Bağımsız gazetecilik ve bu amaçla girilen özgün ve yenilikçi çabalar yavaş da olsa okurdan karşılık buluyor. Dijital dünya, okuru iyi haberciliğe çekecek arayışların hayata geçirilmesi konusunda önemli fırsat ve olanaklar sunuyor. Başlığın bir...
Özgür Basın
Meydan okumak özgürlüktür, mücadele mutluluktur
Gazetecilik bu ablukadan nasıl çıkacak? Yarına hazır mıyız? Yeniden demokrasiye dönecek Türkiye'de geçmişin hatalarından arınmış bir medyayı nasıl kuracağız? Türkiye’nin dürüst gazetecileri artık bu soruları yüksek sesle tartışıyor.
“Zâlim bir despot var ve o gittiği zaman her şey kendiliğinden düzelecek…” Ne güzel bir hayal. Ne naif bir düşünce! Ülkemiz tasmasıyla, prangasıyla ya da gönül bağıyla Saray’a bağlanmış bir medyaya mahkûm olmayacak belki, evet. Peki bu yeterli mi? Özgür ve nitelikli bir gazetecilik faaliyeti için önümüzdeki tek engel, tek adam rejimi mi?
Keşke bu soruya kolayca “evet” diyebilseydik. Mesleğimizin kurtuluşu sadece bir an meselesi olurdu. Hâlbuki çok daha köklü sorunlarımız var. Pek kimsenin konuşmayı tercih etmediği sorunlar…
Başlıca sorun, gelir modeli: Türkiye'deki medya kuruluşları para kazanamıyor. Para kazanamadığı için çalışanına iyi ücret ödeyemiyor. Bu yüzden en iyi üniversitelerin en parlak öğrencileri gazeteci olmayı tercih etmiyor. Bu durum ürün kalitesini düşürüp okuru/izleyiciyi kaçırdığı gibi, gazeteciliği de yavaş yavaş bir meslek olmaktan çıkarıyor. Gazetecilik, aslında davasına hizmet eden adanmış aktivistlerin ya da tuzu kuru romantiklerin uğraşı hâline geliyor. Ve bu çok tehlikeli bir gidiş.
Çünkü kaliteli habercilik yapmak veya başka sektörde iyi maaşlı bir iş bulmak için gerekli becerilere sahip olmayan biri -ne kadar iyi bir insan olursa olsun- mevcut işini kaybetmemek için kendisine söylenen her şeyi yapabilir. İşte bu yüzden etik gazetecilik şansa ya da iyi niyete bırakılamaz. Profesyonel gazetecilik için gerekli olan becerilerin yerine “iyi insan olmak” konamaz. Özgür ve nitelikli bir medya için verilen mücadele, iyilerle kötülerin savaşına indirgenemez. İşleyen bir gelir modeli olmadan bağımsız ve kaliteli yayıncılık sürdürülemez.
Mevcut medya ortamını yaratan ekosistemi ve habercilik yapmaya çalışan kuruluşların idari-teknik-editöryel zafiyetini de konuşmak durumundayız. Basın özgürlüğünü, gazetecilik etiğini, nitelikli haberciliği maddi koşullarla birlikte düşünmezsek “iyi niyetli ama kısıtlı gazeteci-zalim despot” denkleminin dışına çıkamayız.
İşte Journo’da #ÖzgürBasın etiketiyle okuduğunuz yazılar biraz da bunun için: Gazetecilik bu ablukadan nasıl çıkacak? Yarına gerçekten hazır mıyız? Yeniden demokrasiye dönecek Türkiye'de geçmişin hatalarından arınmış bir medyayı nasıl kuracağız? Türkiye’nin dürüst gazetecileri artık bu soruları yüksek sesle tartışıyor. Çünkü bu mesleği önemsiyoruz. Çünkü topluma sözümüz var.
İnadına gazetecilik!
👇
Bir halatı karşılıklı olarak çekmek gibi… Sansüre boyun eğmiyorsanız o halatın bir ucuna hep asılıyorsunuz. Asılırken şunu da biliyorsunuz: Basın özgürlüğü kazanıldıktan sonra da halatı sıkıca tutmak gerekir. Bırakırsanız yine gider. Peki bunun bir...
Sloganların haberden çok prim yaptığı, televizyonların yayın saatlerini haber değil hep aynı isimlerin yer aldığı tartışma programlarıyla doldurduğu, yazıların haberden çok okunduğu bu dönem geride kalacak. Eski dönemin bütün yanlışlarından ders...
Merkez medyada iktidarın propagandasına yıllarca ortak olan ‘gazeteci’lerin bugün çıkıp çalıştıkları kurumların nasıl cendereye alındığını anlattıklarında alkışlanmalarını anlayamıyorum. İktidarın kontrol ettiği medyada yönetici, üst düzey programcı...
Bir katilin cinayet tanıklarını düşman sayması gibi, yozlaşmış iktidar da gazeteciyi düşman kabul eder. Türkiye’de gazeteci, kamuoyu ile etkileşim kurabiliyor. Kanaat oluşturabiliyor. Bu da onu hem bir güç, hem de hedef hâline getiriyor. Bitmeyen...
Yaşam hakkından sonra en önemli hak olan düşünce, ifade, gerçeğe ulaşma ve onu paylaşma hakkı gevşemeye gelmez. Hak ve özgürlükler toplumların, bir nevi Sisifos başkaldırısıdır. Sonu yoktur; rahatı, bıkması, vazgeçmesi yoktur. 20. yüzyıl...
İktidar ve menfaat rüzgârları o gün nereden esiyorsa yalanları ona göre değişir. Turkuaz gazeteciler duruma anında uyum sağlayıp ağız değiştirir. Bazen talimat gecikir. Gelişmeleri kaçıran “gazeteciler” de ofsayta düşüverir. Bu zavallılığı hiçbir...
Yaptıkları haberlerden dolayı bugün demir parmaklıklar arkasında olan Kürt gazetecileri devletin yok hükmünde sayma anlayışını sessiz kalarak onaylayan gazeteciler ve meslek örgütleri yeni bir medyayı doğru temele oturtabilir mi? Siyasi, iktisadi ve...
Dostları Galileo’yu engizisyon önünde “Haklısınız, dünya dönmüyor” demeye ikna etti. Galileo giyotine vurulmaktan kurtuldu. Ancak mahkeme kapısından çıkarken “Dünya yine de dönüyor” diyecekti. Önemli bilim insanı...
Mesleğinizi yaptığınız için aleyhinize bir soruşturma veya dava açılırsa ve cebinizden turkuaz bir kart çıkaramazsanız gazeteci sayılmadığınız gibi otomatikman suçlu kabul ediliyorsunuz. Felsefeci İoanna Kuçuradi, hukuki bir kurum olarak devleti...
Birçok gazeteci şunları unutmuş gibi: Gazeteciler hükûmet çalışanı değildir. Gazeteciler devlet memuru değildir. Gazeteciler aktivist değildir, tetikçi hiç değildir. Gazetecinin işi sadece gerçekleri yansıtmaktır. Her ne kadar başlığın “Asiye nasıl...
Önümüzdeki dönemde gazetecilerin mesleğin sorunlarından daha çok gayri-merkezi internet çözümleri ve bunlarla ilgili pratikleri benimsemeye yönelik araçları tartışması beklenir. 2000’li yılların ortasından başlayarak büyük basın yayın kuruluşlarının...