Journo’nun “Temeller” yazı dizisinde gazetecilik için önemli metinleri ilk kez Türkçe yayımlıyoruz. Bu bölümde, New York Üniversitesi’nde gazetecilik doçenti olan Jay Rosen’ın, 2013’te ilk kez yayımlandığında çok ses getiren “The View from Nowhere” (Hiçbir Yerden Manzara) başlıklı yazısı var.
Rosen, 20. yüzyılda doğan ve nesnellik gibi ilkeleri esas alan ana akım kitle medyasını “yeni ahit gazeteciliği” olarak tanımlıyor. Ancak yüzyıllardır var olan ve daha bireysel bir tarzı temsil eden “eski ahit” gazetecilik, internetin ve sosyal medyanın damga vurduğu 21. yüzyılda yeniden yükseliyor. Baran Orduran’ın tercüme ettiği Jay Rosen yazısı:
Özgür basın tanrıları bize ilk olarak ‘eski ahit’i verdi. Sonra “yeni ahit” yükseldi ve yaklaşık 90 yıl boyunca yönetimi ele geçirdi. Son zamanlarda eski ahit yeniden dirildi ve şimdi her ikisine de ihtiyacımız olduğunun kabul edildiği denkliğe ya da yumuşamaya yakın bir durum söz konusu. New York Times köşe yazarı Roger Cohen’in yakın zamanda ifade ettiği gibi, “Her bir form diğerini tetikleyebilir.”
Eski gazetecilik
Eski ahit gazeteciliğinde “halk,” haberler hakkında konuşmak için haberlerin etrafında toplanan insanlardır. Siyasî argümanlar ve gazeteciliğin sunduğu bilgi ürünleri —”neler olup bittiği” ve bu konuda nasıl düşünmemiz gerektiği— o kadar iç içe geçmiştir ki bu ikisini birbirinden ayırmak pek mantıklı değildir. 18. yüzyıldan örnek bir figür, keyfî iktidara karşı kamuoyunu harekete geçirmeye çalışan büyük bildiri yazarı, baş belası demokrat Tom Paine olabilir.
Bugün The Guardian’dan Glenn Greenwald da aynı şekilde çalışıyor. O, gücün kötüye kullanılmasına karşı kamuoyunu harekete geçirmeye çalışan bir baş belası. Greenwald’ın gazeteciliğinde siyasî argümanlar ile olup bitenler hakkında bilgi vermek arasında doğal bir ayrım yok.
Roger Cohen, Times’ın eski editörü Bill Keller gibi meslektaşlarından “geleneksel” tarafsızlık iddialarını gözeten “eski tarz gazeteciler” olarak bahsediyor ama bence bu yanlış. Aslında Greenwald’ınki eski ekol, New York Times gazeteciliği ise daha yeni dönem geleneğidir.
Edward Snowden’ın New York Times yerine Greenwald’a güvenmesini sağlayan olaylar, yeni ahit gazeteciliğinin sorunlarının ortasında eski ahit etkisinin geri dönüşüne dair bize çok şey anlatıyor. Fakat konumuzun dışına çıkmayalım.
Eski ahit gazeteciliğinde finansal destek bulmak zordur, muhalefet yoğundur, rekabet çetindir, yetkililer sık sık basındaki baş belalarına kızar, olaylar ve ifşalarla popülerlik şişer ve büzüşür. Çılgın bir yolculuk ve güvencesiz bir yaşam biçimidir.
Eski ahit gazeteciliği ABD’de İngiliz yönetimine karşı kolonileri birleştirme kampanyasıyla başladı. İfade özgürlüğünün yakın kuzeni olan eski ahit, elbette diğer biçimleri de koruyan Birleşik Devletler Anayasası’nın Birinci Ek Maddesi ile anılmıştır. Yeni ahit gazeteciliğin güç kazanmasıyla eski ahit 20. yüzyılda bir alt akım hâline gelerek varlığı azaldı. Ancak hiçbir zaman akışı durmadı ve bugün internet sayesinde yeni bir hayat buluyor.
Yeni gazetecilik
Yeni ahit gazeteciliğinde “halk,” siyasî olaylara ve iktidara yabancı olan insanlardır. Meşguldürler; geçimlerini sağlamakla, çocuklarını yetiştirmekle ve diğer işlerle uğraşırlar ve bu nedenle haber uzmanları tarafından bilgilendirilmeye ihtiyaç duyarlar.
Yeni ahit gazeteciliğinde kurtuluş, elbette Amerikan gazetelerinde haber ve görüş sayfaları arasındaki ayrımla ve İngiltere’de BBC’ye ve Avustralya’da ABC’ye kodlanmış “tarafsızlık” zorunluluğuyla sembolize edilen gerçekler ve değerlerin ayrılmasıyla elde edilir.
BBC’nin Tom Paine’i kimdir? Yok ve hiçbir zaman da olmadı. Bu onların dinine aykırıdır. Yeni ahit gazeteciliği 20. yüzyıla ait bir şeydir. “Nesnellik” doktrini ile ilişkilidir, ancak daha çok 1908 civarında gazetecilik okullarına yönelik ilk hareketlerle başlayan ve 1920’ler ile 1930’larda meslek örgütleri tarafından takip edilen basında profesyonelliğin yükselişi ile ilişkilidir.
Yeni ahit gazeteciliğinde, medyanın finansal güvenliği normdur. Haber üretip sunmak için büyük sermaye maliyetleri gerektiğinden medya sektörüne girmek zordur.
Yeni ahit riskten kaçınır çünkü haber ulaştırma imtiyazı çok değerlidir. Misyon kamuoyunu harekete geçirmek değil, güveni sürdürmek ya da başka bir deyişle markayı korumaktır. Kitleler istikrarlı olma eğilimindedir. Yetkililer gazetecilerle ilişkilerini bir düzene sokmayı öğrenirler. Gazetecilik ve yayıncılıktaki profesyonellik, siyaset ve diğer bilgi alanlarındaki profesyonellikle iyi bir şekilde iç içe geçer. Böylece güvenilir uzmanlar fihristi oluşur.
Yeni ahit gazeteciliğinin de kahramanca biçimleri vardır, özellikle de araştırmacı gazetecilikte… Temsilcisi Washington Post’tan Bob Woodward‘dır (ya da efsanevi versiyonda Robert Redford) ve sembolik zirve noktası, kısmen Washington Post’un amansız haberleri nedeniyle Richard Nixon’ın Ağustos 1974’teki istifasıdır. Bu olayları hatırlatan yeni ahit bilgeleri, gazetecilikte erdemin ne olduğunu açıklamak istediklerinde “ayakkabı derisi haberciliğinden” bahsederler [Çevirmen notu: Bu deyişi Türkçe’ye “tabana kuvvet gazeteciliği” diye de çevirebiliriz. Kast edilen, bir muhabirin geleneksel yöntemlerle haber yapmak için ayakkabısını eskitecek kadar çok yürümek, birçok kaynakla doğrudan temas kurmak, çaba harcamak zorunda oluşudur.]
Karşılaştırma
Eski ahit gazeteciliği herkesi demokrasinin büyük sohbetinin bir katılımcısı olarak görür. Yeni ahit ise içeridekiler ve dışarıdakiler, oyuncular ve seyirciler olduğunun farkındadır. Bunlar arasında arabuluculuk yapmaya çalışır.
Yeni ahit düşüncesinde insanların önce gerçeklere ihtiyacı vardır. Gerçeklerden haberdar olduktan sonra fikir geliştirebilir ve “kendi kararlarını verebilirler.” Eski ahit mantığında ise insanların önce tartışmaya katılmaları gerekir. Daha sonra bilgilenme ihtiyacı hissedeceklerdir.
Yeni ahit gazeteciliği güvenilirlik, öngörülebilirlik, medeniyet, profesyonellik ve itibarın zaman içinde korunması konularında güçlüdür. Bu da reklam verenlerin yanı sıra, BBC ve ABC’ye vergi mükellefleri tarafından yapılan sübvansiyonları sürdürmek için oy kullanması beklenen siyasî koalisyonlar için bariz faydalar sağlar.
Eski ahit gazeteciliği ise katılım ve harekete geçirme konusunda güçlüdür. Risk almaya daha yatkındır, birilerini gücendirmemek için kendini sansürleme olasılığı daha düşüktür. Bireysel gazeteciye bir ses ve kimlik verir.
Eski ahit gazeteciliğinin de kötü yanları vardır. Malî açıdan istikrarsızdır ve bu nedenle sık sık satın alınabilir. Daha sık aşırılığa kaçar ve uygunsuz gerçekleri ihmal ederek resmi çarpıtabilir. Eski ahit gazeteciliğinde sürekli tehlike, doğruyu söylemenin propagandaya dönüşmesi ve haberin sadık kimseler için teselli edici bir gıda hâline gelmesidir. Yeni ahit tarzında ise tehlike, hakikatin ‘o şöyle dedi, bu şunu söyledi’ye indirgenmesi ve benim malûmatfuruş dediğim, içeriden bilgi alan uzmanların diliyle söylenmesidir.
Yumuşama
Bugün, medyanın iş modeliyle ilgili bilinen sorunlar, tekelleri aşındırarak ve alanı daha düşük maliyetli rakiplere açarak yeni ahit gazeteciliğini zayıflattı. İnternet, tüm oyuncular için haber ulaştırma sorununu çözüyor. Meslektaşım Clay Shirky’nin de dediği gibi, yayıncılığı bir sektör ya da iş olmaktan çıkarıp bir düğme hâline getiriyor. Bu da eski ahit formlarının yeniden hayat bulmasını sağladı. Yeni ahit geleneklerinin 11 Eylül’den sonra basına gözdağı verilmesi ve 2003’teki Irak savaşına ilişkin hatalı gerekçelerin tespit edilememesi gibi başka zayıflıkları da ortaya çıktı.
1970’lerden 1990’lara kadar gazetecilikte yaygın olan bir tür yeni ahit köktenciliği, bu yüzyılda blog yazmanın ilk yıllarında da varlığını sürdürdü. Öznel fikirlerin daha çok öne çıktığı tarzı küçümsedi ve bunun takipçilerini “yankı odaları” diye alaya aldı. Kendisini “geleneksel” olarak tanımladı ve diğer herkesi marjinal ilan ederek reddetti. Bu, tekelcilikten doğan bir kibirdi.
Ancak daha sonra yeni ahit gazetecileri blog yazmaya ve son zamanlarda sosyal medyayı içten bir hevesle kullanmaya başladılar. Bugün tüm cevaplara sahip olduklarından o kadar emin değiller. İş modellerinin bozuk olduğunu biliyorlar. Glenn Greenwald’lara ve haberde kişisel “franchise” modelinin diğer uygulayıcılarına özgü şahsî ses ve ikna gücünün avantajlarını görebiliyorlar. Eskiden izleyici olarak bilinen insanların haberlere daha fazla katılmak istediğini ve içeriden bilgi verenlere her zamankinden daha az güvenildiğini anlıyorlar.
Tüm bu güçler yeni ahit gazeteciliğini eskiyle uzlaşmaya ve yumuşamaya doğru itiyor. Bunun bir belirtisi de eski New York Times editörü Bill Keller ile Greenwald arasındaki görüşmedir. Keller diyor ki:
- Amerika’nın mücadeleci gazeteciler tarihinde, bildiricilerden skandal habercilerine, 1960’ların Yeni Gazeteciliği‘nden günümüzün en iyi aktivist blog yazarlarına kadar hayranlık duyacak çok şey buluyorum. En iyi dönemlerinde, cesaretleri ve tutkuları gerçek reformları tetiklemiştir (genellikle [1896–1917 yılları arasındaki] İlerici Dönem’de olduğu gibi, gazetecilerin “hükûmetlerle olan siyasi ilişkileri” sayesinde). Umarım Ulusal Güvenlik Ajansı’nın hiperaktif gözetimi konusunda yaptığınız haber gecikmiş bir hesap verebilirliğe yol açar. Ancak The Times ve diğer ana akım haber kuruluşlarının yaptığı gazetecilik —en iyi hâliyle— gurur duyulacak çok şey içeriyor…
Doğru. Gazeteciliğin her iki türü de erdem konusunda tekel değildir. Greenwald’ın sık sık söylediği gibi, büyük gazetecilik her iki gelenekten de gelebilir. Ben Yahudi olduğum için daha çok eski ahit taraftarıyım. Ancak her ikisine ve ikisini yeni bir tarzda birleştiren müstakbel formlara ihtiyacımız olduğunu da düşünüyorum. Mesih henüz gelmedi.
Bu yazının İngilizce orijinali ilk olarak 3 Kasım 2013’te PressThink adlı blogda Jay Rosen imzasıyla yayımlandı. Rosen yazının başında, “Birkaç saat içinde Avustralya’nın Sidney kentindeki Sidney Opera Binası’nda düzenlenecek olan Kamu Bilgi Forumu’nda sunacağım bildirinin taslağı bu. Sadece bir taslak olduğu için pek çok ayrıntıyı atlıyor ve elbette başka bir sıkıcı konferans sunumu olmaması için aşırı basitleştiriyor” notunu paylaşmıştı.
Baran Orduran’ın ilk kez Journo için Türkçe’ye çevirdiği yazıda bir metafor olarak geçen “Eski Ahit” (Eski Antlaşma veya daha eski deyişle Ahd-i Atik), Kitâb-ı Mukaddes’in İbranice kaleme alınmış olan, İsrailoğulları’nı ve peygamberlerini anlatan ilk 24 bölümüne Hristiyanların verdiği isimdir. “Yeni Ahit” ise bunun ardından gelen, Yunanca yazılmış, Hz. İsa’nın yaşamını ve öğretilerini anlatan 27 bölümdür.
Rosen’ın yazısına başlık olarak seçtiği “the view from nowhere” (hiçbir yerden manzara), özellikle ABD’de yaygın bir gazetecilik deyişidir. Felsefeci Thomas Nagel”ın 1986’da yayımlanan kitabına ismini veren bu deyiş, gazetecinin nesnel ve tarafsız bir gözlemci olarak rolüne gönderme yapıyor. “Gazeteciliğin internetle birlikte tarihsel köklerine döndüğü” tezini savunan bir başka yazı olarak John Maxwell Hamilton ve Heidi Tworek’in şu makalesi de ilginizi çekebilir.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: TEMELLER YAZI DİZİSİNDE ÖNCEKİ BÖLÜMLER
Efsanevi gazeteci Hunter S. Thompson’ın mektubu: “Biz insanı değil, amacı anlamanın peşindeyiz”
Maria Ressa’nın Nobel konuşması: “Hakikat uğruna neleri feda etmeyi göze alıyorsunuz?”
Murrow’un tarihi konuşması: “TV haberleri izleyiciyi yatıştırmamalı, kaşındırmalı”
Gazeteciliğin demokrasi için önemi: Lippmann ve Dewey’nin “kamuoyu” tartışması
Gazetecilikte ilk doktora tezi: Ahmet Emin Yalman, Columbia Üniversitesi’nde yazmıştı
Gazeteciliğe karşı propaganda: Muhabir önce hakikate mi bağlıdır, yoksa ülkesine mi?
Haber kaynaklarını çeşitlendirirken gazetecilerin sorması gereken 5 soru
Haberleri umursayan kaldı mı? The Wire dizisini yaratan gazeteci yazdı
“Sadece ıvır zıvır şeylerle uğraşıyorsanız siz gazeteci değil, şovmensiniz”
Editör ne iş yapar? New York Times gazetecileri iyi editörlüğün sırlarını anlatıyor