Böyle içerilerinizde, daha önce kimsenin yakmadığı ışıklar vardır. Karanlık petrollerin arasında, oksijen bulabilmiş turuncu, kırmızı, sarı, yeşiller gibi. Olabildiğince. O ışıklara elektrik geldi gibi oldu. Derinlerde, daha önce üzerinde yürünmemiş yeni yollar. Kumaşlar uçuşsun, elmalar yuvarlansın, voltajlar değişsin baştan aşağı. Aleyna Tilki’nin yeni video klibi Sen Olsan Bari başladı. Ortamın kimyası yeniden karıldı. Etraftaki güller havalandı, gezegen etrafındaki uydular gibi dönelendi dönelendi de.
Tonlar bir değişti, bir değişti. Sarıları, turuncuları göze göründü, arada kalanlar yitti gitti. Hangi sarı öyle o. Etrafın tüm elektriği, içerideki ışıkları yaktı yaktı da. Çerçeveler, çizgilere, boyutlara sığmadığında böyle olur. Naz değil, şımarıklık değil, etrafta ateşler dönerken. Suyun öte yanında bir şeyler oldu.
Bir yırtılma anı, Sen Olsan Bari. Enstrüman, ritm üzerine Doğu-Batı düalitesinde çok doğru bir inşaat. Maske, kabuk yok; yepyeni bir denge noktası. Aleyna Tilki’nin üslubu ve kimyası ile uyuşmuş. Laboratuvarda değil. Vokali temiz, seçilen enstrümanlar en doğru bileşimde. Sisifos taşının hangi yükseklikten aşağıya bırakılacağı çözülmüş.
Etrafta mırıldanan, vızıldayan karaağızlar çalkalanadursun, Aleyna çok daha yukarılara yürüyecek. Eminiz. On numara bir tekli, Sen Olsan Bari. Hiç geçmeyen, zor geçen, köhneleşen bu yazı uçurur kendi başına. Hem Ersay Üner’in hem Ozan Çolakoğlu’nun hem de klibin yönetmeni Serdar Börcan’ın ellerine sağlık. Müzikte Batı ve Doğu ezgileri, armonisi bu kadar dozunda birleşebilirdi. Tonlar, ritmler de sosyolojik gelişimleri takip etmek için müthiş izlekler. Kendi döneminde Sanayi Devrimi de [mekanik, fabrikavari müzikler] enstrümanlara, ritmlere, tonlara yansıyor; modernizm [atonal] veya Dünya Savaşları da.
Son 30-40 yıldırsa hızlandıkça hızlanan bir gündelik hayata, giderek ivedileşen ritmler eşlik ediyor. Anaakım popüler müziğimizde Gülümse [Sezen Aksu, 1991], bu hız ölçeğinde önemli bir durak. Sonrası geldi zaten.
Pijamalarla havuza koşanlar
Şeker pembesi, kalpli, dev peluş ne kadar tatlı bir imge olmuş. Oturmuş video klibe. Çok güzel dans eden, en baştan bir dünya yıldızı dozunda star ışığını bulunduğu her mekana saçan Aleyna Tilki. Her ne kadar kanona dâhil olmasına vesile olsa da, kotlu, yarı-tshirtlü, gece ışıkları önünde dans eden Aleyna’dansa pijamayla havuza koşan Aleyna’yı tercih ediyoruz. Yıldız ışıkları olduğu müddetçe pijama da yeter ve artar bile.
Uzun bir otobüs yolculuğunda
Çocuk şarkıcıları her zaman çok sever bu toplum. Sevdiği kadar da hırpalar. Freud savaşları süredursun, mütereddit sosyolojik aynalarımızdan biri, belli ki. Artık arabesk yok. Aslında daha güçlü var da, başka kıyafetlerde. Yeni nesil muhafazakâr-arabesk rapçilerde mesela. Ritmler hızlansa da, kadere, düzene isyan eden bir tür neo-70ler şarkı sözlerinde. Sen Olsan Bari minvalinde, dozunda şarkılarsa, bu zamana ve bu topraklara daha doğru yanıtlar veriyor.
Sahiden de çoğumuz kalplerimizi çaldırdık yarı-yollarda. Onlar kalplerimizi yedi. Masum oyuncak bebeklere hiçbir zaman olmadığı kadar ihtiyacımız var. Uzun yollara, sırt çantamızda oyuncak bebeklerle vurarak belki kalbimizi geri alabiliriz. Terk edilmiş benzin istasyonlarında, naif otobüs terminallerinde. Aleyna Tilki ve yeni şarkısı Sen Olsan Bari ile uzun bir otobüs yolculuğunda çaldırdığımız, yanlış aynalarda yedirdiğimiz kalplerimizi geri kazanabiliriz belki.
Belli mi olur?
