçimde görülebiliyordu. Google’ın bugünkü tavrı da bahsettiğimiz rapordaki tespitlerden farklı değil.
  • Örneğin bağımsız bir medya kuruluşu Türkiye’nin gündemine gelen bir habere imza atarken, Google’da öne çıkarılan içerik ise ilgili haber üzerine yapılan (çoğunlukla çarpıtma veya inkâr içeren) resmî bir açıklamayı yayımlayan iktidar güdümlü medya kuruluşuna ait olabiliyor. Diğer yandan, Google’ın uzun zamandır içerikte güvenilirlik ve kalite konularına eğileceği belirtilse de ülkemizde durum tam tersi yönde işliyor.
  • İktidara yakın medya kuruluşları, ekonomik kapasiteleri dolayısıyla bağımsız medya kuruluşlarına göre teknik ve editöryel manada çok daha fazla imkâna sahip olarak yayın yapıyor. Ancak bu yayınlar içerik bombardımanından öteye gidemiyor.

Google tarafından öne çıkarılan bazı içeriklerin gazeteciliğin değerini yitirmesine sebep olduğunu düşünen Koç şöyle devam etti:

  • Kalitesiz, güvenilirlik bakımından sorunlu, kamusal fayda içermeyen, birçoğu gerçek dışı olan içerikler bu yayınlar tarafından okurlara boca edilirken Google da bunları öne çıkararak aslında niteliği zayıf metinlerin “haber” diye dolaşıma girmesini teşvik ediyor.
  • Batılı ülkelerde okurları güvenilir yayınlara yönlendiren Google, Türkiye’de hem iktidara yakın medyayı öne çıkarıyor, hem de okurların kaliteli ve güvenilir haberlere ulaşma hakkını baltalıyor.

Can Uğur: Google, antidemokratik ülkelerde daha dikkatli davranmalı

Cumhuriyet.com.tr Haber Müdürü Can Uğur, “Medya ve özelinde dijital medya hakkında konuşurken yalıtılmış yorumlardan uzak durmak gerekir. Bu ifadeyle kastettiğim konu içinde yaşadığımız dünyanın ve siyasal/iktisadî sistemin dijital medyayı da etkilediğidir” deyip şunları söyledi:

  • Google dediğimiz yapı nihayetinde bir sermaye aracı olarak varlığını sürdüren ve kâr/zarar dengesine göre var olan bir mekanizma. Türkiye özelinde düşünecek olduğumuzda ise iktidarın, özellikle “muhalif” diye adlandırılan iktidara entegre olmamış medya organlarına dönük ciddi bir baskısı söz konusu.
  • Google’ın dünyanın birçok ülkesindeki, yalan ya da ayrımcı haberle mücadeleden belirli haberleri öne çıkarmaya kadar ilkesel uygulamalarının Türkiye’de yeteri kadar uygulanmadığına ilişkin iddialar/analizler söz konusu. Burada Google’a birçok şey söylenebilir, bunların başında Türkiye gibi antidemokratik uygulamaların hayatın her alanında ciddi biçimde uygulandığı sıradanlaştığı ülkelerde daha dikkatli davranması gerekiyor. Bu çok kritik bir konu.

“İğneyi biraz da kendimize batırmamız gerekiyor”

Uğur şöyle devam etti:

  • Ancak iğneyi biraz da kendimize batırmamız gerekiyor. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir alanında demokrasi mücadelesi ya da kazanımlar kendiliğinden gelmiyor. Medya alanı da bu denkleme dâhil. Ülkemizdeki internet siteleri başta gelir modelleri olmak üzere birçok işleyiş mekanizmasını “tek yönlü” biçimde inşa etmiş durumda.
  • Söz gelimi bütün gelir modelleri Google vb. tekel diye adlandırabileceğimiz alanlara endekslenmiş durumda. Hâl böyle olunca kritik zamanlarda “Google neden böyle yapıyor” hayıflanmasının ötesine geçemiyoruz.
  • Burada kritik olan, gelir modellerinden medyadaki etik tartışmalara kadar yelpazenin tüm yönlerini etkin değil edilgen olduğumuz biçimde tarifliyoruz ve harekete geçiriyoruz. Google tartışması bunun en görünen yüzü ama asla tek değil.
  • Google’ın attığı adımları (sadece o değil tüm platformlar) gerektiğinde en sert biçimde eleştirebiliriz ancak sadece buraya odaklanırsak konunun öznesi değil nesnesi oluruz. “Ne yapmalı” sorusu ise başka bir tartışmanın konusu.
Ozan Kaplanoğlu, Can Uğur ve İsmail Gökhan Bayram

Ozan Kaplanoğlu: Yerelde bağımsız haberciliğe erişim epey sınırlı

Journo Haber Gözcüsü verilerine göre Google, yerel medyayı, haberlerle ilişkili arama sonuçlarının %11’inde öneriyor. Bursamuhalif.com Yazı İşleri Müdürü Ozan Kaplanoğlu, okurların yerel haberlere erişmekte zorluk yaşadığını belirterek durumu şöyle özetledi:

  • Yerelde yayın yapan ve içeriğinin büyük bölümü yerel haberlerden ve özel içeriklerden oluşan bir medya kuruluşu olmamıza rağmen Google’ın politikalarından etkilenmekteyiz. Journo araştırmasında da görüldüğü üzere yerel haberlerde bile bilinen ulusal internet gazeteleri aramaların ilk sayfalarında yer almakta, yalnızca sponsorlu içeriklerle ancak görünür kılınabilmekte.
  • Bursa’da yayın yapan internet sitelerinin neredeyse tamamının da iktidar ve onun yerel yönetimleri tarafından finanse edildiği ve onların güdümünde olduğu göz önünde de bulundurulursa, yerel ölçekte yurttaşın alternatif ve hak odaklı haberlere erişiminin epey sınırlı olduğunu da söylemek mümkün. Bursa’da iktidar yanlısı olmayan ve hak odaklı yayıncılık yapan tek profesyonel yayın BursaMuhalif gazetesi iken, görece ana akım diyebileceğimiz internet gazetelerini ise 1-2 rakamıyla tanımlayabiliriz.

İsmail Gökhan Bayram: Kötü ya da aldatıcı içerikler domine ediyor

Evrensel gazetesinin bilgi teknolojileri yazarı İsmail Gökhan Bayram‘ın Google’ın haber medyası ve basın özgürlüğü açısından kritik uygulamalarına dair yorumu şöyle:

  • Google’ın arama algoritmaları kullanıcılara en iyi sonuçları sunmak için değil, Google’a en fazla kârı elde ettirmek için şekillenen algoritmalar. Kullanıcılar Google’da kaldığı, aramalar arasındaki reklamları gördüğü sürece Google’ın en iyi sonuçları sunmasına gerek kalmıyor.
  • Bu nedenle, algoritmaların farklı diller için en iyi sonuçları sunabilecek şekle getirilmesi Google açısından çok gerekli olmayan bir masraf ve iş yükü. Çoğu dil için Google’da yapılan normal aramalar da haber aramaları da sınırlı sayıda sitenin çoğunlukla kötü ya da aldatıcı içeriklerinin domine ettiği sonuç sayfaları getiriyor. Alternatif arama motorlarına geçişin zorluğu ve bu platformların zayıflığı Google’ın müşteri kaybetmesini engellediği için arama algoritmaları da bütün eksik ve zaaflarıyla kalmaya devam ediyor.

“Google gibi uluslararası şirketlerin uygulamalarındaki ‘şeffaflık’ ve ‘çokseslilik’ gibi kavramlar Türkiye gibi ülkelerde pek de geçerli olmuyor” diyen Bayram sözlerini şöyle noktaladı:

  • Böyle olunca da kuruluşu bile doğal olarak taraflı olan bir algoritmanın, daha az özen gösterilen Türkiye gibi ülkelerde çok daha kötü çalıştığına tanık oluyoruz. Kısacası, Google’ın Türkiye’deki “yandaşlığının” altında hedefi belirli bir “düğmeye basma” operasyonu aramanın komplo teorisine doğru kaydığını düşünüyorum.
  • Bugün bu algoritmaları tartışıyor olmamızın sebebini de ayrıca tartışmak gerekiyor. Haber sitelerinin trafiklerinin ciddi bir kısmı Google ve sosyal medya platformlarına bağımlı durumda. Çoğu site açısından bu trafikten vazgeçmek mümkün değil. Google’ın istediği gibi at koşturabilmesinin önemli sebeplerinden biri de bu. Okur alışkanlıklarının nasıl değişebileceğinden tutun da Google ile nasıl başa çıkacağımıza dek daha detaylıca tartışmalara ihtiyacımız var.

Sözcü: Google’ın “kayıtsızlığını” anlamlandırmaya çalışıyoruz

Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Sözcü yetkilileri, gazetelerinin markasının Google’da en çok aranan 10 Türkçe kelimeden biri olduğunu, buna rağmen son dönemde bu arama motorundan gelen trafiğin ciddi oranda düştüğünü belirterek şu ifadeleri kullandı:

  • Sozcu.com.tr’nin haberlerinin görünürlüğü 20-25 milyon seviyelerinden 10 milyonun altına indi. Google yetkilileri ile yaptığımız yazışmalardan bugüne kadar bir sonuç çıkmadı. Soruna ilişkin sorularımız da cevapsız kaldı. Nedenini bilmediğimiz bir şekilde aylardır Google’ın Sozcu.com.tr’ye olan ‘kayıt’sızlığını anlamlandırmaya çalışıyoruz.

Özetle bağımsız medyanın yöneticileri, Google’ın tarafsız ve adaletli olmasını, dijital medyadaki haksız rekabet ortamına ve piyasayı bozucu faaliyetlere son vermesini, haberlerle ilgili arama sonuçlarında kamu yararını ve nitelikli gazeteciliği dikkate almasını istiyor.

ABD şirketi, Türkiye’de medyanın ve tüketicilerin bu şikâyetlerini göz ardı ettiği sürece “algoritmik yanlılık” konusu gündemdeki sıcaklığını koruyacağa benziyor.

İLGİLİ – JOURNO HABER GÖZCÜSÜ

Siyasetçilerin açıklamaları nasıl haberleştiriliyor? Gazeteciler perde arkasını anlattı

Arif Hür

Okan Üniversitesi (MYO) Radyo ve Televizyon Programcılığı bölümünden mezun oldu. Gazeteciliğe 2014 yılında Habertürk gazetesinde başladı. 200'ü aşkın özel röportaja ve 300'den fazla haber imza attığı Habertürk'ten 2018'de ayrıldı. 2022'ye dek Snob Magazin'in yayın yönetmenliğini yaptı.

Journo E-Bülten